YUNUSUM

MUSTAFA ALTIKATOĞLU

Sevgiyi çektiler nefret darına

Öyle yaşın yaşın, ağlar Yunus'um!

Gözyaşı mirastır dünden yarına,

Viran olmuş, şimdi bağlar Yunus'um!

               Bir ömür yürüdüm Hakk'ın peşinde,

               Yanıp da kül oldun aşk ateşinde,

               Gül yüzlü Nebiyi gördün düşünde;

               Sözlerin, huzuru sağlar Yunus'um!

Güzel Türkçemizin gittin izinden,

Bir kez ayrılmadın Şeyh'in dizinden,

Bu dünyaya baktın Hakk'ın gözünden;

Yüreğimde erir, yağlar Yunus'um!

               Sevginin tahtına postu sermiştin,

               Muhabbet bağından güller dermiştin,

               Tapduk dergahında aşkla ermiştin;

               Adını sayıklar, Çağlar Yunus'um!

Yokluğun ateştir, köz misalidir,

Şiirlerin cevher, öz misalidir;

Yürekleri yakar, dağlar Yunus'um!

Hicranın sinededir Yunus'um!

               Söyleyen dillerin söylemez oldu,,

               Muhabbet bağında çiçekler soldu,

               Sevenlerin gözü yaşlarla doldu;

               Kabında pişmeli, çiğler Yunus'um!

Vicdanlar kör, sağır; duymaz bu çağda,

Kimse nasihate uymaz bu çağda;

Nefis günahlardan doymaz bu çağda;

Şerre düşenleri, eğler Yunus'um!

               Dünyanın malına tamahın yoktu,

               Bu fani alemde sevenin çoktu,

               Sensiz bu kör çağda tuz bile koktu;,

               Hakk'ı hakikati yeğler Yunus'um!

Bahçeden goncalar dermek isterim,

Kutlu dergahına ermek isterim,

Mübarek yüzünü görmek isterim;

Derinde kaybolur, sığlar Yunus'um!

                                                                     Kaynak: Nihat MALKOÇ

   

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.