Engelleri yine biz koyuyoruz farkında mısınız?

Erol ŞEKER

Bu günkü gazetemiz çok farklı. İşin aslı gündemime ENGELLİLERİ almıştım yalnızca ama bazı olaylar bu düşüncemi değiştirdi.

Mesela geçen hafta sonu gazetemizde, bir cinsel istismar olayını haberleştirmiştik. Oldum olası sevmediğim bir suç türüdür CİNSEL İSTİSMAR...

O nedenle de yıllardır ısrarla haberini kaçınmadan yapma isteğimi hiç kaybetmedim. Ama yasalar, kanun uygulayıcıların düşünceleri bu konuya uzak durmamızı sağladı.

Çünkü kanun uygulayıcılar olaya hep mağdur perspektifinden bakıp, daha çok rencide olmalarını istemem isteği buna engel olmuştu.

Bu gün çok farklı. Bir Cinsel İstismar olayını haberleştirdik. Ama mağdur olan veya suçlu yönünden değil.

Bu olayda dava dosyasını getiren zanlının babası, ısrarla "Oğluma bile bile ceza verildi. Oğlum bu davada mağdurdur. Oğluma kumpas kuruldu" iddiaları vardı.

Gülerdir hatta aylardır uzak durdum ama dün dayanamadım.

Baba Çetin Kavas der ki; "Oğlum uyuşturucu ve bally kullanıcısı. O nedenle işlediği tüm cezalarına sesim çıkmaz. Ama bu dava başka. Bu davada oğlum kurban edildi. Dava dosyası hiç incelenmeden asıl suçlu var mı yok mu bakılmadan dosya kapatıldı ve oğluma 12 yıl fazladan ceza verildi. Artık gün yüzü görmesi imkansız. Ne olur haber yap Erol bey bunaldım artık adliye önüne kendimi bağlayıp, birileri ilgilenene kadar orada kalacağım. Başka yolum kalmadı." dedi

Dosyaya göz gezdirince aklıma bizim İSKANSIZ binaya RUHSAT vermeyen zatların, yargıya ziyaretler(!) yapması sonrasında dosyanın aleyhimize sonuçlanması aklıma geldi.

Baba'nın oğlumun bu pis işi yaptığına inanmadığım gibi dosya içeriği dahi incelemeyi bırakın delilerden yoksun, şahitler dinlenmemiş, doktor raporu onay vermemiş olmasına rağmen gözler kapatılmış ve ceza vermek için oğluma ceza verilerek hayatı karartıldı.

Oğlum o olay öncesinde ve iddia edilen olay  döneminde de Samsun' da Ruh ve Sinir Hastalıkları hastanesinde yatılı olarak psikolojik tedavi görüyordu. Yatılı tedavi gördüğü bir dönem de nasıl böylesi bir suç işlediğini hangi mahkeme göremez bizlere ve dosyanın içeriği ile hukuk çevresine anlatılmalıdır. 

Demem o ki; Yok deseniz de görülüyor ki bazen Yargı erki adı ne olursa olsun birilerinin etkisi altında kalıyor.

Bu geçmişte FETÖ/PDY terör örgütü üye ve sempatizanları ile oluyordu. Ondan da önceleri ise inanın ki siyasaldı. Hadi bakalım bu dosya içinden çıkın bakalım çıkabilirseniz.

Yargı erki davalar da somut delillerle kararını vermelidir. Vakit geçiyor.

***

Gelelim ENGELLİ Haftasına...

Bir büyüğüm güzel bir söz paylaşmış geçen gün sosyal medya da. "Uzun uzun konuşanı kısa dinleyin" diyerek

Evet, uzun uzun konuşuldu, söylenmedik vaatler kalmadı ve sonun da Engelliler adına yasalar çıktı.

Çıkartılan kanunlarda belediyelere süreler verildi. Yıllarca beklenildi ve sonunda ne oldu ise o süre uzatıldı. Yani denizlerde ki gel-git olayı gibi. Bu kanunla kim korundu, kim kurtarıldı veya kimler ne kazandı?!

Engelliler mi kazandı sizce HAYIR!?

Kesinlikle SİYASETÇİLER korundu hatta kurtarıldı. Ama olan yine Engellilere oldu.

Şehir mobilyalarını Engellilere göre yapmak  çok mu zor?

Hadi eskileri düzeltmek çok zor ama yeni yapılan yapılar ve hizmetlerde Engellilere göre yapıların, hizmetlerin yapılması çok zor olmasa gerek. Değil mi?

Ve kendi törenlerinde dahi belediye meydanında bir tane bordür taşının kaldırılması ile mutlu sona ulaşılacak olayda, inat sürüyor.  Bir taş koymak veya kaldırmak çok zor olmasa gerek...

Engelliler isyan etse de siyasetçiler bildiğini okumaya devam ediyor. Kim öle kim kala. Engellilerin engellerini yine biz sözüm ona sağlam beyin engelliler yaratıyoruz.  Bilmiş olun.

Ama onca keşmekeşliğin içinde 3 Aralık Dünya Engelliler haftası kutlamaları esnasında en güzel çıkışı İlçe Başkanı Halit Doğan yaptı. ÇTSO Başkanı Yılmaz'ı alkışlayan öğrencilere dönerek, "Asıl alkışı Başkan Kerim Deniz hak etti haydin ona da alkış yapalım" sözü ile. Teşekkürler başkan Halit Doğan...

Sonuç olarak; Yargı, davalar, engeller hepsi birbirine bağlı değil mi?

Hepsi de insan denen varlıkların huzurlu ve rahat yaşaması adına yine biz insanlar içinden çıkan siyasetçilerin TBMM de kanunlaştırdığı kanunlarla yani kanun koyucularla mutlu sona ereceğine göre...

Engel teşkil eden uygulama ve düşünceleri hep birlikte ellerimizle koyduğumuz gibi kaldıralım. Ne dersiniz? Aksi takdirde gelecek günlerimiz aydınlık ve engelsiz olmayacak. İnanın bunlara.

Engelsiz yaşam dileklerimle...

Mutlu ve (sağ)-lıcakla kalın...

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.