İşte Fethullah Gülen'in o evi...
Reuters haber ajansı hakkında bir analiz yayımladığı Fethullah Gülenin ABDdeki evini tepeden görüntüledi. İşte 'mütevazi' olarak bilinen o evden fotoğraflar...
Reuters haber ajansı hakkında bir analiz yayımladığı Fethullah Gülenin ABDdeki evini tepeden görüntüledi. İşte 'mütevazi' olarak bilinen o evden fotoğraflar... Fetullah Gülen’e ait Altın Nesil İbadet ve Dinlenme Merkezi’nin de bulunduğu ev Pennsylvania eyaletinin Saylorsburg kentinde bulunuyor.
72 yaşındaki Gülen’in 10 yılı aşkın süredir burada yaşadığı belirtiliyor. Haberde, destekçileri tarafından İslam’ın aydın ve batıya dönük yüzü olarak tanımlanan Gülen’in, AK Parti’yi 2002 yılında başa getirenle aynı kitleye hitap ettiği belirtilmiş. Gezi olaylarına da değinilen haberde Başbakan Erdoğan'ın eylemciler için kullandığı 'çapulcu' tabiriyle ilgili ''O sözü kullanmayın'' dediği de hatırlatıldı.
Bu görüntüleri gördükten sonra akla ilk gelen hadis-i şerifte der ki: "Komşusu aç iken, tok yatan bizden değildir." Bu konuda bir başka yazı da şöyle belirtilmiş: KOMŞUSU AÇ İKEN TOK YATAN BİZDEN DEĞİLDİR
Müslüman; bir mü’min kardeşi, komşusu açken tok olarak yatmamalıdır. Ulema uzak komşu ifadesini her dört istikamette kırk ev olarak tarif etmiştir. Bugün böyle bir araştırmayı kaç Müslüman yapıyor? Kaç Müslüman akşam çıkıp da acaba komşum aç mı, tok mu, bir ihtiyacı var mı diye araştırıyor?
Bir Müslüman'ın en azından Somali’de ekmek bulmak için çöp karıştıranın kardeşi olduğunu bilmesi ve onların hâlini düşünerek çok lüks yaşamaması lazım. Meselâ milyonlarca dolarım var diye gidip milyonluk arabaya binmemesi gerekir. Yaşadığı ortamın durumu neye müsaitse, hangi arabayı aldığı zaman etrafta dikkat çekmeyecekse, onu alıp ona binmesi gerekir. Araba bir gâye değildir, sadece bir vasıtadır. Müslümanların alamadığı, onların giyemediği, binemediği bir şeyi, bir insan sırf zengin olduğu için kullanmamalıdır.
Allâh (c.c.) hepimize hayırlı imkânlar nasib etsin, helâlinden rızıklar nasib etsin; ama bunların hepsi insana,istediği gibi harcamak için verilmiş değildir, imtihân edilmek için verilmiştir. Bunlar Ümmetin faydasına, yardımına kullanılmak için verilmiştir. Akıllı adam Hz. Ebû Bekir (r.a.)’in yolunda olur. Tebük Seferi’nde o bütün malını orduya hîbe etti. Efendimiz (s.a.v.) kendisine “Ne getirdin yâ Ebâ Bekir?” diye sorunca, “Malımın tamamını.” dedi. Efendimiz (s.a.v.) “Peki çoluğuna çocuğuna ne bıraktın?” (Tirmizi) diye sorunca “Allâh ve Resulü’nü bıraktım Yâ Resûlallâh (s.a.v.), yetmez mi?” diye cevap buyurdu. Allâh (c.c.) bizleri onun mübârek yolunda eylesin,inşâallah onlarla beraber haşretsin. Hiçbirimiz onların kesip attığı tırnak olmayız, ama Resûlullâh (s.a.v.) “Kişi sevdiği ile beraberdir” (Buhari) müjdesini vermiştir, O (s.a.v.) Muhbir-i Sâdık’tır. Eğer onun yolunda gidip, onunla olacaksak daha başka ne istiyoruz? (Muhterem Ömer Muhammed Öztürk, Sohbetler, 53.s.)
