Uzman Gözüyle 'Diyabet'

Dahiliye Uzmanı Dr. Volkan Konya, 45 yaşın üstündeki her bireyde risk faktörü olmamasına rağmen şeker hastalığı varlığının araştırılması gerektiğini söyledi

 

Samsun Büyük Anadolu Meydan Hastanesi Dahiliye Uzmanı Dr. Volkan Konya, Diyabetes Mellitus (DM) adıyla bilinen şeker hastalığı hakkında bilgi verdi. Şeker hastalığının kişinin ve ailesinin yaşamını çeşitli boyutlarıyla etkileyen, zorunlu olarak yaşam tarzı değişiklikleri gerektiren, komplikasyonlarıyla yaşam kalitesini azaltan, etkileriyle yaşam boyu süren bir hastalık olduğunu dile getiren Dr. Konya, DM, yani bilinen adıyla şeker hastalığının Türkiye'de ve tüm dünyada tüm önlemlere rağmen halen büyüyen ve toplum sağlığını ciddi anlamda tehdit eden bir hastalık olduğunu belirtti. Konya, "Tüm dünyada 2030'lu yıllarda ulaşması tahmin edilen prevalansına, yani görülme hızına daha şimdiden ulaşmıştır. DM, insülinin salınımı, insülinin etkisi veya bu iki faktörün her ikisinde de bozulma olması sebebiyle ortaya çıkan yüksek kan şekeri düzeyi ile kendini gösteren kronik bir metabolik hastalıktır" diye konuştu. 
uzman-gozuyle-diyabet-(custom).jpg
Dr. Volkan Konya, DM'nin herkesçe üç aşağı beş yukarı bildiği klinik olarak kendini gösteren belirti ve bulgularının ağız kuruluğu, çok su içme, çok sık idrara çıkma, çok yemek yeme isteği, kilo kaybı, görme ile iliği bozukluklar, cinsel organ ya da idrar yolları enfeksiyonları, mantar enfeksiyonları, hatta kaşıntı, yorgunluk, ayaklarda-ellerde uyuşma ve cilt kuruluğu olduğu bilgisini verdi. 
DM TANISI NASIL KONUR? 
Dr. Konya, "En az 8 saatlik bir açlık sonrası kanda bakılan açlık glukoz değerinin 126 ve/veya üzerinde olması, bir önceki soruda ifade ettiğimiz şeker hastalığı klinik belirti ve bulguları olan bir kişide günün herhangi bir saatinde aç veya tok olmasına bağlı olmaksızın bakılan kan glukoz değerinin 200 ve/veya üzerinde olması, halk arasında şeker yükleme testi olarak da bilinen OGTT (oral glukoz tolerans testi) yapılan kişilerde 2. saatte alınan kan glukoz değerinin 200 ve/veya üzerinde olması ya da
yine halk arasında gizli şeker testi olarak bilinen HbA1c düzeyinin yüzde 6,5 ve/veya üzerinde olması durumlarında şeker hastalığı tanısı koyuyoruz" şeklinde konuştu. 
DİYABET İÇİN RİSK FAKTÖRLERİ NELERDİR? 
Şeker hastalığı için önemli risk faktörlerinin bulunduğunu kaydeden Dr. Volkan Konya, şöyle devam etti: 
"Bunların en başında 1. derece akrabalarında bu hastalığın bulunması gelmektedir. Yine tahmin edileceği üzere fazla kilolu olmak önemli bir risk faktörüdür. Diğer önemli risk faktörleri arasında ise kalp hastalığı bulunması, çok hareketsiz bir yaşamı bulunması, yüksek tansiyon hastası olması, kadınlarda gebelikte şeker hastalığı yaşanması, kan kolesterol değerinin yüksek olması, 45 yaşın üzerinde olmak, daha önce hayatının bir döneminde kan şekerinin hafif yüksek çıkması sayılabilir. Herhangi bir şikayeti olmayan, ancak bir önceki soruda ifade ettiğim risk faktörlerinden bir ya da daha fazlasını taşıyanların taranması gerekmektedir. Yine risk faktörü olmayan ancak 45 yaşın üstündeki her bireyde şeker hastalığı varlığı araştırılmalıdır. Bu durumlarda hastanın kan şekeri düzeyi normal bulunsa da 3 yıllık aralarla yine kan şekeri düzeyini kontrol etmesi önerilmelidir." 
Dahiliye Uzmanı Dr. Volkan Konya, DM tedavisinde yapılması gerekenleri şöyle sıraladı: 
"Burada öncelikle hastalığın tipi ile ilgili değerlendirmeyi yapmak gerekir. Tip I şeker hastalığı olanlarda insülin yetmezliği olduğundan tedavi insülin ile yapılmalıdır, yine gebelikte ortaya çıkan şeker hastalığında gebelik süresince hap tedavisi verilemeyeceğinden güvenle insülin tedavisini uygulamak gerekir. Tip II şeker hastalığında ise genellikle öncelikli tercih hap tedavisidir, gereğinde insülin tedavisi de güvenle ve etkin bir biçimde kullanılabilir. Ancak unutulmamalıdır ki, yaşam tarzı değişiklikleri, yani kilo alımının azaltılması, yağ alımının azaltılması, fiziksel aktivitenin artırılması öncelikle hayata geçirilmesi gereken değişikliklerdir. Her şeyi ilaçlarla düzeltmeyi hedeflemek hayalden öte mana taşımaz. Tüm bu bilgiler ışığında şunu söylemek isterim ki, şeker hastalığı başladığı andan itibaren hayat boyu hastalarımıza eşlik edecek, birçok organ hasarına sebep olma riskini beraberinde taşıyacak, kontrol edilmezse önlenemez hastalıklara (kronik böbrek yetmezliği, kalp damar hastalıkları, beyin damar hastalıkları, göz hastalıkları, ayak hastalıkları gibi) yol açacak bir ciddi hastalık olmakla birlikte yaşam tarzı değişiklikleri, uygun ilaç kullanımı ve sıkı kontrollerle ilerlemesi önlenebilecek, yaşam boyu kontrollü gidebilecek bir hastalıktır." İHA
WhatsApp İhbar Hattı
05459031060
ÇEKİN, GÖNDERİN, YAYINLAYALIM!

Bakmadan Geçme