Bu gün çok fazla yazı yazmak istemiyorum. Gerçekten de çok fazla iş var.

Havalar soğuk ve kar.  Yollar kar, su her taraf karmakarışık. Bizi arayan herkes bu ilçenin hali ortada…

Az bir kar yağması ile ilçede her yer kar dağları ile dolduruluyor.

Bazı esnafların dükkânlarının önüne karlar yığılıp ondan sonra toplanıp alınıyor. Kepçe ile kamyona doldurarak gidilse olmuyor mu?

Zaten çoğu yerde kepçe bile gelip kar temizlemedi. Personel az diyorlar, personel çıkartıyorlar.

İyi güzel de kardeşim.

Neden biz yazalım. Çıkın konuşun dediğimiz de Başkanla aramızı açmak istemiyoruz. Ama sen gazeteci değil misin yaz kardeşim korkuyor musun?.

Ohh ne ala. Yani bazı akıllılar diyor ki:

“Maşa varken biz ateşe elimizi neden sokalım?”.

Biz haberci olarak zaten bu haberleri haklı yâda haksız kimse oluru şeklinde yapacağız.

Bu güne kadar da yaptık neler yazdık?. Biz belediyenin temizlik elemanlarının çalıştığını biliyoruz ama yeterli mi? ASLA!...

Zaten haberlerde çalışmıyor hiç demedik, sadece yeterli değil dedik. Yetiştiremiyorlar, personel az dedik. Hatta herkes kapısının önünü temizlese de dedik. Ama bazı insanlar hemen şunu belirttiler bize.

Biz kapımızın önünü temizliyoruz yola atıyoruz yoldan geri iş yerimizin evimizin önüne karları belediye kepçeleri geri yığıyor bu mu temizlik dediler.

Eeeeee,  gelin siz çıkın işin içinden.

İşte bir kere daha bunun için diyorum ki: Ne İsa’ya ne de Musa’ ya yaranamamak buna dense gerek.

Hani Başkan bize küs ve kırgın ya, hani başkan bizi Göl, Belediyeye almıyor ya?

İşte o hesap üzerinden bize haber yaptırmak isteyip kendileri yanına gidip Başkanım bu adam ne yapmaya çalışıyor diyenlere bu notlar mesaj olur inşallah.

Konuşmayana, ağlamayana ne iş ne de mama yok.

Anlayacağınız.

İmam Hatip’in Arapça yarışmasında enteresanlıkların olduğunu öğrendim. Onu da yarın inşallah yazacağım. Sınıfta kalmak sanırım yarın anlatacaklarıma denilse gerek.

Ne dersiniz?

Mutlu ve (sağ)- lıcakla kalın…