Kılıfınız delikmiş beyler gördünüz mü?

Erol ŞEKER

Gazeteci olmak.  Hele ki Çarşamba'da, inanın ki kefen giyip gezmekten beter. Kendi meslektaşınız bile düşünmeden sırtınızdan hançerlerler. Ve siz her daim yaşarken ölüsünüz. Neden ölüsünüz diyenlere...

İlçenin dinamikleri hiç bir olayı kanun gözüyle hiç bir defa anında göremezler. Sonrasında bazıları körü körüne birilerine veya belli siyasilere bağımlıdır. O siyaset veya birileri yat derse yatar, kalk derse kalkar. Hele bunların arasında öyleleri vardır ki. Yıllarca çalışmadan sülük gibi onun bunun sırtından geçinir es kaza bir makama, koltuğa geldiği anda gerçek yüzünü gösterir. Gerçi gerçekte yüzü yoktur içinde ki asıl pisliklerini dökmeye başlar.

Eksik, yanlış, hata ve kanunsuzlukları bir gazeteci dile getirdiğinde anında ardına eski muhteşem desteklerini alır baskılarına başlarlar. Bu baskıları icra ederken de bu tipler güler yüzlüdürler, kibardırlar, ağır başlıdırlar. Halkın sevgilisidirler. Yesinler sizin değerlerinizi... Kısacası tam bir bu tipler DİLLİ ŞEYTANDIRLAR.

Her neyse biz ekmeğimizin 10 yıldır peşinde koşturup duruyoruz. Gün geliyor engellemeler, baskılar içinde kıvranarak bu gazeteyi sizlere ulaştırıyoruz. Ancak son yıllarda işler bir garip olmaya başladı. Yüzümüze gülenler ardımızdan olmadık, akla hayale gelmeyen tiyatro oyunları sergiliyorlar. Kişiler mi önemlidir, kurumlar mı bunu Çarşamba bir türlü çözemedi.

Kaymakam Yıldız'ın deyimi ile: "Bu memlekete her kim bir çivi çakmaya kalmaya görsün. Hemen yıkım ekibi, karalama ekibi iş başına geçiyor". Çok doğru bir tespit.  Biz bunu şöyle ifade ediyoruz. Her kim bir adım arkadaşından veya aynı meslekten olan esnafta diğeri yükselmeye, işini büyütmeye ve halktan destek almaya başlasa hemen en yakınında ki dostları ayaklarında ki pantolon paçasından sarılıp aşağıya çekmeye başlıyorlar. Karalama kampanyaları, iftiralar, akla hayale gelmeyen iddialar. Bu nedenledir ki ilçemizde hiç bir iş olmuyor. Zengin iş adamı burada durmuyor ve parayı kazanan Çarşamba'dan kaçıyor.  

Mesela geçen yıldan başlayan ekmek kavgamız var. Bu ekmek kavgasında 8 SSK'lı işçimiz ve maaşını alan ondan fazla personelimizin ekmeğini çalanlar. Bunlar işi kanun ve yönetmeliklere de akılları sıra uydurmuşlar.  YANİ KILIFLARI AKILLARI SIRA HAZIR. AMA BEYLER KILIFINIZ DELİK.

Şimdi kurumun adını vermeyeyim yine karalıyor diyecek-ler. Ancak ekmeğimizi çalan kurumda yetkililerin zırt pırt değiştirilmesi sorunu dağ gibi yaptı. Geçen yıl aynısı oldu ama aklı selim yönetici adabı içinde konuşunca iş çözülmese de ayyuka çıkmadı ve o yönetici gerekli tepkisini personele kanun içinde verdi. Malum kurumda değişim oldu. O personel de gitti, yöneticimizde. Yenileri geldi. Kimse ile sorunumuz yok. Hatta tanıdıklarım kadar tanımadıklarım da var. Ama içimizi acıtan yakan tanıdıklarımız. Çenelerini tutmak yerine hakaret, tehdit ettiler.

Her neyse konuyu uzatmadan asıl çözüm noktasına gelelim. Konu ekmek paramızın bir kısmını oluşturan ilçede yapılacak resmi ihale ilanları ve şekilleridir. Bu konuda şaibe olmasın, kimse mağdur olmasın dedik demez olaydık. Tehdit, baskı aman yarabbi. Aklınıza gelecek her koldan gümbür gümbür geliyorlar, geldiler.

ÇOKTA KORKTUM YA!...

Konu ile alakalı Vali beye gittik, herkesle görüştük, resmi yazışmalar sürmekte. Ve BİK Müdürü konu hakkında dün bir açıklama yaptı ve o açıklamasını haberimizde okuyacaksınız zaten.

Şimdi beyler kanuni hakkımızı aramak hata mı?. Yarın mahkemeye gidiyorum. Ve gelecekte ki tüm sıkıntılar kurumun Yöneticisinin günahıdır ve ona aittir. Çünkü hatayı gördüğünde tehditle konuşmayıp, ardında ki siyasi , eğitim, bürokrasi, sendika gibi türlü vesayete güvenmeyip ona güvenenleri mahcup etmeden işini yapsaydı dert olmayacaktı. Personele güvenmek başka, körü körüne inat ve tehdit başka...

Şimdi ilçede önümüzde ki günlerde yapılacak bir ihale ya BİK Müdürünün deyimi ile iptal olursa ve: İhaleyi yapanlar hakkında zimmet, ihaleye fesat karıştırma gibi pek çok konuda suç duyurusunda bulunulabilir. Böyle bir olayla hiçbir kamu kurum ve kuruluşu yöneticisi karşı karşıya kalırsa suçlu ortaya çıkar, çıkmaz?

 İş aksarsa, ne yapacaksınız?

Unuttuğunuz tek yol vardı beyler.  ADALET...

Biz demiştik demekten utanır oldum artık. Anladınız mı?

Mutlu ve (sağ)-lıcakla kalın...

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.