Bir diğer rivayette ise bakın ne anlatılıyor: Hz. Ömer, cami yaptırmak için bir Yahudi'nin arsasını zorla kamulaştıran, yakın dostu Şam Valisi Sad b. Ebi Vakkas'a adaleti tek cümlelik mesajla anlattı. Valiyi titreten mesajın hikayesi ise çok çarpıcı... Nihat Haripoğlu'nun köşe yazısı Hz. Ömer’in halifeliği döneminde Şam valisi olan ve Hz. Peygamber (s.a.v.)’in arkadaşlarından olan Sad b. Ebi Vakkas (r.a.) Şam’daki bir camiyi genişletmek ister. Bu nedenle de caminin civarındaki arsaları kamulaştırır. Herkes arsasının bedelini alır ve isteyerek arsasını camiye devreder. Ancak Şam’da yaşayan bir Yahudi, camiye bitişik olan arsasını satmak istemez. Vali arsasının değerini fazlasıyla verse de Yahudi vatandaş arsasının kamulaştırılmasına rıza göstermez. Bunun üzerine vali arsaya el koyar ve bedelini adama gönderir. Arsasını kaybeden Yahudi, komşusu olan bir Müslüman’a derdini anlatır. Sızlanır. Bana zulmedildi, der. Müslüman vatandaş da kendisine, Medine’ye git. Orada halife Hz. Ömer vardır. Derdini anlat. Ömer,son derece adildir, elbette seni dinler, der. Şamlı Yahudi Medine’nin yolunu tutar. Yorucu bir yolculuktan sonra Medine’ye ulaşır. Halifeyi sorar. Vatandaşlar bir hurma ağacının gölgesinde dinlenen halifeyi gösterirler. İşte halife bu zattır, derler. Adam Hz. Ömer’in yanına gider. Selam verip yanına oturur. Derdini anlatır. Hz. Ömer adamı dinler. Sonra bulduğu bir deri veya kemik parçasının üzerine şu cümleyi yazar: “Bilesin ki, ben Nuşirevan’dan daha az adil değilim.” Kısa ve özlü bir cümle. Yahudi bu yazıyı alıp ayrılır. Ama yolda giderken de kendi kendine şöyle konuşur: “Şam’daki idarecilerin giyim,kuşam ve oturdukları yerdeki ihtişam ve debdebe nerde, Medine’deki halifede bulunan tevazu nerde.Şam’dakiler şu mütevazı halifeyi ciddiye alırlar mı? Hiç sanmıyorum.” Kendi kendine böyle konuşur.Sonunda Şam’a varır. Doğrusu valiye gitmek de istemez. Çünkü sonuç alamayacağı kanaatindedir. Bununla beraber, mademki yorulup da oralara kadar gittim, bari halifenin şu yazdığı cümleyi valiye vereyim, der. Valinin huzuruna çıkar ve deri parçasını uzatır. Medine’deki halifenin size mesajıdır, der. Vali bu cümleyi okuyunca, sapsarı kesilir. Uzun müddet başını yerden kaldıramaz. Sonra endişe içinde, başını kaldırıp şöyle der; arsanız size geri verilmiştir. Yahudi vatandaş hayret eder. Şaşırır. Bir tek cümlenin valiyi bu kadar sarsacağını hiç tahmin edememişti. Merak ve dehşet içinde sorar. Lütfen bana bu cümlenin neden sizi bu kadar dehşete düşürdüğünü anlatır mısınız der. Şam valisi Hz. Sad, bak der, sana bu cümlenin hikayesini anlatayım. O zaman benim neden bu kadar ürperdiğimi anlarsın: İslam’dan önce ben ve bugün halife olan Hz. Ömer İran taraflarına ticaret için gittik. Yanımıza 200 deve almıştık. İran’a vardık. Orada cirit oynayan gençleri seyrederken, birileri zorla elimizdeki develere el koydular. Çok kalabalık bir çete grubuydu, bir şey yapamadık. Elimizde para da kalmamıştı. Üzgün bir şekilde, geceleyeceğimiz bir eski han bulduk. Hanın sahibine de sıkıntımızı anlattık. Adam iyi biriydi.Bize yardım etti. Sonra da; gidip krala durumunuzu anlatın, o adil bir adamdır, mutlaka size yardım eder, dedi. Biz de sabahleyin kralın huzuruna çıkıp durumu anlattık. Şikayetimizi bir mütercim krala