Küçük Bir Adım At

S.M.M.M İLKNUR ÇAKIR

Küçük bir adım at, hemen şimdi, sonra bir adım daha, bir başka adım daha…

Geriye dönüp baktığında o küçük adımların ne kadar büyüdüğünü, yeni keşifleri, her şeyin değiştiğini ve dahası yeni bir seni çok net göreceksin. Çünkü; artık farklı bakıyorsundur her şeye.

Hayat bir yoldur ve bizler de bu yolda yolcuyuz. Her gün, her saat, her dakika. Önemli olan değerlerimizle yol alabilmektir. Çünkü; değerler yolun iki yanındaki bariyerler gibi yoldan çıkmanızı engeller. 

Aslında hayat, yaşadıklarımızla hatta yaşamadıklarımızla da bizleri olgunlaştırır. Akışa bırakırsak uyum kapasitemiz asgari düzeyde gelişir. Eğer akışın içinde dönüşüm de istersek; hedefli değişime gereksinim olur. Odaklı değişimle birlikte problem çözme becerisi gelişir yani GÜÇLENİRİZ.

Ahmet Hamdi Tanpınar’ın çok güzel bir sözü var, “Değişime hiç kimse karşı değildir, yeter ki ucu kendisine dokunmasın.” Bu sefer ucu bize dokunacak ve hareket etmek zorunda olacağız.

Tavandan zemine damlayan su, bir süre sonra orayı deler. Burada zemini delen, suyun şiddeti değil, suyun sürekliliğidir. Bu hayatta zorlandığınız her ne ise yapmanız gereken tek şey şiddetini düşürüp su damlası haline getirmektir. Basit eylemlerin sürekliliğini sağlamak aslında konunun şifresidir.

Işık hızıyla geçen günleri deneyimliyoruz. Hepimizin yirmi dört saati var ve insanları birbirinden ayıran yirmi dört saate nelerle doldurduğudur. İşi özü; bugün kendimizi neyle beslersek yarın ona dönüşeceğimizin bilinciyle bilgileri kendi hızımızda özümseyebilmektir.

 Mevlâna Celaleddin-i Rumi Hazretleri “Kardeşim! Sen düşünceden ibaretsin. Gül düşünürsen gülistan olursun, diken düşünürsen dikenlik olursun.”

Hayatta hiç öngöremediğimiz şeyler başımıza gelebiliyor. Önemli olan yapamayacağımız şeyleri düşünmek yerine yapabileceklerimizin zenginliğinin farkında olmaktır. İnsan beyni en az maliyetle, en iyi hayatı ister. Bir gereksinimi tamamladıktan sonra yenisini tamamlamak üzere kurguludur. Yani beynimiz daima konforumuzu düşünür. Konforlu alan rahat ve güvenli gelir. Fakat konfor, sürekli çağ atlayan dünya ile çelişir.

Beynimiz değişime daima haklı nedenler bularak direnç gösterir. O nedenle değişimler bizleri huzursuz eder ve uyum sağlamada güçlük çekeriz. Bir şeyi ilk defa deneyimlerken yaşadığımız zorlukta beynin çalışma sisteminden kaynaklanır. Eğer “Nedenleri” beynimize kabul ettirirsek zorlukların yerini kolaylıklar alacaktır. Görüldüğü gibi işin doğası aynıdır, değişen yalnızca bizim yeteneğimizdir.

Daha verimli olmak, daha üretken olmak, daha iyi düşüncelere sahip olmak, yeni ufuklara yelken açmak ve bize sunulan nimetlerden daha çok yararlanmak için konfor alalından çıkmamız gerekir.

Paulo Coelho söylediği gibi “Tekne limanda güvendedir. Ama teknenin amacı bu değildir.”

Sağlıcakla!

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.