AV. GİZEM ÇELEBİ KÖKTEN

AV. GİZEM ÇELEBİ KÖKTEN

Şiddete sessiz kalma!

Şiddete sessiz kalma!

Biliyorsunuz ki sevgili okur şiddetin cinsiyeti yoktur, fakat gündemdeki konumuz ne yazık ki kadına yönelik şiddet vakıalarının artık ayyuka çıkması olduğu için bu hafta sizlerle bu konuyu bir nebze olsa aydınlatma taraftarıyız.

Öncelikle şiddet biçimleriyle başlayacağız

1-Fiziksel şiddet: Yumruklama, tokat atma, vurma, ısırma, çimdikleme, tekmeleme, saç çekme, itip kakma, yakma, boğazını sıkma, bir aletle vurma.

2-Ekonomik şiddet: Ekonomik özgürlüğü kısıtlama, eve para bırakmama veya çok az bırakma, sürekli hesap sorma, parayı kullanarak aşağılamaya çalışma.

3-Psikolojik şiddet: Küsmek, baskı uygulamak, intihar etmekle tehdit, çocukları uzaklaştırma, arkadaşlarınıza, ailenize sizinle ilgili yalanlar söyleme, onları görmenizi engelleme, güveninizi kırma, bilgi saklama, kıskançlık, gözdağı verme.

4-Cinsel şiddet: İstenmeyen cinsel davranışları yapmaya zorlama, istemediğiniz halde cinsel ilişkiye zorlama, cinsel yöneliminize bağlı davranışlarınızı değersizleştirme, taciz etme, cinsel ilişki sırasında güç kullanma.

Kadına yönelik şiddet kadının yaşam hakkının, güvenliğinin, onurunun ve bedensel bütünlük hakkının sırf kadın olması nedeniyle her türlü ihlalidir.

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin 30.04.2002 tarihli “Tavsiye Kararı’na Ek”3 çerçevesinde kadına yönelik şiddet, “cinsiyete dayalı, kadınlara fiziksel, psikolojik veya cinsel zarar veya sıkıntı veren ya da vermeye yol açabilecek her türlü şiddet fiili ya da tehdidi” olarak tanımlanmıştır. Tanımlamayı takiben fiziksel ve ruhsal saldırganlık, psikolojik istismar, ırza geçme ve cinsel istismar, çiftler arasında yaşanan evlilik içi veya evlilik dışı tecavüz de dahil olmak üzere aile içinde ya da hanede karşılaşılan şiddet, kadına yönelik şiddet örnekleri olarak sayılmıştır.

Kadının fiziksel, psikolojik ve cinsel zarar görmesi veya acı çekmesi ile sonuçlanan veya sonuçlanması muhtemel olan bu tip hareketleri ve hareket tehditlerini içine alacak şekilde, baskıyı ya da özgürlüğün keyfi engellenmesini de içeren, ister toplum önünde ister özel hayatta meydana gelmiş olsun, cinsiyete dayalı her türden şiddet” olarak tanımlanmıştır. Kadına yönelik şiddet örnekleri olarak, dayak dahil aile içinde meydana gelen fiziksel, cinsel ve psikolojik şiddet, çeyizle bağlantılı şiddet, evlilikte tecavüz, zorla kısırlaştırma ve düşüğe zorlama sayılmıştır.

Kadına yönelik şiddettin, eşitlik, kalkınma ve barış hedeflerine ulaşılması açısından engeller yaratarak, kadınların insan haklarını ve temel özgürlüklerini kullanmalarını engellediği, bozduğu ve değersiz hale getirdiği bilinen bir gerçektir. Zira bütün toplumlarda kadınlar ve kız çocukları az ya da çok ölçüde fiziksel, psikolojik ve cinsel şiddete maruz kalmaktadırlar. Kadınların sosyal ve ekonomik statüsünün düşük olması, kadınlara yönelik şiddetin hem nedeni hem de sonucu olabilmektedir.

