“ÖĞRENCİLER SINAVI ÖLÜM KALIM MESELESİ OLARAK GÖRMEMELİ”

“ÖĞRENCİLER SINAVI ÖLÜM KALIM MESELESİ OLARAK GÖRMEMELİ”
Psikiyatri Uzmanı Dr. Süleyman Korkmaz, “Öğrenciler zamanı iyi kullanmalı, beslenme ve uykuya dikkat etmeli, çalışmaları son ana bırakmamalı, sınavı ölüm kalım meselesi olarak görmemeli, sınavda bildiği sorulardan başlamalı, takıldığı soruları zamanı kalı

 Psikiyatri Uzmanı Dr. Süleyman Korkmaz, “Öğrenciler zamanı iyi kullanmalı, beslenme ve uykuya dikkat etmeli, çalışmaları son ana bırakmamalı, sınavı ölüm kalım meselesi olarak görmemeli, sınavda bildiği sorulardan başlamalı, takıldığı soruları zamanı kalınca bakmak üzere atlamamalıdır” dedi.

Medical Park Samsun Hastanesi doktorlarından Psikiyatri Uzmanı Dr. Süleyman Korkmaz, “sınav kaygısı” hakkında bilgi verdi. Uzm. Dr. Korkmaz, “Sınav kaygısı, ‘önceden öğrenilen bilginin sınav sırasında etkili bir biçimde kullanılmasına engel olan ve başarının düşmesine yol açan yoğun kaygı’ olarak tanımlanır. Bireyin sınava yükseldiği anlamlar, sınavla ilgili zihinde oluşturulan imaj, sınav sonrası elde edilecek kazanımlara verilen önem sınav kaygısı oluşumu üzerinde etkilidir” diye konuştu.

Sınav kaygısının belirtileri hakkında bilgi veren Uzm. Dr. Süleyman Korkmaz, “Huzursuzluk, endişe, tedirginlik, sıkıntı, başarısızlık korkusu, çalışmaya isteksizlik, mide bulantısı, kalp çarpıntısı, titreme ağız kuruluğu, terleme, uyku düzeninde bozukluk, karın ağrısı, bulantı, dikkat ve konsantrasyonda bozulma, kendine güvende azalma, kendini yetersiz görme sık görülen belirtilerdir. Sınav kaygısı olan öğrencinin başarısında düşüş gözlenir. Aşırı yeme veya iştahsızlık, çok uyuma veya uykusuzluk, ders çalışmayı erteleme, sınavı konuşmayı reddetme soru sorulmasından rahatsız olma (sınav ile ilgili )çok çalışmasına karşın başarıdan düşme kaygının varlığını göstermektedir” şeklinde konuştu.

Psikiyatri Uzmanı Dr. Süleyman Korkmaz şöyle konuştu: "Sınav kaygısının oluşmasında kişilik yapısı, gerçekçi olmayan düşünceler, sosyal çevrenin beklenti ve baskısı, sınavın içeriğine değil kendisine odaklanma etkin olmaktadır. Sınav kaygısında aile tutumları önemlidir. Sıklıkla aileler kendi kaygılarını çocuklarına yansıtmaktadırlar. Çocuktan yüksek beklentilerin olması, ayrıntılarla aşırı ilgilenmeleri sınavı bir araç değil amaç olarak görmeleri oldukça sık görülen yanlışlardır. Aileler sınırlarının farkında olmalıdırlar. Güven ve sorumluluk vermeli, önemsemeli, olumlu geri bildirim vermeli sınava yönelik konuşmalarda özenli davranmalı, gerçekçi olmalı, akranlarıyla karşılaştırılmaktan kaçınmalı, sınavı yüceltmeme ölüm kalım sorunu yapmamalıdırlar. Çocuklar koşulsuz sevilmeli, örnek olunmalıdır.”

Psikiyatrik destek ne zaman gerekli olduğu hakkında bilgi veren Uzm. Dr. Korkmaz, “Öğrenciler zamanı iyi kullanmalı, beslenme ve uykuya dikkat etmeli, çalışmaları son ana bırakmamalı, sınavı ölüm kalım meselesi olarak görmemeli, sınavda bildiği sorulardan başlamalı, takıldığı soruları zamanı kalınca bakmak üzere atlamamalıdır. Bir ruhsal bozukluk ortaya çıkmışsa (depresyon, anksiyete bozukluğu) uyku bozukluğu, bulantı, kusma, işlevselliğin bozulması (çalışmanın verimsizleşmesi, başarının düşmesi), davranış bozukluklarının görülmesi psikiyatrik destek gerektiğinin başlıca göstergeleridir” ifadelerine yer verdi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler
Bunlar da İlginizi Çekebilir
Eğitim