ŞERİFE BACI 1

MUSTAFA ALTIKATOĞLU

15 Temmuz gecesi birçoğumuzun ilk defa duyduğu isimlerden biriydi Şerife Bacı.
 O gece tanklara ve silahlara karşı hamiyetli duruşlarıyla kahramanlık gösteren annelerin bacıların hatırlattığı bir isimdi. Şerife Bacı, kurtuluş harbinde kucağında bebeğiyle canını ortaya koymuş, vatanı uğruna şahadete yürümüştü. Kurtuluş mücadelesinin hanım kahramanlarından olan Şerife Bacı, Kastamonu ile İnebolu arasında, bugünkü Seydiler ilçesinde dünyaya geldi. Şerife, ilk şahsiyetini anne ve babasının yanı sıra yaşadığı muhitin manevi atmosferinden aldı. Aile ve okulun dışında bir çocuğun şahsiyetini oluşturan çok önemli unsurlar vardır. Ak sakallı dedeler, nurlar içindeki neneler, güzel ahlaklı amca dayı ve teyzeler, hüzün ve sevincin ortağı komşular, her birinin çocuğun dünyasında ayrı yeri vardı.çocuklar kişiliklerini bu zengin ortamın vasıflarıyla zenginleştirir. Şerife Bacı 1915 yılında sade bir Anadolu düğünüyle dünya evine girdi. Düğünün üzerinden henüz bir iki ay geçmişti ki  tellallar Çanakkale için seferberlik duyuruları yaptılar. Her Anadolu yiğidi gibi Şerife’nin eride mukaddesatı düşmana çiğnetmemek için hazırlandı. Yeni evli olması bahane olamazdı.” Bu hak ile batılın savaşıdır. Bize gitmek ve Allah  yolunda cenk etmek düşer. Sonunda şehitlikte vardır, gazilikte… şimdiden hakkını helal et.” Dedi hanımıyla vedalaştı. Zaman geçti Şerife Bacı eşini ümitle beklemeye koyuldu. Fakat Çanakkale insan öğüten bir değirmen gibiydi,gidenler gelmiyordu. Bekleyiş yerini endişeye bırakmaya başladı. Nihayet bir gün eşinin şahadet haberini aldı. Önce elinde olmadan bir çığlık attı, içini boşaltıp rahatlayıncaya kadar ağladı. O ağladıkça konu komşu ağladı. Dövünmediler saç baş yolmadılar ama ağlama ve inlemeleri uzaklardan duyuldu. Şerife Bacı için hiddet mühleti başlamıştı. Kim bilir Allah Teala beklide ona kocasından bir yadigar ihsan edecekti. Ama müddet doldu, karnında bir çocuk olmadığı anlaşılmıştı. Hayat kendi seyrinde akmaya devam etti. Şerife Bacı, evladım olursa onunla yaşarım diyordu fakat olmayınca yalnız yaşamayı tercih etti. Henüz çok gençti,yirmisinde bile yoktu.o yalnızlığı seçti. Köyün gün görmüş insanları ise daha farklı düşünüyordu.Allah nasip ederse önünde koca ömür vardı. Genç bir hanımın hayatını yalnız yaşaması doğru değildi. Şerife Bacı büyüklerine kulak verdi. Köyde de nice yiğit savaşta kalmıştı. Gazilerde vardı,onu bir gazi yiğitle nikahlamak istediler. Gazi Yusuf ismindeki bu zat ayağından ağır bir yara almış ve topal kalmıştı. Şerife bacı hem evime hanımlık yaparım hem de bu gaziye hizmet ederim, diyerek onunla evlendi. Şerife Bacı’nın bu güzel niyeti karşılıksız kalmadı. Bir müddet sonra evleri bir kız çocuğuyla şenlendi. Adını elif koydular. Elif’le birlikte annelik denilen o paha biçilmez duyguyu tatmıştı Şerife Bacı.

Devamı bir sonraki yazımızda.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.