Yazar Mehmet Akbulut: 'Yazmak, bir tutku, bir tiryakilik'

Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni ve 23 kitabın yazarı Mehmet Akbulut, 'Geçmişi anlamadan geleceği inşa edemezsiniz' diyerek, tarihî bilinçle geleceğe daha sağlıklı adımlar atılacağını ifade ediyor.

Remzi ÖZKAN: Kısaca kendinizi tanıtır mısınız?

Mehmet AKBULUT: 1977 yılında İstanbul’da doğdum; fakat kimlikte Tokat’ın şirin, yeşil ilçesi Erbaa yazıyor. Taşrada bulunmaktan ve burada yazıyor olmaktan büyük keyif alıyorum. Türk Dili ve Edebiyatı eğitimi aldıktan sonra bu alanda öğretmenlik yapmaya devam ediyorum. Okumak ve yazmak benim için iki vazgeçilmez güzellik. Tutku gibi, tiryakilik gibi. 23 tane kitabım yayımlandı. Müthiş bir duygu. Bu duyguda haz sınırı olmadığı için hemen başka bir kitap yazmaya can atarak dünya sürgünümüzü tamamlamaya çalışıyorum. Rabbim şevk versin. Yazma aşkını söndürmesin. Tabii okumayı da.
Yazar Mehmet Akbulut: 'Yazmak, bir tutku, bir tiryakilik'Remzi ÖZKAN: Siz hem eğitici hem de yazarsınız. Yazarlığa nasıl başladınız?

Mehmet AKBULUT: Çocukluğumda Hz. Ali’nin cenklerini okuyarak başladım. Billur Dağı Cengi, Kesikbaş’ın İntikamı… Okuya okuya insanda bazı duyguların tarifine kapı aralanıyor. Kimisi o kapıyı görmezden gelir, geçip yoluna devam eder. Ben, o kapıyı aralayınca içeride “yazma” nın büyüsüne kapıldım. O büyü, hâlâ etkisini sürdürüyor. Tabii çocukluğumuzda öğretmenlerin verdiği kompozisyon ödevlerini bir daha hatırlatmak istemiyorum. Çünkü yazmaya başlayan herkesin böyle bir kompozisyon öyküsü vardır.

Remzi ÖZKAN: Ağırlıklı olarak tarihi eserler yazıyorsunuz. Roman yazarken kurgu ve gerçeği nasıl dengeliyorsunuz?

Mehmet AKBULUT: Her ikisi yani gerçek âlem ve kurmaca âlem farklı gibi görünseler de aralarındaki geçişin çok kalın duvarları yok aslında. Birbirlerini besleyen bir yönleri var. Yazar açısından bunu belirlemek bir kâğıdın arkasıyla önünü çevirmek gibi. Ne de olsa her iki dünyanın verileri elinizde. Mesela İstanbul’un fethini yazmayı düşünüyorum diyelim. Bu olay, tarihte olmuş. Hatta bitmiş. Üzerine bir sürü belge, vesika var. Buna dokunmak, değiştirmek mümkün değil. Yazar Mehmet Akbulut: 'Yazmak, bir tutku, bir tiryakilik'

Kurgu âlem burada işin içine girince o donmuş, katılaşmış şeyler birden hareketli duruma gelip yazarın elinde hayat buluyor. Fakat adı üstünde “kurmaca alem” bu. Daha ötesini aramak abes olur. Bazen soruyorlar “Bu yazdıklarınız gerçek mi?” diye. Yani, olayın aslını okumak istiyorsanız tarih kitabı okuyacaksınız. Bu, başka bir şey. Fetih olmuş mu? Evet, böyle bir tarihi gerçek var. Fatih Sultan Mehmed diye biri yaşamış mı? Evet. Peki, şunlar şunlar da olmuş mu? Evet. O zaman bu kurguya ne gerek var? İnsan, zamanın içinde yaşar. Fakat zamanın esiri değildir. Hayallerimiz var, duygularımız var, hırslarımız var. Var da var. Böyle olunca insanların bu yönünü de beslemek lazım. Ben, kurguya bu gözle bakıyorum. Benim denge bu şekilde ortaya çıkıyor Remzi Bey.

Remzi ÖZKAN: Bugüne kadar birçok eserin altına imza attınız. Gençlere ne tür mesajlar veriyorsunuz?

Mehmet AKBULUT: Önce kendi kültürümüzü, tarihimizi, geleneğimizi, inancımızı, değerlerimizi önemsemelerini tavsiye ediyorum. Geçmişlerini çok iyi okuyup anlamalarını, analiz etmeleri gerektiğini mesaj olarak veriyorum. Çünkü gelecek, geçmişin aynasıdır. Temeli iyi atılmayan bina ayakta duramaz. Kökü çürümüş bir ağacın dallarını istediğiniz kadar süsleyip ilaçlayın, faydası olur mu?
Yazar Mehmet Akbulut: 'Yazmak, bir tutku, bir tiryakilik'

Remzi ÖZKAN: Bir öğretmen olarak öğrencilerinizle yazarlığınız arasında nasıl bir köprü kuruyorsunuz?

