Küresel Su Krizi Derinleşiyor: Kuraklık Artıyor, Kaynaklar Azalıyor
Uzmanlar, küresel ısınmanın buzullardaki erimeyi hızlandırarak tatlı su kaynaklarını kalıcı olarak azalttığını, su döngüsünün kuraklık ve aşırı hava olayları nedeniyle öngörülemez hâle geldiğini belirtiyor.
BM Su Ajansı’na (UN Water) göre dünya genelinde yaklaşık 3,6 milyar insan yılda en az bir ay suya yetersiz erişimle karşı karşıya. Bu sayının 2050’ye kadar 5 milyarı aşması bekleniyor.
Tatlı su kullanımı, nüfus artışı ve tüketim alışkanlıklarının değişimi nedeniyle her yıl yaklaşık yüzde 1 artarken, bu durum kaynaklar üzerinde büyük baskı oluşturuyor. ABD merkezli Dünya Kaynakları Enstitüsü verilerine göre, 25 ülke tüm yıl boyunca aşırı su stresiyle mücadele ediyor. Orta Doğu ve Kuzey Afrika’da nüfusun yüzde 83’ü, Güney Asya’da ise yüzde 74’ü su stresine maruz kalıyor.
Su Kıtlığı Sadece Ülke İçinde Kalmıyor
Su stresine maruz kalan ülkeler ekonomik ve sosyal sorunlarla mücadele ederken, bazı yerlerde kentlerin tahliyesi gibi radikal öneriler gündeme geliyor. İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, Tahran’da kısa süre içinde yağış olmaması durumunda aralık ayından itibaren su kesintilerine gidileceğini ve gerekirse kenti tahliye edeceklerini açıkladı.
Su kaynaklarındaki azalma, ülkeler arasında anlaşmazlıklara da yol açıyor. Pasifik Enstitüsü’nün çalışmalarına göre, yalnızca 2020-2023 arasında su nedeniyle dünya genelinde 400’den fazla anlaşmazlık kayda geçti. Bazı anlaşmazlıklar çatışmalara dönüştü.
Tatlı Su Kaynaklarının Durumu Alarm Veriyor
FAO Türkiye Temsilci Yardımcısı Ayşegül Selışık, tatlı su kaynaklarının hızla tükendiğini vurguluyor: “Dünya yüzeyinin yüzde 71’i suyla kaplı, ancak bunun yalnızca yüzde 2,5’i tatlı su. Kullanılabilir kısmı ise yüzde 0,3’ten az. Buzullar ve göller hızla küçülüyor, yer altı suları ise aşırı ve kontrolsüz kullanımdan dolayı azalıyor.”
Selışık, buzulların dünya su rezervinin yüzde 70’ini oluşturduğunu hatırlatarak, “450 gigatonluk buzul kütlesi eridi. 2024’teki erime, deniz seviyesini 1,2 milimetre yükseltti. Bazı bölgelerde buzullardan gelen su artık kalıcı olarak azalmaya başladı. Küresel nehir akışlarının büyük bölümü normal seviyelerin altında seyrediyor” dedi.
Kuraklık Artıyor: “Sinsi Afet”
Tatlı su kayıplarının yüzde 68’i yer altı sularının aşırı çekilmesinden kaynaklanıyor. Kuraklık, özellikle Orta Doğu, Kuzey Afrika, Hindistan, Pakistan, Batı Afrika, Sahra Altı Afrika, Batı Avrupa ve Güneydoğu Asya’da ciddi risk yaratıyor. Selışık, “Kuraklık artık ‘sinsi afet’ olarak tanımlanıyor. Yavaş gelişiyor ancak etkisi uzun vadeli ve çok katmanlı” diye uyardı.
2050’ye kadar 216 milyon kişinin kuraklık nedeniyle göç etmesinin beklendiği Orta Doğu’da Irak, İran, Suriye ve Ürdün risk altında. Afrika’da Somali, Zimbabve, Eritre, Mozambik, Etiyopya ve Güney Afrika en fazla etkilenen ülkeler arasında.
Avrupa’da Su Kaynakları Baskı Altında
Avrupa Çevre Ajansı Su Kaynakları Uzmanı Dr. Nihat Zal, iklim koşullarındaki büyük bölgesel farklılıklar, nüfus artışı ve yoğun arazi kullanımı nedeniyle Avrupa’nın su kaynaklarının baskı altında olduğunu belirtiyor. Zal, “Son yıllarda aynı yıl içinde hem kuraklık hem de taşkın görülebiliyor. Su kirliliği, taşkınlar ve su kıtlığı, ekosistemleri, gıda ve enerji üretimini doğrudan etkiliyor” dedi.
Özellikle Türkiye, İspanya, Portekiz, İtalya ve Yunanistan gibi güney Avrupa ülkelerinde su kıtlığı riski yüksek. Avrupa’nın güneyinde önümüzdeki yıllarda yağış miktarında önemli düşüşler ve daha şiddetli kuraklıklar bekleniyor. Bu durum tarım, içme suyu, sanayi ve ekosistemler üzerinde ciddi etki yaratacak.