Bölgemizin ve Ülkemizin en değerli tarım ürünlerinden birisi olan fındık… Üretim alanı ve ihracat değerleriyle dünya sıralamasında başı çeken ülkemiz, verilere göre fındık piyasasına hakim ve lider konumda olmalıdır(!)
%70’lik bir fındık ihracat değerine sahip ülkemizin en büyük avantajları da verimli topraklarda yetişen kaliteli fındığa sahip olmalarıdır.
Tüm bu güzel olguların olduğu bir ortamda Türkiye dünyada hem fındık piyasasına tam anlamıyla hakim değilken, hem de üretici istediği ve beklediği hakkını yeterince alamıyor.
Daha önceki yazılarımda da belirtmiştim. Fındık üreticisi ve hatta tarımla iştigal eden tüm üreticilerin bilinçlendirilmesi gayet elzemdir. Bu üreticilerimizin geliştirilmesi ve bilinçlendirilmesi ülkemizi de bir adım taşıyacaktır. Baktığımızda yurtdışında İtalya, Gürcistan gibi birçok ülke fındıkta Türkiye’nin kalitesini yakalayabilmek için üreticilerini bilinçlendirerek verimin artması için gayret gösteriyorlar.
Bu gidişatın böyle sürmesi, gelecek yıllarda Türkiye’nin fındıkta beklediğini yapamaması ve olumsuz bir çok gelişmenin yaşanmasına sebebiyet verebilir.

Fındıkta destekler arttırılmalı, üreticinin beklediği emeği ve hakkı eksiksiz verilmelidir. Ülkemiz ekonomik olarak birçok zorlu süreçlerden geçerken, tarım ve üretime verilecek katkılar, ilerleyen dönemler için geri dönüşü olacak önemli hamleler olacaktır.
Fındık için üreticiye yapılacak destekler sonrasında fındığın kullanıldığı en büyük alan olan gıda sanayisinde yatırımlar arttırılmalı ve millileşmeye burada da dikkat edilmelidir.
Süreci üreticiden başlayarak ilerletirsek, gelecek yıllar için belki de fındığı ülkemiz için daha da önem kazanmış bir mamul olarak görebilir ve meyvelerini alabiliriz diye düşünüyorum.