• Haberler
  • Yerel Haber
  • ORDU'NUN DERELERİ GERÇEKTEN YUKARI MI AKIYOR? Efsane türkü, doğa olayıyla gerçeğe dönüştü!

ORDU'NUN DERELERİ GERÇEKTEN YUKARI MI AKIYOR? Efsane türkü, doğa olayıyla gerçeğe dönüştü!

Yıllardır bir aşkın imkânsızlığını anlatan, 'Ordu'nun Dereleri aksa yukarı aksa...' dizesiyle dillerden düşmeyen o meşhur türkü, son günlerde yaşanan olağanüstü bir doğa olayıyla gerçeğe dönüştü.

Yıllar yılı, “Ordu’nun Dereleri aksa yukarı aksa…” türküsüyle bir nesil büyüdü. Ancak bugüne dek herkes, derenin yukarı akmasının imkânsız olduğunu söyleyip konuyu hep türküye konu olan imkânsız bir aşk hikayesine bağlamıştı. Ne var ki, son günlerde yaşanan doğa olaylarıyla birlikte bu efsane, adeta gerçeğe dönüştü.

Ordu’nun bazı bölgelerinde, özellikle şiddetli rüzgarların etkisiyle şelale sularının ters yönde, dağın tepesine doğru aktığı anlar kameralara yansıdı. Görüntüler, sosyal medyada kısa sürede büyük yankı uyandırdı.
Rüzgarın etkisiyle suyun yukarıya yönelmesi, “Ordu’nun dereleri gerçekten yukarı mı akıyor?” sorusunu gündeme taşıdı.
Bu olağanüstü doğa olayı, yıllardır dilden dile dolaşan türkünün “yalan değil, gerçekmiş” dedirtti.

YÜREK YAKAN TÜRKÜNÜN HİKAYESİ

Türküler, Anadolu insanının yüreğinden süzülüp gelen hikâyelerdir. Her biri bir acıyı, bir sevdayı, bir özlemi dile getirir. “Ordu’nun Dereleri” de bunlardan biridir.

Bir zamanlar Ordu’nun uzak bir köyünde, Mehmet adında yakışıklı bir delikanlı ile Hacer adında güzelliği dillere destan bir genç kız yaşarmış. Haftanın belli günlerinde zerdali ağacının altında buluşur, göz göze geçen saatlerin nasıl aktığını fark etmezlermiş.
Ancak bu aşk, köydeki kıskançlık ve dedikodulara yenik düşmüş. Hacer hakkında çıkarılan söylentiler, Mehmet’in köyü terk etmesine neden olmuş.

Geride ise gözleri yaşlı bir anne ve sevdiğine kavuşamayan, yüreği yanık bir Hacer kalmış.

Her gün dere kenarında çamaşırlarını yıkarken, sevdiği için döktüğü gözyaşlarını türkülere dökmüş:

“Oy Mehmet’im Mehmet’im,

Sana küstüm demedim.

Beni sana geçmişler,

Vallahi ben demedim.”

Ne Mehmet dönmüş gurbetten, ne Hacer kavuşabilmiş sevdiğine…

O günden sonra Hacer kız, ölünceye kadar “Ordu’nun Dereleri” türküsünü söyleyip durmuş.

Böylece bu türkü, bir aşkın, bir sitemin ve bir özlemin sesi olarak günümüze kadar ulaşmış.

GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE

Yıllardır bir 'imkânsız' dileği sembolize eden "Ordu'nun Dereleri", bugün Karadeniz'in gücüyle gerçekten yukarı akarak, hem Hacer'in kadim aşk hikayesini hem de bölgenin çetin doğasını yeniden anlamlandırdı.

Bu durum, "yalan değil, gerçekmiş" dedirterek, Ordu’nun Dereleri türküsünü artık sadece bir aşkın, bir sitemin ve bir özlemin sesi değil; aynı zamanda bir doğa mucizesinin ve bir kadim sevda efsanesinin somutlaşmış simgesi haline getirdi.
 

WhatsApp İhbar Hattı
05459031060
ÇEKİN, GÖNDERİN, YAYINLAYALIM!

Bakmadan Geçme