VALİ AKSOY HANGİ BASIN'LA BULUŞTU ANLAYAN VAR MI?

Belki de Samsun’da şahsım olarak gelmiş geçmiş tanıdığım Valilerden 3. cü. Sayın Samsun Valisi Hüseyin Aksoy. İnanın riya yok kendisini çok severim.

Duruşu, insanlarla olan diyaloğu, dinlemesi, her hali ile sıradan bir vatandaştan ayırt edemezsiniz. Herkesi dinler, elinden geleni yapar.

Ama dün belki de olmadığı kadar üzüldüm. Neden mi?

Samsun Valisi Hüseyin Aksoy, Samsun’daki basın mensuplarıyla Anemon Hotel’de düzenlenen iftar yemeğinde bir araya gel- miş…

Gel-miş diyorum. Gelebilirler sorun o nokta da yok. Ancak sonrasında yapılan haberlerde yerel ve ulusal basın mensupları diyor.

Miş diyorum çünkü Başbakanlık Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü tarafından verilmiş ONLARCA SARI BİR BASIN KARTI OLANLAR VAR.

Miş diyorum bir toplantıda hem de BASIN İÇİN ÖNEMLİ bir günde…

Miş diyorum ve ekliyorum. Bunun günahı da Sayın Hüseyin Aksoy Valimizin değil biliyorum.

Bunların günahı ve ayıbı o toplantıyı tertipleyenlerin. Yerel dediğinizde ilçelerde ki zor ve sıkıntılı şartlarda gazete çıkartan basına haber vererek kendilerini küçük görmek istemeyen zihniyetlerin suçu ve ayıbıdır.

Bir diğer madde ise 19 Mayıs Gazeteciler Cemiyetinindir. Çünkü cemiyete üye olan herkesi bilgilendirmesi gerekirdi. En azından Sarı Basın kartlı olan ve aktif gazetecilik yapan meslektaşlarına bildirmek zorunda idi.

Sonuç olarak BASIN İFTAR YEMEĞİ VEREN Samsun Valisi Hüseyin Aksoy yerel ve ulusal basınla iftarda buluştu denilmesidir. Haberlerinin yapılması çok ağır ve hakaret olarak algılamama neden olan bir haber…

Bu haberi yaparken o meşhur BÖYYÜK Gazetecilerimizin, böyyüüük ağa babalarınızın, ardınızda siyaset, iş adamı olan basın mensubu böyyüklerimiz içiniz acaba hiç sızlamadı mı?. Sanmam…

Ha birde Basını temsil edenlerin olması daha da büyük bir ayıp!. Hatta utanç abidelerinin hepsi…

Hani saldırıya uğrarız, ilçe gazetesi diye görmezsiniz, yardım etmezsiniz, destek bile vermezsiniz.

Ama o gazeteciyi savunmazken, saldıranların ocağına otak kurarsınız. Sizin içiniz ve düşünceniz bozuk.

Meslektaşınızın alın terinden, emeğinden nemalanmayı beis görmeyen kirli beyinler…

İlçelerde haber ihtiyacı oldu mu, arar bir yalvarmadıkları kalır.

Ajansların kapılarında beklersiniz. Çünkü bu işin emektarları ilçelerden bir haber gelsin, ilçeler haber yapsın bizde nemalanalım diyerek. Ardınızda ki para babalarınızdan sanki araba, eleman alamıyorsunuz, kimseyi göndermeyelim, masraf etmeyelim nasılsa ilçede ki zavallılar yolluyor modunda kırk takla atar beklersiniz her daim.

Ama toplantılarda, Valilik organizasyonlarında, Bakan ve zirvelerde yerel gazeteleri görmezsiniz, görmek istemezsiniz. Onlar küçük gelmesinler, onların beyinleri çalışmaz, bütçeleri küçük öyle mi.

Sizin beyinleriniz küçük, içiniz fesat dolu.

İlçe gazetelerinin yüreği büyük, vefası büyük. Sizde olmayan güzelliklerin hepsi ilçe gazetelerinde mevcut. Siz utanın biz değil.

Bizlerin tertemiz kalbi ve çalışma azmi sizi her daim yok etmeye muktedirdir merak etmeyin.

Hatırlamazsınız, hatırlamak istemezsiniz neden?

Size, yanınıza, ortamınıza ilçe gazetecileri yakışmıyor değil mi?

Yazık sizin gibi gazetecilere,

Yazık sizin gibi SARI BASIN KARTLI duayenlere.

Yazık sizin gibi Gazeteciyim diyerek az olsun benim olsun zihniyetindekilere.

Siz gelecek gazetecilere böyle duayen olacaksanız, Cemiyet başkan ve yönetimi olacaksanız,

Olmayın daha iyi.

Bu minvalde Sayın Valim inşallah bundan sonra ki süreçte kendiniz bizi hatırlarsınız.

Derdimiz yemek değil sakın yanlış anlaşılmasın.

Ama o ortamda olup sorunları konuşmak, kaynaşmak amacımız ve hedefimiz. Gerisi hikaye.

Biz bir kuru simitle de ayakta kalmayı başaran ilçe gazeteleri ve basın mensuplarıyız.

Burnu büyük ardında iş adamları ve siyasetçiler olan kendilerini basın temsilcileri sananlardan değil.

Mutlu ve (sağ)-lıcakla kalın…