Mehmet AKBULUT: Onlar benim için bulunmaz bir nimet. Onlarla konuşuyorum, sohbet ediyorum. Onları dinliyorum. Dünyalarını, fikirlerini, hayallerini bana açıyorlar. Bu, gerçekten müthiş bir kazanım benim açımdan. Onlar da beni dinliyor, benimle sohbet ediyor, bana soru soruyor. Karşılıklı bir etkileşim halindeyiz. Dolayısıyla ben onlardan besleniyorum, onlar da benden istifade ediyorlar. 

Remzi ÖZKAN: Osmanlı ve İslam tarihine duyduğunuz ilgiyi nasıl keşfettiniz?

Mehmet AKBULUT: Buna keşif demeyelim de zamanla farkına varma diyelim, daha güzel olur Remzi Bey. Çünkü Osmanlı zaten ortada olan bir şey. Keşfetmeye gerek yoktu yani. Farkına varmak lazım. Böyle bir medeniyetin farkına varmamak için kör olmak ya da ideolojik düşmanlık içinde olmak lazım. İslam, zaten vücudumuzu kaplayan bir deri gibi. Ondan ayrı kalmamız mümkün değil.

Gittiği her yere, fethettiği her bir karış toprağa sadece inancını götüren Osmanlı elbette okunmaya değer. Batılı devletlerin gittikleri her bir toprağı nasıl sömürgeleştirdiğini bilmek için çok zeki olmaya gerek yok. Bugün her şey ortada. Bakın Filistin’e, Kudüs’e, Doğu Türkistan’a ne demek istediğim çok rahat anlaşılacak aslında. 

Yazar Mehmet Akbulut: 'Yazmak, bir tutku, bir tiryakilik'

Remzi ÖZKAN: Genç yazarlara ve edebiyatla ilgilenenlere vereceğiniz tavsiyeler var mı?

Mehmet AKBULUT: Olmaz mı efendim! Her şeyden önce “kendi olmak” üzerine yoğunlaşmaları lazım. Yani ben kimim? Beni, ben yapan değerler neler? Bende olanlar bana nereden, kimden miras kaldı? 

İçine gözlerini açtıkları medeniyeti iyi tanımaları gerekiyor. Hangi bağın gülü, hangi dağın bülbülü olduklarını çok çok iyi öğrenmeleri onların geleceği inşa etmelerinde müthiş yardımcı olacak. Bunun için de düzenli bir okuma süreci tayin edilmeli.

Remzi ÖZKAN: Kitaplarınızı kısaca birkaç cümleyle tanıtır mısınız lütfen?

Mehmet AKBULUT: 23 kitabı tanıtırsak epeyce bir yer kaplarız Remzi Bey. Sanırım buraya kadar konuştuklarımızdan eserlerimizde neleri anlatmaya çalıştığımız anlaşılmıştır. Daha çok gençler için yazıyorum, evet bu doğru. Çünkü yetişkinlerin kitap okumaya zamanları yok! Cümlenin sonuna ünlem işareti koyalım da mesaj anlaşılsın.

Kitaplarımda tarih okuyanın aklı çoğalır anlayışıyla hareket ediyorum. Akıl azalır mı çoğalır mı? Meselemiz o değil. Meselemiz, tarihten aldığımız bakış açısıyla istikbale daha isabetli bakmak. Bakarsak ne olacak? Bu, ancak tarihe yön vermiş medeniyetinizin izini sürdüğünüz zaman anlaşılacak. Gençlere selam olsun.

Yazar Mehmet Akbulut: 'Yazmak, bir tutku, bir tiryakilik'
Remzi ÖZKAN: Değerli vaktinizi ayırıp sorularımızı cevapladığınız için çok teşekkür ediyorum.

Mehmet AKBULUT: Remzi Bey, ben teşekkür ediyorum bu kıymetli ve ufuk açıcı sorular için.

Remzi ÖZKAN: Okurlarımız size nasıl ulaşabilir?

Mehmet AKBULUT:

Mail:[email protected]

twitter: @yazarmehmetakbu

instagram: yazarmehmetakbulut


Yazar Mehmet Akbulut: 'Yazmak, bir tutku, bir tiryakilik'

WhatsApp İhbar Hattı
05459031060
ÇEKİN, GÖNDERİN, YAYINLAYALIM!

Bakmadan Geçme