Erol ŞEKER

Samsunspor'da Sorun Sahada Değil, '3 Maymun'da!!

Erol ŞEKER

Samsunspor kalecisi Okan Kocuk?!
Konferans ligi maçı sonrasında konuşmuş.
“Üzgünüz, İlk 8’i istiyorduk olmadı” 
“Play-off’larda en üste gitmek istiyoruz” 


Güzel, doğru, olması gereken açıklamalar. 
Sahadaki futbolcu adına söylenecek çok bir şey yok. 
Asıl konuşulması gereken yer
Mikrofonların pek uzatılmadığı bir koltuk: 
Başkanlık koltuğu.


Samsunspor ne zaman biraz silkelenip ayağa kalksa, ne zaman başarı ihtimali belirse, 
Kusura bakma sayın başkan seni sevsem de acı gerçekleri söylemek zorundayım.
İşler tıkırında giderken, Sayın Yüksel Yıldırım ortaya çıkıyor ve başlıyor hava basmaya!
Ama bu havaların ömrü ne yazık ki kısa oluyor. 
Çünkü bu kulüpte şişen her balonu, en güvendiği isimler değil; 
Yanlış yönetim anlayışı patlatıyor.


Bu sezon “çilek transfer” diye sunulan isimlerin hali ortada. 
Çilek değil, küflü meyve çıktı!
Sahada katkı yok, skor yok, oyun yok. 
Sonra ne oldu? 
Taraftara çıkış, gazeteciye trip, eleştiriye yasak… 
Üç maymunu oynama planları.
Ama burası özel şirket değil, burası Samsunspor.


Takım seni son haftalara kadar ayakta tuttu.
Holse, Celil, Ntcham, Van Drongelen, sakatlanana kadar Colybaly, Tomasson, 
En güzel çalımı sürekli kendine atan, takım arkadaşlarını düşünmeyen egoist Musaba…
Tabi diğer oyuncuların da hakkını yemeyiz ama göze batanlar önde olanlar bu isimler.
Kısacası bu oyuncularla ayakta durdun. 
Sen yukarıdan rüzgâr estirirken, sahadaki çocuklar yoruldu, sakatlandı, tükendi. Çöküş de tam burada başladı.

Musaba’nın hayalet gibi çalımları kimeydi belli değil; 
Takıma mı, kulübeye mi, sana mı? 
Oyun gücü düştü, tempo düştü, takım nefessiz kaldı.
Sen ise hâlâ tribünle, medya ile, eleştiriyle kavga etmeyi tercih ettin. 

En büyük fatura kime kesildi peki?
Okan Kocuk’a.
Üç sezondur alternatif birinci kaleci almama inadının bedelini bu takım ödüyor. Okan’ın omzuna kaldıramayacağı bir yük bindirildi.
Refleksi düşmüş, yorgun, mental olarak tükenmiş bir kaleciyle “ilk 8” hayali kuruldu.

Mainz maçında herkes gördü. 
Milli takım neden gelmiyor sorusunun cevabı oradaydı.
Gördün mü Sayın Yıldırım?
Görmediysen, bakmak istemediğin yer tam da orası.
Ama sakın bu faturayı taraftara ya da tek bir futbolcuya kesmeye kalkma. 

Asıl soru şudur:
Kaleci, orta saha, golcü ve kanatlar için “alternatif alacağız” sözünü neden hâlâ net bir şekilde söyleyemiyorsun?
Borsada hisseler düşerken, takım sahada aşağı doğru giderken, tesislere gazeteci sokmamak seni kurtarmaz.
Yaygın televizyonlarda görünmemek de.

Çünkü: Her ne kadar parasını sen veriyor, şirket olarak Takım seninse de; 
Kulüp Samsun’un, 
Tesis Samsun’un, 
Medya Samsun’un ve 
Taraftar Samsun’un…

Sen Samsun’u dinlemediğin sürece kalıcı başarı hayal.
Bugün seni eleştiren gazeteciler, dün bu takımı ayakta tutanlardı. 
Sosyal medyadaki alkışçılar mı kurtaracak Samsunspor’u? 
Buyursunlar, sahaya insinler.

Sözün özü:
Samsunspor masallarla, 
sloganlarla, 
tek kişilik kararlarla 
yönetilemez.


Okan’la, Musaba’yla, “çilek transfer” hikâyeleriyle bu iş yürümez.
Hâlâ geç değil.
Ama zaman hızla tükeniyor.

Eğil, kulağını ver Samsunlulara.
Çünkü bu kulüp sahibinin değil, şehrin.
Ve bu şehir artık şunu söylüyor:
Yeter.

Mutlu ve (sağ) –lıcakla kalın

Yazarın Diğer Yazıları