Emine Temiz Yılmaz

Doğal Güzelliklerimiz ve Dizilerin Şehir Tanıtımına Etkisi

Emine Temiz Yılmaz

Bazen bir dizinin sahnesinde görüyorum memleketimi… Bir dere akıyor uzakta, bir yayla çıkıyor karşıma. “Bizde de vardı böyle güzellikler” diye iç geçiriyorum. Unuttuğumuz, görmeye üşendiğimiz, hep ertelediğimiz o doğal zenginlikler… Aslında yanı başımızda duruyor.

Diziler öyle bir güç oldu ki artık. Bir karakter bir patikadan yürüyor, ertesi gün orası dolup taşıyor. Bir sahil kasabası görünüyor ekranda, hemen tatil planları değişiyor. Şehirlerimiz tanıtımını reklamla yapamıyor bazen, ama bir dizinin iki dakikalık sahnesi yapıyor. Öyle etkili, öyle hızlı.

Doğal güzelliklerimizi gösteriyor diziler. Bazen abartıyorlar, bazen olduğundan bile güzel gösteriyorlar. Ama bir gerçek var: İnsan merak ediyor. “Buraya gidilir mi?” diye düşünmeden edemiyor. Hakkımız olan değeri belki yıllarca görememiş şehirler, bir anda parlıyor. 

Ben izlerken düşünüyorum hep. “Biz niye bu kadar geç fark ettik kendi güzelliklerimizi?” Dizilerle öğrendik bazı köylerin adını. Bazı dağların, bazı şelalelerin. Üzülüyorum bazen. Çünkü biz bilmezken, kamera gelip buldu onları.

Yine de iyi yanından bakıyorum. Tanınmak güzel şey. Ama koruyabilirsek… O kalabalıklar içinde kaybolmazsa gerçek güzellik. Yollar yapılırken doğa ezilmezse… Diziler tanıtır elbet ama sahip çıkmak bize düşer.

Kısacası, ekranda gördükçe hatırlıyorum: Biz çok güzel bir memlekette yaşıyoruz. Diziler sadece gösteriyor. Asıl değer ise hâlâ toprağın kokusunda, suyun soğukluğunda, rüzgârın sesinde duruyor.

Yazarın Diğer Yazıları