tercüme etti. Kral Nuşirevan dikkatle dinledikten sonra her birimize birer kese altın verdi ve olayı inceleteceğinisöyledi. Bize de, memleketinize dönün, dedi. Biz tekrar Han’a döndük. Ama doğrusu sonuçtan çok da memnun olmamıştık. Hancı sonucu öğrenince son derece üzüldü ve burada bir hata var, dedi. Gelin beraberce gidelim, ben size tercümanlık yapayım,teklifinde bulundu. Biz de gittik. Huzura çıktık. Hancı durumu Nuşirevan’a anlattı. Develerimize el koyan kişilerin kıyafetini, halini, olayın geçtiği yerianlattı. Dikkat ettik, Nuşirevan’ın yüzü sapsarı kesildi. Bir gün önceki mütercimi çağırttı. Ona sorular sordu. Sonra ayağa kalktı, her birimize 2 şer kese altın verdi, akşama kadar develeriniz gelecek, develeri alın ve sabahleyin burayı terk edin dedi. Ama giderken biriniz doğu kapısından, diğeriniz de batı kapısından çıkın, talimatını verdi. Bizler de bir şey anlamadan huzurundan çıktık. Akşamleyin 200 devemiz kapıya geldi. Durumu anlamak için hancıya sorduk. Neler oluyor dedik. Hancı şöyle dedi: Sizin develerinize el koyan kişi Nuşirevan’ın büyük oğlu ile veziridir. Bunlar bir çete kurmuşlar. Garibanların mallarına el koyuyorlar. Siz ilk gittiğinizde, mütercim bunu anlamış. Ama sizin sözlerinizi Nuşirevan’a yanlış tercüme etmiş. Böylece kralın oğlunu ve veziri korumuş. Ben sizinle gidip durumu anlatınca Nuşirevan bu oyunu anladı. Ama neden ayrı kapılardan gidin, dedi, ben de anlayamadım. Hele yarın olsun anlarız, dedi. Hz. Sad, anlatmaya devam ediyor: Ertesi gün ben doğu kapısından çıktım. Kapının çıkışında iki kişinin darağacına asılı olduğunu gördüm. Halk toplanmış seyrediyordu. Sordum kim bunlar ve suçları ne, diye. Dediler ki, bunlardan biri Nuşirevan’ın büyük oğlu diğeri de veziridir. Bunlar, buraya gelen iki Arap’ı soymuşlar. Ceza olarak Nuşirevan ikisini de asarak idam etmiştir. Nuşirevan kendi öz oğlunu idam etmişti. Hz. Ömer’in çıktığı kapıda ise bizim şikayetlerimizi yanlış tercüme ederek, kralın oğlunu korumaya çalışan kişinin asılı olduğunu gördük. İşte Hz. Ömer senin eline verdiği deri parçasının üzerine “Bilesin ki, ben Nuşirevan’dan daha az adil değilim” sözüyle bana bunu hatırlatıyor. Halkına zulmedersen seni darağacına çekerim diyor. Senin gözyaşlarına bakmam, tıpkı Nuşirevan’ın öz oğlunun gözyaşına bakmadığı gibi. Şimdi anladın mı neden benim benzim sarardı? Bu hadiseyi bire bir yaşayan Yahudi vatandaş, hem arsasını hibe etti ve hem de İslam’a girdi. Fazla söze gerek var mı sizce? Bence hayır. Bir yerlere adam seçerken, birilerine yetki verirken, kul hakkı söz konusu olduğunda, ceza ve mükafat dağıtırken, acaba Hz. Ömer gibi kılı kırk yarabiliyor muyuz? Sözüm elbette sadece yetkililere değil, herkese ama başta kendi nefsim olmak üzere herkese. Lafın kısa ve özü; Bu fotoğrafların yayınlanması sonrasında Milli Gazete haberi kendi gazete ve internet sitesinde yayımladı. Yayımlanması ile birlikte okuyuculardan da farklı tepkiler gelmeye başladı. Vatandaşlardan gelen tepkilerin bazıları şöyle: Sevim Akses - Bilmiyordum Gülen'in böyle görkemli bir evde yaşadığını şahsen bilmiyordum.Hakikaten de görkemli bir ev. Hatta ev de değil adeta şato... izzet USTA - mütevazı ev buysa... mütevazı ev buysa ben acaba nerede yaşıyorum(!) celal bayram - neden gelmediği belli Gülen'in