Sp de ıı. Abdulhamid han'ı anma
Saadet Partisi Samsun Gençlik Kolları Başkanı Muhammed Okutan II. Abdülhamid'in vefat yıldönümü münasebetiyle,
Abdülhamid’in büyük camii yanında yaptırdığı saat kulesinde bir basın açıklamasında bulundu. Okutan açıklamasında şunları kaydetti. Okutan, “34. Osmanlı Padişahı cennet mekan Sultan II. Abdulhamid Han’ı, vefatının 93. yıldönümünde rahmetle anıyoruz”.
Saadet Partisi Samsun Gençlik Kolları Başkanı Muhammed Okutan , “Bugün burada, 99. İslam Halifesi ve 34. Osmanlı Padişahı cennet mekan Sultan II. Abdulhamid Han’ı, vefatının 93. yıldönümünde Samsun halkına bıraktığı bu güzide sanat eserinin önünde dua ve rahmetle anmak, davası için verdiği mücadeleyi tebrik ve teyit etmek, kendisini gerçek manada anlamaya çalışmak amacıyla bulunmaktayız. Onlar ki dört kıtaya dinimizi, bayrağımızı, adaleti ve şefkati götürdüler. Gittikleri yerlere savaş, çatışma, kaos ve işkence değil; barış, huzur ve saadet götürdüler. Bu muhteşem neslin torunları olduğumuz için ne kadar övünsek azdır. İşte o neslin en güzide örneklerinden Sultan II. Abdulhamid Han’ın bugün huzurundayız”.
Sultan Abdülhamid Han, yüzyılın tam ve gerçek olarak keşfedemediği bir siyasetçi ve devlet adamı idi. Hayatını inancı uğruna adamış bir insan, şefkatli bir baba, halkını; din, dil, ırk ayrımı gözetmeden seven ve huzurunun temin için mücadele eden, dış siyasette ise devletlerarası dengeyi, ülkesinin menfaati doğrultusunda en iyi şekilde temin eden gerçek bir strateji dehasıdır. Yüksek maneviyatı, nezaketi, devlet adamlığı dehasıyla Osmanlı devletinin son dönemine damgasını vuran yüce bir şahsiyettir. O’nun ileri görüşlülüğü sayesinde, döneminde eleştirilmesine rağmen, Çanakkale’de yerleştirdiği toplar savaşın en kritik anlarında savaşın bizim lehimize dönmesinde nasıl tesir ettiğini biliyoruz sözleri ile açıklamasını sürdüren Okutan şöyle devam etti.
Okutan, “Sultan 2. Abdülhamid Han, bugün Ortadoğu’da yaşanan dramı ve çözümsüzlüğü, bundan tam bir asır önce görmüş ve tek başına eşsiz bir mücadele örneği göstermişti. Ortaya koyduğu mücadelenin, iktidarının sonunu getirebileceğini çok iyi biliyordu. Ama O’nun kaygısı tahtı değil, milleti ve milletinin selametiydi. Bedeli ne olursa olsun, taviz vermeden mücadelesini sürdürdü. O dönemde Yahudiler, Theodor Herzl ile, Abdulhamid’e Osmanlı’nın tüm borçlarının ödenmesi karşılığında Filistin’de toprak isteklerini iletmişlerdi. Osmanlı’nın ve Sultan’ın çok sıkıntılı dönemine rastlamasına rağmen Sultan bu talep karşısında;“Ben bir karış dahi olsa toprak satmam. Zira bu vatan bana değil, milletime emanettir.” diyerek kaya gibi sert bir cevap vermiş ve huzuruna gelen heyeti kovmuştur”.
“Dış ve iç politikada dirayetli bir hakan olan Sultan Abdülhamid, Osmanlı devletini 33 yıl hiçbir savaşa sokmadan, dünya dengelerini elinde bulundurması, siyasi deha olduğunu ortaya koymaktadır. Abdulhamid Han, tahttan indirilmiş ama 33 yıl şan ve şerefle dolu padişahlık görevini başarıyla ifa etmiştir. Abdulhamid’in akıllarda kalan en büyük özelliği ise çok güçlü maneviyata ve vatan sevgisine sahip olmasıydı. O sürgüne gönderildiği Selanik’de yaşlı ve hasta vaziyetteyken balkan savaşı çıkmış ve onu İstanbul’a götürmeye gelenlerin düşmanın yaklaştığını ifade etmesine rağmen aslan gibi kükremiş ve “Bende bir silah alır; asker evlatlarımla beraber vatanı müdafaa ederim. Ölürsem de şehid olurum” demiştir.
Sultan, 33 yıl padişahlık yaptıktan sonra 27 Nisan 1909’da tahttan indirildi, 3 yıl Selanik'te Alatini köşkünde ev hapsinde tutulduktan sonra 1912'de İstanbul'a Beylerbeyi Sarayına getirildi. 10 Şubat 1918’de de İstanbul’da vefat etti. Ama onun mücadelesi devam etmektedir. Bizlerde aynı şuur ile bugün buradayız. Bize bu ulvi değerleri unutturmaya çalışanlara Sezai Karakoç’un diliyle sesleniyoruz: “Onlar sanıyorlar ki, biz sussak mesele kalmayacak. Halbuki biz sussak, tarih susmayacak. Tarih sussa hakikat susmayacak.”
Okutan, “Bu anlamlı günde, Sultan Abdulhamid’i güzel Samsunumuzda yaptırdığı eserinin önünde bir kez daha rahmetle anıyor, davasını savunmaya devam ettiğimizi belirtiyoruz. Aziz milletimizden tek arzumuz odur ki onun devrinde yaşama bahtiyarlığına ermiş olmalarına rağmen onu anlayamayanlar ve onu geç anlayanlar gibi olmayalım. Onu ve onun yolundan gidenlerin tavsiyelerini çok geç olmadan anlayalım. Üstad Necip Fazıl’ın dediği gibi: ”Abdulhamid’i anlamak her şeyi anlamak olacaktır” diyerek basın açıklamasını tamamladı. Muhammed Okutan, açıklamasının ardından teşkilat mensupları ile Abdülhamid’in yaptırdığı saat kulesinin önünde hatıra fotoğrafı çektirdi.
Ayhan GONCA