Önceki gün işler nedeni ile Samsun'daydım. Telefonum peşi peşine çaldı .
Arayanların hemen hepsi Ayvacık ilçemizdendi. Hayatımda Ayvacık'ın ap ayrı yeri vardır.
Arayan herkes İlçe girişinde ki köprü girişinde Bir kamyonetin baraj gölüne uçtuğunu aracın içinde ki sürücünün emniyet kemeri yüzünden çıkamayıp boğulduğunu iddia etti.
Kimsenin suya girip kurtaramadığını araç ve sürücünün çıkartılması için  su altı ekiplerinin gelmesi beklendiği belirtildi.
Daha sonra Samsun' dan dönerken dostlarım sürekli olayla ilgili fotoğraf ve videolar göndermeye başladı.
Yetişmem imkansızdı. Sağ olsunlar onlarda fahri muhabirliğimizi yaptılar. Baraj gölüne uçan aracın sürücüsünün Turan Sarıoğlu isimli ilçede tanınan bir kişi olduğu iletildi.
Ardından sudan kamyonetin çıkma görüntüleri geldi.  Dehşet verici durumdu.  Öğrendiğim kadarı ile olaydan yaklaşık bir saat sonra olay yerine gelen su altı ekipleri de boğularak ölen Turan Sarıoğlu'nu kamyonetin içinden güçlükle çıkartmışlar.
Nedeni emniyet kemerini açmış ancak ayağı kamyonet kapısı ile koltuk arasında sıkışmış ve emniyet kemeri de ayağına dolanmış iddiaları vardı.
Bu arada Emniyet kemeri de tartışma konusu oldu. Kemer de son yıllarda hayat almaya başladı.
Akabinde dün akşam üzeri sosyal medyaya olayın sıcak anının görüntüleri düştü. Kamyonet suya düşer düşmez olayı görüntüleyen olay yerinde onlarca insan var.
Küçük bir kızın feryatları başka bir çocuğun "Atlayın suya camı kırın, adam bağırıyor  çırpınıyor, boğuluyor kurtarın" diyerek bağırırken bu çocukların hıçkırıklara boğulan sesi  yürekleri dağladı.
Ama işte gazetecilik mesleğinin zor anı. Bazen haberi bırakır hayat kurtarırsınız. Bizim insanlarımız cep telefonları ile canlı yayın derdinde. Bu birinci dert ve sıkıntımız.
O kadar ilçeden insan arasında bir kişi yok muydu kurtaracak Sarıoğlu'nu!? Bir can göz göre göre heba oldu gitti. Bir aile yok oldu, bölündü.
Şimdi soruyorum: Suç kimin?
Kazanın neden, nasıl olduğu ayrı konu. Ama insanlar olarak hepimiz duyarsız vefasız ve canın değerini unutmuş durumdayız.
Bir insanı göz göre göre çırpınışını seyredip sessiz kalmak...
Kısacası bu kaza Ayvacık İlçesini yeniden gündeme getirir. Karayolunu yıllardır yapmayan hükümetlerin rezaletini yazacağız.
Aylardır yol yapımını bırakıp kaçan müteahhidi koruyanlar.
Şimdi mutlu musunuz!?
Çarşamba, Ayvacık, Salıpazarı, Terme ve Çarşamba'ya yıllardır bir su altı ekibi verin, motor verin feryatlarını duymayanlar: Mutlu musunuz!!?
Yazıklar olsun sizin anlayışınıza! Yazıklar olsun sizin insana verdiğiniz değere!!!
Bir can çok pislikleri ortaya çıkarttı çıkartmasına da... 
Vicdan azabı çekip duyarlılığı kim gösterecek.
Merakla cevapları bekliyorum.
Sorumlusu, suçlusu kimse, kendisini suçlu kim hissetmesi gerekiyorsa; önce o aileden, ardından bu ilçe halkından özür dilemelidir.
Başka gönülleri huzura erdiremezsiniz.
Bu arada anladık ki; o görüntüye rağmen duyarsız olanları da Yüzme bildiği halde atlayıp kurtarmayanları da,
Emniyet kemeri her zaman hayat kurtarmıyor bazen hayatı bitiriyor.
Hükümetler insan hayatını düşünmeyip hizmeti yapmayınca kazalar, bilgisizlikler hayat sonlandırıyor.
İkisini de unutan, düşünmeyenleri sonsuza dek  kınıyorum...
Mutlu ve (sağ)-lıcakla kalın...