SEYYİT HACI HASAN HULUSİ EFENDİ’NİN SECERESİ

Hasan TOPUZ

 

SEYYİT HACI HASAN HULUSİ EFENDİ’NİN SECERESİ

            16. asırda henüz bugünkü Çarşamba şehri kurulmamıştı. Hasabahçe büyük bir köy halinde idi. Çay mahallesi, Hasa Bahçe’nin mezrası idi. Orta mahalle ise Hasabahçenin içinde kalıyordu.

            Hacettepe üniversitesi tarih bölümü başkanı değerli Profesör Mehmet Öz hocanın Türkçeye çevirdiği  1642 yılına ait Canik Sancağı Avariz  defteri adlı kaynak kitapta Seyyit Hasan Hulusi Efendi’nin şeceresi ile ilgili şu kayıtlar vardır:

            1642 Karye-i Hasabahçe Mezra-i Çay, Tımar ve Hassa-i Tersane ve Tımar-ı Kuşçu

            1. Hane-i Askeriye
            2. Seyyit İsmail bin (oğlu) Mustafa. (Hane)
            3. Seyyit İbrahim. (Hane) 
            4. Ahmet Efendi bin. Seydi Kadı-yı Ökse
            5. Hasan bin Ahmet. (Hane-Tımar)
            6. Seyyit Mehmet. (Hane )
            7. Seyyit İsmail. (Hane)         
            8. Seyyit Ahmet bin İbrahim

            1642 yılındaki Çarşamba’ya ait kayıtları incelediğimizde tek Seyyit hanesi Hasabahçe Karyesinin şimdiki Orta mahalle de bulunan adı geçen hanesidir. Şimdi 200 yıl sonra aynı haneyi inceleyelim.

1834 YILINDAKİ İLK OSMANLI NÜFUS SAYIMINDA:
HASAN HULUSİ EFENDİ’NİN SECERESİ

            Avukat ve Emekli Tarih öğretmen Sefa Temiz beyle birlikte günümüz Türkçesine çevirdiğimiz 1834 Osmanlı ilk nüfus sayımı sonuçlarına göre Orta Mahallenin 24. Nolu hanesinde Hasan Efendinin adı kayıtlıdır. Kendisinden başka 2 yaşında Seyyit Hasan adlı bir kardeşi daha vardır. Birde üvey pederi vardır, o ise 45 yaşındadır.

1834 ve 1843 Osmanlı İlk Nüfus Sayımı

Çarşamba kazası:
Orta mahalle:
Hane No: 24
1- Sofuoğlu Seyyit Hasan Efendi yaş:25
2- Karındaşı(kardeşi) Hasan Efendi yaş:2
3- Üvey pederi Hacı Hüseyin yaş:45

            Bu iki tarihi kaynaktan kesin olarak anlaşıldığı gibi Hasan Hulusi Efendi’nin dedeleri en az 500 yıldır Çarşamba da oturmaktadırlar. Bu aile aynı zamanda Seyyit olarak bilinir. Seyyitlik peygamberimizin soyuna denildiğine göre daha fazla bir şey söylemek istemiyorum. Yalnız  bir insan hem dedesi hem kardeşi ve sonradan gelen torunlarının hep Hasan isimli olması size bir şey çağrıştırmıyor mu? Peygamberimizin şeceresi torunları Hasan ve Hüseyin’den geldiğine göre Hasan Efendi’nin soyunda bu kadar çok Hasan ve Hüseyin olması neye delanet olduğunu biraz da siz düşünün.
Ailenin daha gerilere giden şeceresi var mıdır? Yok mudur? Onu ancak Hasan Efendi’nin bugünkü torunları bilebilir. Sonuç olarak şu hakikati özetliyeyim. Seyyit Hasan Hulusi Efendi gördüğüm her kaynakta Seyyit olarak adlandırılıyor. Sözü geçen ailenin bir yaşındaki çocukları bile efendi olarak anılıyor. Ben şimdilik kayıtlara olan bilgileri tespit ettim. Bu konuda başka bir şey söylemek istemiyorum.

            Hasan Hulusi Efendi’nin torunları Çarşamba’da Atalay olarak biliriz. Yakın zamana kadar Çarşamba’nın uzun çarşısında Manifatura dükkânlar vardı. Merhum Doktor Selim Atalay ve bugün yaşayan Doktor Ferruh Atalay, Hasan Efendi’nin torunlarıdırlar. Çarşamba’nın tanınmış avukatlarından Macit Çubukçu, Hoca Efendi’sinin yine Hasan olan oğlunun kızı olan Fahriye Hanım Efendi’nin oğludur.

            Sofuoğlu camiinin korunması yine bu aile tarafından deruhte edilirdi. Benim bir Çarşambalı olarak tanıdığım kadarı ile ve hemşerilerimden öğrendiklerime göre Seyyit Hasan Hulusi Efendi’nin torunları çok saygın ve edepli insanlar olarak bilinirler. Bilhassa Macit Bey’i tanıyanlar ona, dedesi gibi Macit Efendi demek daha doğru olabileceği kanaatine varırlar. (Devamı yarın)

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.