“Şekerden ne anlar o?”

Erol ŞEKER

  Hafta sonu o kadar huzurlu ve o kadar neşeli geçti ki anlatamam.

Nedenleri çok ama asıl neden insanın kendisinin evinde rahat ve huzurlu şekilde bir hafta sonu geçirmesi kadar güzel bir olay olmasa gerek.

    Bu vesile ile oturup Hz. Mevlana’ nın hayatı ile bazı sözlerini inceledim. Bu güne kadar nasıl oldu da göremedim ancak bir sözü o kadar çok hoşuma gitti ki:

    O sözü sizlerle paylaşmadan önce Çarşamba’ da ki sakinliğe dem vurmak istedim. Ama gerek yok. Biz ne zaman sakin bir ay veya günler geçirsek mutlaka ama mutlaka acı bir haberle sarsılıyoruz. Allah kimseyi kötü haber veya acı bir olayla karşılaştırmasın.

     İnsanoğlunun yaşamı süresince istediği parası bol olsun, hayatını rahat idame ettirsin, çoluk çocuğu ile mutlu bir hayat, sağlıklı ve sıkıntısız bir yaşam beklentisi hiç bitmez.

    Ama bazılarında koltuk, makam ve mevki hırsı öylesine gözünü karatmıştır ki; Onlara okyanuslar dolusu para, makam ve mevki verseniz dahi o daha fazlasını ister. İstekleri hiç bitmez.

     Hele ki helal kazancına haram karışmışsa daha da fazla harama uzanmak için çırpınır durur. Bu uğurda önüne geleni ne olursa olsun bertaraf ederek elde etmek için varını yoğunu ortaya koyar. Bu tiplere gözü dönmüş denir.

     Bir kazancın içine bir dirhem haram bir iş veya kazanç girmişse o kadar tatlı olur ki... O haram giren ocakta ne bereket olur ne de huzur.

Şükür ki bizler haramdan da günahtan da korkan bir yaşam tarzını seçen insanlardanız.

     Bizim makam, mevki, para, pul, şöhret, ün, hevesimiz hiç olmadı.

Biz hayatımız boyunca birilerine liderlik ettiysek bile hep geride kalarak gizli kahraman denilen tiplerden olduk. Kim önde gitmek isterse buyursun.

Bizim makam sevdamız olmadı olmayacak.

     Yani bir kişi ne kadar çok para, makam, mevki kazanırsa kazansın mutlaka daha fazlasını ister arzular ve her yolu dener. Hayatın şehveti para, makam ve mevkidir…

     Makam, mevki ve ün kazananlar daha fazlasını elde etmek için gözünü kör edip aklına koyduğu yere ulaşana kadar yaptıklarında şehvet, riya, kin, öfke ve her türlü çirkefliğe ihtiyacı vardır.

     O ihtiyaçlarını giderdikçe adeta her geçen gün kendisi ile övünür, övündükçe şişer. Ama bilmez ki kimse bu dünyadan ahretine bir kıl bile götüremez.

     Herkesin babası, anası ahrete ne götürdü ise bilse ki o da onu götürecek, o vakit her gece yatağına yattığında şu duayı yapar.

“Allahım, bana yeteri kadar helal kazanç nasip eyle, sağlık ve sıhhat, huzurlu bir aile nasip eyle. Çok verip azdırma, az verip yerdirme”

     O nedenle her gece rabbimden hakkım olan kadarını isterim fazlası haram olduğuna göre hiç fazlada gözümüz yok. Olmadı da hiç şükürler olsun.

     Ve o nedenledir ki Hz. Mevlana’nın şu sözleri acayip dikkatimi çekti hoşuma gitti sizlerle paylaşmak istedim.

“Bir köpeğin önüne bir çuval şeker koysan bile, onun gönlü yine leş peşindedir. Şekerden ne anlar o?”

Mesele bu. Şeker ne kadar çok tatlı da olsa köpek leş yemeye alıştığı için aklı fikri leşte kalır. Ne güzel söz?

Yine Hz. Mevlana;

- Sus artık yeter! Sır perdelerini pek o kadar yırtma. Çünkü bize, kırıkları sarıp onarmak, sırları örtmek yaraşır.

- Aşk, davaya benzer. Cefa çekmek de şahide. Şahidin yoksa davayı kazanamazsın ki.

- Sabır, insanı maksadına en tez ulaştıran kılavuzdur.

Anlayana ve kendisine hisse biçebilene güzel sözler bunlar elbette ki...

***   

Dün AK Partide İlçe başkanlık seçimlerine start verildiğini açıklamıştım.

Bu öğrendiklerimle birlikte hafta sonu yaşadıklarım ve öğrendiklerimle birlikte daha çok rahatladım ve evime huzur içinde gidiyorum.

Allah her kuluna kalbine göre vermeye devam ediyor.

Allah herkesin kalbine göre versin…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.