Çok düşündüm ve karar verdim yazmaya. Ak parti için de şöyle bir kavram vardır. Doğru söyleyen bizden değildir, bu prensibe sahipsen bil ki işin dışındasındır.

Çarşamba da Ak Parti Teşkilatının sıkıntılı döneminde ilçe başkanlıkları ve belediye arasında ki çalkantılı dönemde biz bu sıkıntıları bölge sorumlu milletvekilleri, Rize Milletvekili Hasan Karal ve İstanbul Milletvekili Alev Dedegil hanımefendiye anlattık.

Çarşamba da Ak Partinin oy kaybedeceğini partideki kayıkçı kavgasını, ahbap – çavuş ilişkilerini parti ve belediyedeki şahsın, halkla ve partili vatandaşlarla olan ters hareketlerini bir bir anlattık. Hatta Sakarya Milletvekili Recep Bey “ Ben bu olaylara mutabıkım, malum şahsı tanırım” dediğine şahsen şahidim.

Hatta bu olayın başında organize yapan, bizlerin Ankara’ya gitmesini organize eden şahıs da şu an meclis üyesidir.

Değerli okurlarım, siyasette fırıldak, riyakar, sahte rolü oynarsan yer bulursun. Eğer bulunduğu partide doğruları söylersen, birilerinin çıkar ve menfaatlerine dokunursan senden kötüsü olmaz ve seni partiden ayak oyunlarıyla uzaklaştırırlar.

Peki ne oldu dersiniz bu tip tavırlar, ne olduk delisi olursan, burnun havada gezersen, insanlara tepeden bakarsan, seni arayanların telefonlarına bakmazsan, seni soranlara yok dedirtirsen halk seni 6 puan düşürür. Çarşamba da Ak Partinin oyları HDP’ye değil MHP’ye ve ya Saadet’e Kaymıştır. Şimdi diyorum ki sayın başbakan istifasını verdi. Buradaki teşkilatlar da istifa edecekler midir.

Sayın Karal ve Sayın Dedegil’e sormak lazımdır. Bizim söylediklerimiz çıktı mı? Bizi birilerinin muhalifi görmelerinin esamesi 7 Haziran akşamı görülmüştür. Burnu havada gezen vekiller, telefonlara bakmayan vekiller, danışmanlarına ulaşılamayan vekiller, havalar –  civalar ne oldu?

Siz bu milleti koyun mu sandınız? Doğruları söyleyince parti içindeki sıkıntıları, huzursuzlukları anlatırken sizin koltuklarınız rahattı, keyfiniz yerindeydi. Şimdi uyandınız mı? Sanmayın ki bu millet size oy verdi.

Tayyip Erdoğan’a olan sevgisinden ona oy vermiştir. Fakat bu seçimlerde millet ona oy vermiştir diyorum. Bu konuları hep söyledik. Bura da yapılan formalite üyelerin gazını almak için temayülleri bile dikkate almadılar.

Sayın Karal ve Dedegil bu vebal size de gelmektedir. Eski il başkanı, yeni  vekil Köktaş’da  bu vebale dahildir diyorum.

Bizim dönemimizde aktif ve kolektif bir çalışmayla Ak Parti bayrağını tepeye dikmiştik. Biz o dönemdeki kırgınları bile arayıp onların gönüllerini almış, onlardan yardım ve istifade etmiştik.

Ak Parti Çarşamba teşkilatların da bulunduğum bölgenin sandıklarını yaparken şahsen büyük gayretler sarf ettik.

Bu seçimde sandık başına adam bulmakta zorlanan bir teşkilatla seçime girildi. Bırakın Türkiye’yi sadece Çarşamba da yılan hikayesine dönen bir ilçe başkanlıkları yaşandı.

Öyle hatalar oldu ki partili bile olmayanlar partiye taşındı, idareci yapıldı ve daha çojk önemli şeyler yaşanmıştır.

Gelelim sonuca.

Sen bu partiye emek verenleri doğru söylüyor diye silersen, zamanı geldi mi onlar da seni silerler ve ilk uyarılarını 6 puanla verirler.

Bak bu gün sayın başbakan onurlu şekilde bırakıyorsa, ilçe teşkilatının da” ben çalışamadım, partime zarar verdim diyerek” istifa etmelidir diyorum.

Bir arkadaşımı telefonla arayıp istifa ediniz, Ak Parti davasına yanlış yaptınız dedim, o da yok öyle bir şey diyerek işi geçiştiri verdi.

Ben yine doğruları söylüyor ve yazıyorum. Aksini iddia eden varsa ben buradayım diyorum. Ak Parti Türkiye de olduğu gibi Çarşamba şubesini de yenilemeye gitmeli. Teşkilatlarına düzen vermeli, kendine buyruk belediye başkanlarına da “sen dur, teşkilatlarına uyacaksın, teşkilatlarla koordineli şekilde çalışacaksın” demelidir.

Yoksa yakında, yakında olmazsa 3 yıl sonra yine seçim var. Yine ders verir bu millet. Ben neye üzülüyorum yukardaki tavandaki vatan sevdalılarına, aşağıdaki riyakarlardan haberleri olsaydı bu durumlar asla olmayacaktı.

Peki BİZ UYARMADIK MI KARDEŞİM…..