İBRAHİM FETHİ SEL

Futbol Felsefesi

İBRAHİM FETHİ SEL

Felsefe yani düşün bilim. Profesyonellikten amatörlüğe dair çizilen futbol yolculuğunda her futbolseverin felsefesi anlayabildiği ve anlamlandırabildiği ölçüde gelişkindir.
      Taraftar olmak zaten kendini başta bir yere konumlandırmakla eşdeğer olduğu için, doğru ve yanlışın birbirine geçtiği yerin tamda burası başlangıcıdır.
       Ekrana bakar ve görürsün ama aynı pozisyonu allem eder kallem eder kendi bakışına tarafgirliğine göre yorumlarsın.
       Trafik ışıklarında Kırmızıda geçersin ama Sarıda geçtim demek gibi bir şeydir yaptığın.
İşin garibi her futbolsever haklıdır.
         Hele birde akşam ekranlarda ağzı güzel laf yapan futbol yorumcularını dinlersin ki öyle olmasalar orada ne işleri var, onları dinlediğinde taraftarlığın ne yönde ise o istikamete doğru yol almaya başlarsın kendin olamazsın, ekranda aslında doğruyu bile görsen kendi içinde saklarsın o doğruyu dışarıya ekranda anlatılanı aktarırsın.
       Bu seni rahatlatır, çevrendekilere karşı savunma mekanizma oluşturur, taraftarlık tahkimatını kuvvetlendirir.
        Hakem maç içinde birkaç hata yapar onu yerle yeknesak ederler kıymetli yorumcular, fakat aynı maç içinde takım oyuncularının vede hocaların yaptığı hataları yumuşak geçişlerle geçersin.
        Oyuncun vermesi gereken gol  pasını  vermemiş kendi vurmuş heba etmişpozisyonu , ona GOLCÜ bencilliği der yumuşatırsın.
          Yüzde yüz golü atamaz oyuncun kaleci kurtarmış olur, yâda şanssızlıktır.
           Defansta basit oynayacakken süs yapar oyuncun golü yersin onuda korumayı tercih edersin.
           Kim kimin yanındaysa o mutlaka iyidir gibi bir hava estirilir.
           Hele yönetenlere yakınsa hoca, oyuncu mutlaka düzelecektir bir gün bu kötü gidiş.
           Eskiden defanstan topu sert vurarak uzaklaştıran topçuya ne harika oyuncu derlerdi,demezlerdiki bu adam niye topu kontrol edip arkadaşına pas verip geri almayı tercih etmez.
            Aslında şimdilerde de değişen bir şey yok ,ne üst düzey maçlar görüyorum adam topu rahatlıkla indirebilecek pozisyonda ama ayak yada kafa ile uzaklaştırmayı tercih ediyor. Çünkü diğeri zor iş indirdin olumlu bir şekilde pas vermen, akabinde gerekirse topu alman gerekecektir.
       Kimse kendisini zorlamak istemiyor ve  gelişmek istemiyor,dolayısıyla da seyircide gelişmek istemiyor tarafgirlik içsel rahatlığını sağlıyorsa mutlu o.
       Bir türlü amatöre gelemiyorum yazarken üst taraflarda o kadar eksik var ki….Taraftar sahada güzel futbol göremezken mutlu olmayı tercih ediyor adeta,bunun yanında saha dışında maça girişinden,çıkışına,oturduğuyerden, sosyal donatılarına kadar bir yığın eksik orda dururken ne yapasın taraftar körler sağırlar birbirimizi ağırlamaktayız.
Lig başlıyor 6 hafta geçiyor ve Anlı Şanlı Başkan ve Hoca açıklama yapıyor sahamız, çimimiz çok kötü buyurun buradan yakın.
            Yahu uzaydan gelmediniz ya zamanında niye müdahale edemediniz ve hemen tarafgirlik burada da devreye girmede, oydu buydu şuydu…….
              Felsefe işte bu …….mazeret en güzel sığınak…..mazeretsiz ve çözüm odaklı tarafgirlikten uzak objektif kriterlere göre maç izlemeyi umut ediyorum.
Sağlıklı ve spor dolu günler diliyorum.
 

Yazarın Diğer Yazıları