Erol ŞEKER

Erol ŞEKER

İçimizdeki hainler kim?

İçimizdeki hainler kim?

Günlerdir farklı yazılarla sizlerleydik. Biraz dönelim normal hayata ve normal yaşantımızda insanların durmadan sorduğu sorulardan fındık konusuna.

2014 fındık fiyatı hasat dönemi 15 TL heyecanı ile hızlı başladı.

Ziraat Odaları ve Organik Fındık Üreticiler Birliği Başkanları don nedeni ile rekoltenin çok düşük olacağını açıklaması özellikle üreticiyi heyecanlandırırken, Tüccarları paniğe  götürmeye yetti de arttı bile.

Ama...

2014 Fındık rekolte ve fiyatından endişelenip panikleyen fındık tüccarları toplandı ve rekolte normal fiyatları çıldırtmayın, bizim ihracat sözümüz var. Fındık ihracatı için borcumuz var mecburuz fındık göndermeye söylemlerine başladılar. Kardan zarar edecekleri için panikleme şekilleri baş göstermeye başlamıştı bile...

Kısacası yıllar sonra belki de ilk kez çaresizliklerini ve gerçekleri tüccarlar dile getiriyorlardı.

Bu söylemlerine rağmen tüccarlar oyunlarından vazgeçmediler ve üreticiden 15 TL ye fındık almamak için çok direndiler. O direnişte fayda etmedi ve 15 TL'yi gördü daha da yukarıyı zorluyor.

Tam da bu noktada hiç beklenmeyen şekilde sahneye Organik Fındık Üreticileri Birlik Başkanı çıktı ve dedi ki 15 TL bile az aslında 18-20 TL olmalı.

Her şey bir anda karmakarışık oldu.

Çiftçi heyecandan ne yapacağını şaşırırken, tüccar kardan zararını giderme yolu için yırtınmaya başladı. Kavga da tam bu noktada başladı aslında ama kimse belli etmedi.

Tüccar direndikçe direndi, çiftçi ilk kez aklını başına alıp ihtiyacı kadarını pazara indirdi gerisini beklemeye aldı.

Piyasaların ateşi düşmeyince 15 TL den fındık satılmaya başladı başlamasına da...

Peki bu oyunun asıl hedefi neydi?

Fındık öylesine tatlı bir gelir kapısı idi ki tüccarlar adına ise bu kapının mutlaka güçlendirilmesi gerekiyordu.

Ve fındık ateşli şekilde pazarda tüccara iniyordu ama fiyat nedeni ile tüccarları iyiden iyiye ateş sarmıştı.

Çiftçi akıllanmış ve beklemeye geçmiş üstüne rekolte don nedeni ile de düşük çıkınca tüccarlar köşeye sıkıştı.

Tüccar çaresizlik içinde eski yada depo fındıkları yeter dese de hiç bir girişim ateşi düşüremedi.

Ve geçtiğimiz gün Çarşamba Organik Fındık Üreticileri Birliği, fındık üzerinde yürütülecek kalıcı çalışmalar üzerinde toplantı yaptı.

Toplantıda Başkan Güney, "Organik fındığın global pazarda istenilen seviyede yer alması için yürütülen çalışmalarda uluslararası şirketler ile sürekli iletişim içindeyiz. Uluslararası şirketler birinci elden yani çiftçilerimizden aracısız fındık ve mısır istiyor. Biz bunu birlik içinde olup çiftçiler olarak karşılamalıyız" dedi.

Başkan Güney, "Fındığımızın kalitesini düşürmek için oynanan oyunları görüyoruz" dedi. 

Dünyada üretilen en kaliteli fındık bölgemizde ama özellikle Gürcistan bölgesinde üretilen fındık ürünlerimize karıştırılarak kalitesi düşürülmeye çalışıyor. Bizler birlik olup  aracıları kaldırarak uluslararası firmalarla direk anlaşma yapmak durumundayız. Bu oyunları bozmalıyız ve ilk adımları attık"  dedi.

Yani yerli tüccarı artık aradan çıkartmayı kafaya koymuşlar.  

Yanlış mı: HAYIR!!!

Bu aşama da akıllara gelen sorularsa şöyle:

- Yurtdışına ihracatta çiftçiler neden ısrarla tüccarları kullanmak zorunda bırakılıyor?

- En büyük gelir kaynağı fındık üretiminde ki rekolte, taban fiyat muhabbeti ile fındık üreticileri sürekli neden, nasıl kandırılıyor?

- Çarşamba ve Karadeniz Fındık ve diğer alanlarda ki üreticilerin ürün fiyatlarını kim bozuyor ya da düzene sokuyor?  

- Çiftçi neden söz sahibi olamıyor, tüccarların altında ezilmek zorunda bırakılıyor.

- Çoğu tüccarlar akla hayale gelmeyen mal varlığına kavuşurken, asıl sıkıntıyı çeken, emeği veren çiftçi neden tüccar kadar kazanamıyor?

- Bu oyunları kim ya da kimler oynuyor.

- Çarşamba'nın geçim kaynağı olan fındık, mısır, sebze, şeftali gibi ürünlerde ki suyu kendisine kim - kimler çeviriyor?

- Çiftçinin alın teri ile ürettiği fındık ve diğer ürünlerden yıllardır kimler nasıl ve ne kadar servet yaptı?

Tüm bu soruların ardından akla gelen tek soru:

İçimizdeki hainler kim?
Mutlu ve (sağ)-lıcakla kalın...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Erol ŞEKER Arşivi