S.M.M.M İLKNUR ÇAKIR

S.M.M.M İLKNUR ÇAKIR

BAŞKASINA YARDIMCI OLMAK KENDİMİZE YARDIMCI OLMAKTIR

BAŞKASINA YARDIMCI OLMAK KENDİMİZE YARDIMCI OLMAKTIR

Sizlerle iki hikaye paylaşmak istiyorum; biri yengeç sepeti sendromu, diğeri mısırlı çiftçi.

Sahilde yürüyen bir adam, yengeç avlayan bir balıkçıya yaklaştığında kova içerisinde yakalanmış yengeçleri görür. Ancak şaşırtıcı olan kovanın üstü açıktır, kapağı yoktur.

Adam bu duruma anlam veremez, çünkü üzeri açık kovadan yengeçlerin kaçabileceğini düşünür.

Balıkçıya sorduğunda; “Evet, tek bir yengeç olsaydı, kesinlikle kaçardı. Ancak, pek çok yengeç varsa, biri kaçmaya çalıştığında diğerleri onu yakalar, kaçamayacağından emin olur, geri kalanlar da aynı kaderi yaşar.” yanıtını alır.

Tek yengeç kapaksız kovadan rahatlıkla çıkabilirken sayı arttıkça kaçış imkansızlaşır.

Çünkü birbirlerini yukarı itmek yerine, aşağı çekerek engellerler.

Sonunda kimse kazanamaz.
Buna, “Yengeç Sepeti Sendromu” denir.

Yani;

Ben başaramıyorsam sen de başarma,

Ben ulaşamıyor isem, sen de ulaşma,

Ben üretemiyorsam sen de üretme…

JimRohn; “İnsan en çok vakit geçirdiği 5 kişinin ortalamasıdır.” der. O halde kiminle ne kadar vakit geçireceğimizi çok iyi belirlememiz gerekir. Kimi zaman özel hayatımızda kimi zaman iş hayatımızda rekabet ve kıskançlıkla mücadele ederiz. Bu başarılı iş süreci olabilir, diyet olabilir, iş değişikliği olabilir… kısacası daha iyi şartlara taşıyacak bütün eylemler olabilir.

“Ne gerek var?”, “Boşver.” “Bu saatten sonra mı?” sözleri sizleri geri adım atmanıza sebep olmasın. Buna müsaade etmek kendimize yapacağımız en büyük zulümdür.

Hedef ve hayallerimizden uzaklaştıran yengeçlere asla fırsat vermemeliyiz. Bu bağlamda önemli olan;

  • Dünkü senin üzerine bugün birşeyler katmak.
  •  Her gün kendinizin daha iyi bir versiyonu olmak için gayret etmek.
  • Her gün dünden fazlasını yapmak.
  • Bir insan bir gelecek demek. Bir insana dokunarak onun geleceğine dokunmak.

Bireysel hırslarımızla hareket etmek yerine, resmin bütününü ve ileriyi görebilmek adına, yardımlaşmanın güzelliğini tatmak adına, insanların önündeki engelleri kaldırmak adına gelin bir de şu hikayeye odaklanalım;

Mısır yetiştiren bir çiftçi, her yıl en kaliteli mısır ödülünü alırmış. Çiftçi, ödül aldığı mısırların tohumlarını da ekmeleri için komşularına dağıtırmış.

Bunu öğrenen gazeteci röportaj yapmak için çiftliğe gelmiş. Gazeteci çiftçiye sormuş: “Seninle her yıl aynı yarışmaya giren komşularına, kaliteli tohumlarından vermeyi nasıl göze alabiliyorsun?”

Çiftçi cevap vermiş: “Yoksa bilmiyor musun? Rüzgar, olgunlaşan mısırlardan polenleri alır ve tarla tarla dağıtır. Eğer komşularım kalitesiz mısır yetiştirirse çapraz tozlaşma sonucu her geçen yıl ürettiğim mısırın kalitesi düşer.
Eğer kaliteli mısır yetiştirmek istiyorsam, komşularıma da kaliteli mısır yetiştirmeleri için yardım etmeliyim”.

Diyebilirim ki bir yaşamın değeri dokunduğu hayatlarla ölçülür.

Diyebilirim ki kazanmanın anahtarı başka hayatları da zenginleştirmektir.

Diyebilirim ki başkasına yardımcı olmak, kendimize yardımcı olmaktır.

Ve diyebilirim ki her şey paylaşıldıkça daha değerli olur.

Birbirimizden ilham alabileceğimiz erdemli günler diliyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
S.M.M.M İLKNUR ÇAKIR Arşivi
SON YAZILAR