Ülkenin üstünde siyasi kazan kaynarken, altta yani ilçelerde de kazan fokurduyor. Hep siyasetçileri eleştiriyoruz da hiç kendimize bakmıyoruz. Kendimizi eleştirirken neyimizi eleştireceğiz diye düşünen olabilir.  Biz de o kadar eleştirilecek sorunumuz var ki; en başta birlik ve beraberlik sorunumuz var.

Medya üzerine o kadar çok dert sıkıntı var ki!:

O nedenle bakın hep basın öcü olarak gösteriliyor. Hele Çarşamba' da basına hiç değer verilmediği aşikar. Bizimkiler ne zaman bir yerleri sıkışsa o gün basın akıllarına geliyor ama iyi günlerinde asla Çarşamba basınını aklının ucundan geçirmiyor.

Elin gavurları tabldot dediğimiz bizim gazete ebadına ve hatta daha küçük ebatlarına dönerken 3. dünya ülkesi gözü ile eski matbaa makinelerini pompalıyor Türkiye' ye. Bizimkiler de maşallah hem Avrupalıyız diyorlar hem de devasa makinelere hücum ediyorlar ve çarşaf ebadında gazeteler çıkartıyorlar. Hele birde boyalı yani renkli ise bizim esnafta onlara hücum ediyor.

Bizim esnafımız, işadamlarımız, siyasetçilerimiz köşeye sıkıştıklarında kendi ellerinde ki basının ve diğer meslek gruplarının değerini biliyor. Kısacası değeri hep dara düşünce hatırlanan meslek gruplarının başındayız.

Bu neden oluyor?

Bunların hemen tamamı kendimizden ve ilçede ki yöneticilerimizden kaynaklanıyor. Ayrıca Dedikodumuz Evdeki Eşlerimizden daha çok sözüm ona erkeklerimizde olduğu sürece de bu işin düzeleceği yok.

Son günlerde Ülke genelinde ve Samsun' da oluşumlar kurulmaya başladı. Hem de büyük bir hızla. Hemen tüm meslek kuruluşları dernekleşirken bizim meslek grubu yıllardır Cemiyetler ve akabinde oluşan Gazeteciler Federasyonu dışına çıkamadılar. Bunlar da bir şekilde her yerde olduğu gibi tekelleşip gücü, maddiyatı olanların eline geçince yerel basın dediğimiz ilçe gazeteleri ölüm döşeğine düştü.

Çok şükür ilçe gazete sahipleri de o kadar uyanık ki: Bu gün kazandığı sürece başkası ölmüş umurunda değil. Birlik beraberlik sıfır. Bana dokunmayan yılan bin yaşasın kafasında...

Ama zaman geldi geçti bu gün hepimizi bu yılan sokmaya başladı. Yılanlarımız çoğalıyor uyanamadık gitti bir türlü. Bu arada sözüm ona Uyanan bazı İnternet medyası sahipleri SİMED adı altında dernekleşti. Şimdi ilçeleri fır fır dolaşarak üyelerini çoğaltmaya ve birlik mesajları vermeye başlıyorlar ve hatta başladılar. Ama mesela acı ama gerçek şu: Çarşamba'ya 1- 2 defa gelmelerine rağmen BİRLİKTEN DEM VURAN MESLEKTAŞLARIMIZ İŞADAMLARI VE SİYASİYLERİN KUCAĞINA KOŞARKEN, İLÇEDE Kİ YEREL GGAZETELERİN KAPISINI DERNEK OLARAK BİR KEZ AÇAMADILAR. Şaşırmayın evet gerçek söylüyorum siyasi ve iş adamlarını ziyaret eden birlik ve beraberlikten dem vuran kardeşlerim gazetelere uğrayamadan döndüler. Özel ziyaretleri geçin. Oysa BİRLİK İÇİNDE OLACAKTIK YA HANİ!? Sanırım arkadaşlar İlk adımlarında Yuvarlandılar. Değişir mi bu kafa yapısı bekleyip göreceğiz.

Şimdi bir de Resmi İlan alan Gazeteler Derneğimiz (RGSD) oldu. Merkezi Ankara' da olan bu yeni derneğin amacı Basın İlan Kurumunun haksız rekabeti ve haksız kazancına kazan kaldırmak. En doğru karar. Birazcık da bunları izleyeyim. Eğer gerçekten bir adım atarsalar üye olmaya hazırım. Bizim SİMED gibi randevulu İŞADAMI VE SİYASETÇİLERE KOŞUP KUCAKLAŞANLAR gibi bir dernek yapısı kurmuşlarsa onlara da bay bay demek durumundayım.

Kelin ilacı olsa başına sürer derler ya!. Bizimkilerin de birlik ve beraberlik derdi olsa önce kendileri birbiri ile kucaklaşırdı. Gidip siyaset ve iş dünyası ile kucaklaşmazdı. Bu eleştirilerimi bakalım nasıl karşılayacaklar.

Beyler; Birlik ve beraberlik istiyorsanız, önce gazetecileri kucaklayın, rota çizin ve proje üretin sonra kucaklayacaksanız gidin işadamlarını, siyasetçileri, bürokratları kucaklayın. Ama sizin yola çıkış amacı güzel, yolunuz yanlış. Bence en kısa sürede bu yanlış yoldan doğru yola dönün.  Vakit çok geç olmadan...

Mutlu ve (sağ)-lıcakla kalın...