Türkiye'de üniversite sayısı arttı, peki ne oldu ?

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Coğrafya Bölümü Beşeri ve İktisadi Coğrafya Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fatih Altuğ'un bilimsel çalışması, 2006 sonrası kurulan üniversitelerin yerel ve bölgesel kalkınmaya önemli katkılar sağladığını ortaya koydu.

Bazı araştırmacılar, Türkiye’de üniversite sayısının artmasını olumlu karşılarken bazıları ise olumsuz değerlendiriyor. Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nden (OMÜ) Doç. Dr. Fatih Altuğ, yaptığı bilimsel araştırma ile “her ile bir üniversite” politikasının yerel ve bölgesel kalkınmaya, ulusal ve bölgesel inovasyon performansına etkisini inceledi.

Türkiye'de üniversite sayısı arttı, peki ne oldu ?

Patent başvurularında dikkat çekici artış


Çalışmasına ilişkin bilgi veren Doç. Dr. Altuğ, yeni kurulan üniversitelerin inovasyon performansına katkısına dikkat çekerek şunları söyledi:
“1995-2006 yılları arasında, 41 ilde üniversite bulunmazken, üniversitelerden yapılan toplam patent başvuru sayısı sadece 139’du. Türkiye’deki patent başvurularının yüzde 2,48’i üniversitelerden geldi. Üniversiteye sahip olmayan 13 ilde ise hiç patent başvurusu yapılmadı. 2016-2018 döneminde üniversitelerin patent başvuruları 2 bin 791’e ulaştı ve ülkede patent başvurusu yapılmayan il kalmadı. Özellikle Kilis, Bartın ve Bingöl gibi illerde, üniversiteler toplam patent başvurularının üçte ikisinden fazlasını gerçekleştirdi.”

“İşyeri sayısı yüzde 50, istihdam yüzde 30 arttı”


Araştırmada Giresun Üniversitesi örneği üzerinden ekonomik ve sosyal gelişmeler de ele alındı. Doç. Dr. Altuğ, “Giresun Üniversitesi’nin şehre katkısı yıllık yaklaşık 30 milyon dolar düzeyinde. Üniversite sonrası iş yeri sayısında yüzde 50’den, istihdamda ise yüzde 30’dan fazla artış yaşandı. 2006 öncesi yılda 30-35 tiyatro gösterisi sahnelenirken, sonrasında bu sayı 120-130’a yükseldi. Tıp ve diş hekimliği fakülteleri, eğitim ve araştırma hastanesi sayesinde şehrin imkanları da gelişti. Göç veren Giresun’un net göç hızı da pozitif yönde değişti” dedi.

“Artık kalite ve yönetim anlayışı ön planda olmalı”


Araştırmasının sonuç bölümüne değinen Altuğ, Almanya’da Türkiye’ye kıyasla iki kat fazla üniversite bulunduğunu hatırlattı. Dünyaca ünlü Stanford, Harvard ve MIT gibi üniversitelerin kuruluş amaçlarının Türkiye’deki üniversitelerden çok farklı olmadığını vurguladı.
Altuğ, “Son 20 yılda kurulan birçok üniversitenin altyapı sorunları büyük ölçüde çözülmüştür. Bundan sonra iyi bir organizasyon ve yönetim anlayışıyla, küresel ve ulusal problemlere çözüm üreten, rekabetçi yükseköğretim kurumlarına ihtiyaç vardır. Bunun için yükseköğretim politikalarının güncellenmesi önem taşımaktadır” diye konuştu.

Doç. Dr. Fatih Altuğ’un bu çalışması hem makale olarak yayımlandı hem de kitaplaştırıldı.

WhatsApp İhbar Hattı
05459031060
ÇEKİN, GÖNDERİN, YAYINLAYALIM!

Bakmadan Geçme