Kadına yönelik şiddet, erkeklerin hakimiyetine ve kadına yönelik ayrımcılığa yol açan; kadının ilerlemesini engelleyen, kadınla erkek arasında çağlar boyunca sürmüş eşit olmayan güç ilişkilerinin görünürdeki yüzüdür. Hayat boyunca devam eden kadına yönelik şiddet, temelde kültürel modellerden, özellikle de belirli geleneksel veya adet olmuş uygulamaların zararlı etkilerinden kaynaklanır. Irk, cinsiyet, dil veya dinle bağlantılı bütün aşırı hareketler ailede, iş yerinde, toplulukta ve toplumda kadına uygun görülen düşük statüyü devamlı hale getirir.

“Kadına yönelik şiddeti önlemeye yönelik” neler yapılabilir?

Bu konuda ilk yapılması gereken; kadına karşı şiddet konusunda toplumda bilinç oluşturulmalıdır farkındalık yaratılmalıdır. Bu bilinç her şeyden önce kadının birey olduğunun kabulünü sağlayarak, toplumdaki baskıcı zihniyeti değiştirici şekilde olması gerekmektedir.

Devlet çok yönlü olarak bu ciddi konuyu ele almalı ve bu konuda gerekli politikaları üretmelidir.

Kadına karşı şiddetle mücadele; toplumsal düzeyde ortak ve kararlı bir şekilde yürütülmeli, kadına yönelik şiddeti doğuran ve devamlı hale getiren olumsuz tutum ve davranışları ortadan kaldırmak için sosyal farkındalık oluşturularak, toplumdaki bireylerin kadına karşı bakış açısında olumlu değişimlere sebebiyet verecek düzenlemeler yapılmalıdır.

Kadınların, eğitim ve iş hayatında desteklenmesine yönelik düzenlemeler yapılmalıdır. Bu durum özellikle ekonomik şiddet mağduru kadınlara yönelik önemli bir gelişme olacaktır.

Ülkemizde özellikle mevzuatta bulunmasına rağmen, uygulamadaki eksiklikler sebebiyle kadına yönelik şiddet eylemlerinin önüne geçilememektedir. Bu açıdan uygulamaya öncelik verilmeli ve yasalar lafzına ve amacına uygun olarak uygulanmalıdır. Buna ilişkin örnek vermek gerekirse; Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen belirli suçlara ilişkin cezalara uygulanan ‘haksız tahrik’ indiriminin kadına karşı şiddet suçlarının cezalarında uygulamaması kanaatindeyiz. Bu sayede kadına karşı şiddete ilişkin suçların cezaları ‘cezaların caydırıcılığı ilkesi’ niteliğine daha fazla haiz olacaktır.

Şiddete uğramış mağdur kadınlar için güvenli, kolayca ulaşılabilir, her zaman sığınabilecekleri kurumlar, gerekli tedbirler alınarak oluşturulmalıdır ki ülkemizde vardır. Şiddet mağduru kadın bu sayede kendini güvende hissedeceği bir ortama kavuşmaktadır.

Özetle; kadına karşı şiddet eylemlerinin önüne geçebilmek için toplumsal düzeyde hareket edilmesi gerekmektedir. Devlet bu konuda gerekli önlemleri alırken öncelikle şiddeti önleme ve şiddet mağdurunu koruma, sonrasında şiddeti ortadan kaldırmaya yönelik mevzuatta gerekli düzenlemeleri yaparak ve uygulamadaki eksiklikleri tamamlayarak şiddet uygulayana karşı caydırıcı önlemler almalıdır.

Kadın cinayetlerini ve kadına yönelik şiddeti önleme yolunda hukukçulara da görevler düşmektedir. Yasal düzenlemeleri inceleyip, değiştirmek, geliştirmek, yeni önerilerde bulunmak adına mevcut çalışmalara olabildiğince katılmak ve hukukun adil şekilde uygulanmasını sağlamak birincil görevimizdir.

“Allah sizden; kadınlara karşı iyi ve hayırlı olmanızı ister; çünkü onlar, sizin analarınız, kızlarınız veya teyzelerinizdir."

HZ. MUHAMMED (S.A.V)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
AV. GİZEM ÇELEBİ KÖKTEN Arşivi
SON YAZILAR