Erol ŞEKER

Erol ŞEKER

Bu çığlıklar bizim yüz karamız, şimdi MUTLU MUSUNUZ?

Bu çığlıklar bizim yüz karamız, şimdi MUTLU MUSUNUZ?

 

Son iki yıldan bu yana İlçemizde eğitim vermeye başlayan Hukuk Fakültesi Öğrencilerine bir dokunan bin ah işitiyor. Son bir aydan bu yana aşırı derecede gelen bilgi ve sitemlere fazla dayanamadık. Neden bu kadar beklediniz derseniz; Biz Öğrencilerin daha kalabalık olmasını istedik. Hatta dün habere gidildiğinde 3-5 kişi ya konuşur ya da konuşmaz korkusu ile habere gittik.

Ama ne görelim. Gazetede haber olacak, derdiniz sıkıntınız var mı? Haber yapacağız der demez 30 u aşkın öğrenci adeta yanımıza akın akın geldi. Bu sayı size göre az olabilir ama Hukuk Fakültesi öğrencilerinin çoğunluğunun sesi idiler. Her neyse bu çocuklar ne diyor, ne istiyorlar?

Hukuk Fakültesi İlçemize açıldı çok güzel oldu ama görüyoruz ki ÇARŞAMBA’DA FAKÜLTE MANTALİTESİ HALA HAZIR DEĞİLMİŞ. Öğrencilerin şikayet ve tepkilerini duyunca EL İNSAFF demekten kendimi alamadım. Bu çocukları dinlerken birkaç yıl sonra Üniversiteli olacak çocuklarımı ve Çarşambalı çocukları düşündüm. Acaba onlar da başka yerlere gidince bu çilelere terbiyesizliklere mi maruz kalacak ve bu tip olayları çekecekler?

 Hukuk Fakültesi yepyeni gıcır gıcır binası ile hizmet veriyor ne oldu. Otursunlar oturdukları yerde diyor çoğumuz. Kimse kırılmasın ama bende ilk önceleri bu yönde düşünüyordum. Van, Şırnak, Pınarhisar ve daha adını sanını duymadığımız İlçelerde ve İllerde de fakülteler var. Ama hiç biri Çarşamba gibi değil. Peki Çarşambanın neyi varmış diyenler şimdi oturun ve iyice düşünün. Bu ayıp, bu terbiyesizlik, seviyesizlik, kültürsüzlük, namus, eğitimsizlik hepsi bizim İlçemizin yüz karası, kara yüzümüz. Düne kadar sözde TEKSAS namı ile övünen Çarşambalı görüyorum ki değişime ayak hiç mi hiç uyduramamış.

Öğrenciler ne diyor bakın: Bizler okumaya, eğitim görmeye geldik. Ama akşamları evimize, yurtlarımıza gidemez olduk. Küçücük bir gezi yapmak için sokağa çıksak, otobüs bileti almak için otogara gitmeye kalksak peşimizde genç – yaşlı abuk sabuk tipler takılıyor sarkıntılık, tacizlerde bulunuyorlar. Hatta bazı arkadaşlarımız tacize uğradıkları için dava açtık.  Pazara gidip bir şeyler almak istediğimiz de erkek esnaf kız olduğumuz için bizim elimizden para almıyor. Kızım, yeğenim diyor ama arkasını dönünce pis pis sırıtarak demedik laf bırakmıyorlar. Yurtlarda kaldığımız yer çok iyi değil ama yine de mecburuz. Samsun’ a gidip gelmek zorunda kalıyoruz. Oraya gidip gelmemiz de hem derslerimize hem de ailelerimizin maddi olarak sıkıntılarının artmasına, cebimizde yemek yemeye paramızın kalmamasına neden oluyor. Vs, vs, vs…

Bu çocukların yerine kendi kızımızı, çocuklarımızı koyalım. Sokağa çıkıp gezdiklerinde birisi bizim kızımıza laf atsa ne olur?. Yakar yıkar erkekliğimiz tutar işi olmadık yerlere götürürüz değil mi?. Peki bu çocuklar yani bu kızlar, bu erkek öğrenciler bizim çocuklarımız hem de emanet edilmiş öğrencilerimiz değil mi? Kendimize yapılmasını istemediğimiz taciz, pislikleri neden bu çocuklara yapılmasına göz yumarız? . Çarşamba değişiyor derken bu değişimi sadece yapı, çiçek, böcek ve birkaç modern söylemlerle geçiştirilmemelidir.

Bu değişimlerle bence ilçe halkının bilinçlendirilmesi ve eğitilmesi gerekiyor. Bir öğrencinin dediği gibi: Çarşamba Samsun’ dan 50 yıl geride bulunuyor. Bu Çarşambanın eğitilmesi çok zor. Bu görüşün nedeni birkaç densiz kendini bilmezin gencecik eğitim için ilçemize gelmiş genç kızlarımıza yaptığı terbiyesiz ve seviyesizce hareketi, kendi ailesine, kız kardeşine bakılmasını istemediği gözlerle bu öğrencilere bakılması  neden olmuştur. Bu tip bakış ve davranışlar sonlandırılmalıdır. Bu bizim için büyük bir fırsattır. Şeker Fabrikasını elimizden böylesi ucuz dedikodularla kaybettik, Hukuk Fakültesini de böylesi densizlikler ve eğitimsizliklerle göndermeyelim yeter. O zaman şehrimizi kısa zamanda eğitelim, o çocukların da bizim çocuklarımız olduğunu lütfen beyinlerimize kazıyarak birisi bir öğrenciye kötü bir bakış veya harekette bulunduğunda hep birlikte gereğini yapalım.

Son söz olarak Öğrenciler der ki: Bu dert ve sıkıntılarımızı İlçe Kaymakamı, Belediye Başkanı, Emniyet Müdürü, Siyasiler, STK yöneticilerinin de Fakültede olduğu bir zeminde tartışalım dertlerimizi iletelim ve çözüm yolu bulalım. Aksi takdirde biz burada olmaktan utanç ve sıkıntı duyuyoruz. Burası dağ başımı? diyorlar.  Burası dağ başı değil, burası Çarşamba Ovası ise ova halkı asla eğitimsiz, kültürsüz ve görgüsüz değildir. Ovada yaşayan insanlar uysal ve güzel insanlardır. Bizim eski Çarşamba geleneklerimizi, eğitim düzenimizi, gelenek ve göreneklerimizi lütfen yeniden yaşatalım ve bu çocuklara sahip çıkalım ki biz de şehir olarak gururlanalım. Ve diyorum ki: Bu konuda daha detaylı açıklama ve yazımı ilerleyen günlere saklıyorum.. Yeter ki İlçenin ileri gelenleri Fakülteye gidip bu öğrencileri dinleyerek çözüm yolunu bulsunlar biz her zaman yanlarındayız.

Ne dersiniz?

Mutlu ve (sağ)-lıcakla kalın…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Erol ŞEKER Arşivi