Sektör temsilcileri kiralık sosyal konut hamlesini değerlendirdi
Sektör temsilcileri İstanbul'a yapılacak kiralık sosyal konut hamlesini değerlendirdi
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, İstanbul Sanayi Odası'nın (İSO) "Döngüsel Ekonomi, Sürdürülebilir Yeşil Kalkınma, Deprem Güvenlikli Sanayi İçin Vizyoner ve Yenilikçi İşbirliği Olanaklarını Değerlendirmek" ana gündemiyle düzenlediği haziran ayı olağan meclis toplantısında yaptığı açıklamada, yıl sonunda 81 ilde yeni bir sosyal konut projesi başlatacaklarını söylemişti.
İstanbul'da ayrı olarak kiralık sosyal konut da yapacaklarını kaydeden Kurum, Anadolu ve Avrupa Yakası'nda kiralık konut yapmak suretiyle hem kentsel dönüşüme katkı sunacaklarını hem de gayrimenkuldeki kira artışlarını aşağı çekerek dengeleyeceklerini açıklamıştı. Sektör temsilcileri, konuya ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Konuta erişimin her geçen gün zorlaştığını ve maliyetlerin arttığını anlatan Çekici, "Bu nedenle hükümetin sosyal kiralık konut üretimini teşviki kıymetli. Nitekim sektörümüzde öncelikli konu barınma ve kentsel dönüşüm. Türkiye'nin yılda 800-900 bin konut üretmeye ihtiyacı var. Şu anda sadece 500-600 bin adet üretiliyor ve bu ihtiyacı karşılayamıyor." dedi. Çekici, İstanbul'daki deprem riskine dikkati çekerek, ciddi bir bütünleşik konut politikasının acil koduyla Türkiye'nin gündeminde üst sıralarda yer alması gerektiğini vurguladı.
Fuzul Topraktan Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Akbal da Bakan Kurum'un kiralık sosyal konut vurgusunu kıymetli bulduğunu belirterek, kendilerinin de Fuzul Topraktan ile barınma ihtiyacını ön plana alan bir yaklaşım ortaya koyarak geleneksel konut edinme yöntemlerini değiştirdiklerini söyledi.
Kira artışlarının en yoğun hissedildiği illerden birisinin İstanbul olduğunu vurgulayan Akbal, burada başladıkları aşamalı konut sahibi olma sistemini ülke geneline yayacaklarını anlattı. Akbal, ev sahibi olma imkanını artırmak için hayata geçirecekleri farklı modellerden birisinin İngiltere'de uygulanan "ortak ev sahipliği (shared ownership)" sistemi olduğunu kaydederek, şu değerlendirmelerde bulundu: "Bu sistemde konutun mülkiyeti paylaşmalı oluyor. Örneğin, evin yüzde 25'ine sahip olan birisi o evi kullanmaya başlıyor. Kalan yüzde 75 için kira ödüyor. 6 ay sonra imkanı varsa yüzde 25'ini daha satın alıyor. Böylece geriye kalan yüzde 50 için kira ödemeye devam ediyor. Zamanla evin tamamına sahip olabiliyor. Bu sistem, konutu erişilebilir hale getiriyor. Bu sistemin sürdürülebilirliği için sermaye piyasası enstrümanlarının etkin şekilde devreye alınması önem taşıyor."