Erol ŞEKER

Erol ŞEKER

Saman'la, Altın'ı karıştırmak buna derim...

Saman'la, Altın'ı karıştırmak buna derim...

Siyaset çok enteresan bir uğraş. Hele bu siyaseti adam gibi yapmak daha başka bir gurur.  AK Parti Çarşamba İlçe teşkilatında uzun süredir süren gerilim siyasette ne kadar pislikler dönerse dönsün sonunda haklı ve gururlu olanların, teşkilatçılığı bilen ve bu davaya gönül verenlerin mutlak kazandığını bir kere daha gösterdiler. Burası bir pazardır ve hangi pazarda ne alınıp, neyin satılacağını insanlar iyi kötü bilir. O nedenle " Saman pazarında altın, altın pazarında saman satılmaz" diyorum...

Bilindiği üzere aylarca eski İlçe Başkanı Mehmet Köse'yi ve ekibini destekleyen Köktaş, son anda her ne oldu ise büyük bir manevra yaparak İlçe başkanlığına hem de kendisinin, hatta köylüsü olan İbrahim Ertürk'ü önerdiği köylüsünü de yolda bırakarak yerine Anıl Seyfi Arslan'ı Genel Merkeze atanmasını sağlamıştı. Siyaset bu andan itibaren Çarşamba' da değişmeye başlamıştı. Ve yönetim DİRENİŞE GEÇMİŞTİ.

Şahsımın düşüncesi, Anıl Seyfi Arslan'ın ataması ilk anlardan çoğu kesim tarafından desteklenmişti. Ancak Sayın Arslan'ın bilmediği tek nokta siyasette ki alengirli, alicengiz oyunları idi. Arslan ilçeye yeni ilçe başkanı olması ile birlikte duruşu, kişiliği ve saygılı tavırları ile AK Partide ki sıkıntıyı giderecek ve bir seviyeye getirecek isim olarak göründü.

Ancak yukarıda da dile getirdiğim gibi getiriliş ve getirenlerin düşüncesi farklı olunca ona şansı yine kendileri vermedi. Arslan ilk toplantıya girdiğinde karşılaştığı tepki sonrasında, "Arkadaşlar ilk gün haklı tepki verebilirler ama bekleyelim ilk sinirler geçsin sonra arkadaşlarımla birer birer görüşerek düşüncelerini alır ve istifa kararlarını konuşuruz" şeklinde tepki vermesi herkesi bir adım geri attırmıştı.

Ancak daha sonra Başkan Köktaş, İlçe Başkanı Anıl Seyfi Arslan'ı yanlış yöne yönlendirmiş. İddialara göre Başkan Köktaş, İlçe başkanı Arslan'a "Çarşamba'da sadece Hasan Öneği'nin dediklerini yap!. Ondan başkasını dinleme" sözlerini iletmesi aslında her şeyi berbat etmiş.

Hasan Öneği belki iyi bir teşkilatçı olabilir ama parti içinde kimsenin çok güvenmediği isim olup çıkmış. Öneği'nin, Mustafa Acar, Ahmet Yılmaz, Mehmet Köse ve Anıl Seyfi Arslan yönetimlerinin hepsinin içinde bir şekilde yer almış, "gelen ağam giden paşam" muhabbeti yapmış olması kendini anlatmaya geldiğinde ise, "Ben teşkilatçıyım. Kişilere değil teşkilata çalışırım" sözlerini kullansa bile yönetimleri içerden çökerttiği iddiaları teşkilat içinde büyük huzursuzluk yaratmaya başlamış.

Anıl Seyfi Arslan bu güne kadar gazetecilik mesleğimde sanırım görüp göreceğim ilk ve tek adam gibi adam. Bunu net şekilde gösterdi. İlk görüşmemizde ne dediyse uygulamaya çalışan Arslan'la birlikte siyasetçi de ki vefayı gördüm. En azından efendiliğini, saygısını gösterme şekli, kişiliğinin ne kadar düzgün olduğunu. Ama kendisini sözüm ona destekleyenler onu yarı yolda bıraktığını da hissettik. Onunla alakalı sıkıntı fazla yoktu. Asıl sorun Başkan Köktaş ve ekibinde olsa gerek. 

Ve final gecesi Sayın Arslan bir kez daha arayarak, "Erol bey  sizinle başladık sizinle bitirdik. Kısa da olsa yaptığınız çalışmalar ve emekler nedeni ile size teşekkür ediyor, hakkınızı helal etmenizi diliyorum" sözleri beni adeta şok etti. Çünkü bunca yıl içinde ilk kez bir siyasetçi arayarak helallik isteyip teşekkür ediyor. İşte adam gibi adam siyaseti bu olsa gerek. Biz bu yazıları hep yazdık!.  Ama kimse kusura bakmasın adam gibi adam Arslan'a bile hata yaptıran zihniyetin dürüst olacağını, temiz siyaset yapabileceğini hiç mi hiç sanmıyorum.

Ve Arslan geldiği gibi soyadı gibi "Arslan gibi bıraktı görevi ve çekildi kenara". Yerine Mahmut  Çekiç atandı. Kendisine hayırlı olsun. Çekiç için fazla söz yazmayacağım. Onların mücadelesi ve nedenleri belliydi ve hedefe ulaştılar.  Şimdi artık hepsinin seçim arenasına dalacağı günü sabırsızlıkla bekliyorum.

O nedenle yazımın başında da bahsettiğim ve yine bunu çok fazla kullanan bir dostumun şu sözü ile yazımı sonlandırmak istiyorum: " Saman pazarında altın, Altın pazarında saman satılmaz." Saman gördüklerinizin altın, altın gördüklerinizin de saman gibi olduğunu asla unutmayınız. Finalde ise Samanla altını karıştırmak buna derim...

Dersini alması gerekenler inşallah almışlardır derslerini de; artık dostlarını her gördükleri pazar da saman niyetine pazarlamazlar ve satışa getirmezler. Unutmasınlar ki o dostların içinde çok fazla Altın gibi değerli olanları da mutlak vardır.

Mutlu ve (sağ)-lıcakla kalın...

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
Erol ŞEKER Arşivi