Türkiyeye neden gelmediği belli oldu. Ben de olsam böyle bir mekanı bırakıp gelmezdim.. Kaç para acaba böyle bir ev... MURAT KARABULUT - mütevazi ev sayın enver gökmen gerçek neyse o yazılır fotoğraf kırpmak vs vs milli gazeteye yakışmaz ev bu mudur budur,milli gazete ye insaf versin diyorsunuz en milli görüşün yaptığı hiç bir mitingi,programı bildiriyi vs vs yayınlamaya en son kazlıçeşme mitingini ikibin kişi diye lanse eden cihan medya ve zaman gazetesine ve size el insaf diyoruz,haber neyse öyle yapılmalıdır fotoğrafları kırpmaya gerek yok teşekkürler milli gazete. ali demirtaş - el insafa el insaf el insaf aslında fetullah gülen hoca efendi o evde değil, bir adasında değil sadece cüssesinin sığabildiği yerde yaşıyor., başka yere taşmıyor. Dogukan Ergin - Insaf Erbakan hocamızın eviyle ilgilide böyle manşetler atıldığında çok üzüldük. Her ne kadar çok görkemli bir bina olsa bile, insaflı kalmamız lazım.Fetullah Gülen ile olan dünya görüşümüzdeki farklılığı gereksiz polemiklere alet etmeyi uygun bulmuyorum. ismail çiftcibaşı - ümmet kuran vesünnetebaklım lütfen neybu cemaatteki cemaatcilik ümmetçi olalım allah rızası için geçmiş mübareklerin hayatına birbakalım Halil İbrahim KABAK - Gerçekten çok mütevaziymiş yahu Bu mütevazi evde oturan zat acaba Mısır'da şehit olanlar da otoriteye başkaldırdılar diyor mudur? Merak ediyorum. garip - yaklasim evin fotoğrafını ceken muhterem rica etsem tapusunu da yayınlayabilir mi? teşekkür ederim selim - Ey müslümanlar o ev dedikleriniz cemaatin kampüsü ve tapusu cemaate aitdir,fethullah gülende o kampüsün bir odasında kalıyor.lütfen bilmeden iftira atmayalım,vebali ağır olur. Benim bilgim bu kadar eğer daha fazlasını biliyorsanız onu açıklayın ama bir yerden haberle iftira atmayın...bir fasık size haber getirdiğinde onu araştırın bilmeden bir müslüman zulüm iftira atmış olursunuz ayetini hatırlatırım. turan - ey mgv ciler dünya Müslümanlarının birbirine olan garezi kini yetmez mi? bu tefrika daha ne kadar sürecek. müslüman müslümanın kardeşiyse bu yaptığınız en hafif tabiriyle ayıp değil mi? niye birlik noktasında buluşmuyorsunuzda hep ayrılıkları kaşıyorsunuz. bize ne kimin evinden. birlik olmak varken. vebal vebal vebal. yazık. ahmet yaramış - yazıklar olsun 28 şubat döneminde,bu muhteremin , erbakan hoca için neler dediğini ne çabuk unuttunuz,ergenekoncuların tarafına geçip iktidarı yıkmak için elinden geleni yaptı.dünyada başka memleket kalmamış gibi siyonizimin göbeğinde yaşıyor ,artık söyleyecek söz bulamıyorum. Abdullah Celik - Yakisiyor mu Biraz dikkatlice bakarsaniz, bunun bir ev degil yurt binasi oldugunu goreceksiniz. Gulen, kendi kaldigi odanin kirasini da verdigini sitesinde acikladi. Fikirlerine, hizmet tarzina katilmayabiliriz, ama boyle bir haber de Milli Gazete'ye hic yakismamis. Hem de hic. Cok yakisiksiz. Malikane degil - Misâfir vs ağırlanıyor Yanında havuz falan olsaydı anlardım da, bir şey yok bunda bence de; ABD için normal bir bina, yorumcular sitem etmekte haklı. şamil - sevmiyorum. Ben bu Fetullah hocayı hiç sevmedim.Bu insan Hocamla yıdızı barışmıyorsa nasıl olduda sionistlerle barıştı.Gazze şehitlerine şehit demeyene ben adam hiç demem.Peki ben şim di soruyorum siz kimin için çalışıyorsunuz.eyyyy fetullahçılar Hollandali - Adalet Evet 28 subat tarihinde bu malum cemaat sinifta kalmistir ve zamani geldiginde mutlaka hesabini verecektir. Biz Milli Gorusculeri onlarin yaptigi hataya dusmemek lazim ve iyi ornek teskil ederek islam birligine bu kardeslerimizi cekmemiz lazim. El alemin mal varligi bize ne bu fani dunyada, hesabini kendisi verecek bu konular bize dusmemiz ve bizimde mal varligimiz var musluman hep fakirmi kalmasi lazim yahu! Bu ne bicim yaklasim arkadaslar. Selamlar Murat Nuroglu - Yakišmadi S.A Ben gobekten milli gorušcuyum dogru olmadi yazdiginiz o da bir Musluman goruntuleyecek baska resimler bulun onemli olan Israille yahudiyle olan savastir bizim kendi icimizde savasmamiz gerekmiyor Misir gibimi olalim lutfen bir daha yazmayin YAKŠMIYOR uygun birbina - Bu konuda eleştirmem arkadaş! Bir de şu var; Türkiye' de gecekondu görmeye alışkın gözler, estetik bir yapıyı ayıplıyorlar. emir dağlı - birlik dindarlık iddiasında bulunan bir çok insan çok farklı nifak içerikli yorumlar yapmışlar.sonrada mısırı kurtarmaya çalışıyoruz. suUYURdüşmanUYUMAZ - enseyi karartmamak gerek selamun aleyküm efendim.esenlikler üzerin,ze olsun.BU HABERİ YAPAN;2006-2007 YILLARINDA zamanında BOP DİYENLERİN ,madenler,halkbankası,Türkiye petrolleri anonim ortaklığı ,savunma sanayimiz DİYENLERİN ,ellerine ORDU GÖREVE PANKARTLARI VERDİRENLERİN YARENLERİNDEN ;sanki işlem tamam olup;memleketimizde BELKİ ÖYLE HAKİKİ anlatılamak istenenin kahrolası;darbecilikle ORDU GÖREVE DENİLEREK ANLATTIRILMASINDAN SONRA; suUYURdüşmanUYUMAZ - enseyi karartmamak gerek işlem tamam olup;TVLERİNDE DÜNYAYA türkiyede laiklerle Müslümanlar kapışması oluyor haberi yapan;LAİKLERLE demokratlar ;kapışması oluyor;haberi yaptıranlardan [[[[DAHASI ;geziparkı eylemleri deyip;tvden dünyaya;TÜRKİYEDE LAİKLER AYAKLANDI;arap baharından sonra türk baharı da mı geliyor!!!KÜSTAH HABERLERİNİ YAPABİLENLERDEN]]]]sadece biri!!!.!!!!!!!!!!!!!!!!reuterstir!!!!!!!!!!!! mehmet yılmaz - nezaman doğru yolu bulacaklar 28 Şubatta bu cemaat bizi arkamızdan hançerledi,şuan akp ye bile desteğini kesip ,uydur kaydır insanları destekleme kararı aldı.benim artık güvenim kalmadı.yorumlara bakınca, cemaatin nekadar büyüdüğünü ve milli görüşcüleride ele geçirdiğini görüyorum. suUYURdüşmanUYUMAZ - herbirimize kıssadır.. Bu yüzden, Nizâmeddîn Evliyâ buradan da ayrılmak istedi. Tam Kıyaspur'dan ayrılacağı sırada bir genç oraya gelerek Fârisî olan şu sözleri söyledi: "Her şeyden önce, şöhretinin yayılmasından çekinmelisin. Şimdi bu kadar yaygın şöhretten sonra, kıyâmet gününde yüce Peygamberin yanında seni gözden düşürecek işi yapmaya çalışma. Bir kimsenin inzivâya çekilip, kendisini Allahü teâlâya bağlılığa adayarak, dünyâdan kaçıp kurtulması kolaydır. suUYURdüşmanUYUMAZ - enseyi karartmamak gerek !!!!!!!!!!!!!!!!!!!! ve hadi lisan olsun; mısırda onlar bunlar;suriyede onlar bunlar yaşanırken;KİMBİLİR TÜRKİYEDE NELER NELER YAŞATMAK İÇİN BU HABERİ YAPMIŞ OLABİLİR!!!!!!!!!!!!enseyi kararmamak lazım!!!!![Amerika şartlarında bu ev mütevazi olabilir;dahası;KIL ÇADIRDAN MÜTEVAZİLİKTE YAŞAMAK İSTEMEK AMAERİKA ŞARTLARINDA gerçekten yadırganabilir!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!! suUYURdüşmanUYUMAZ - enseyi karartmamak gerek ŞUNU DA UNUTMAMAK LAZIMDIR Kİ;HAKİKATTİRKİ;ülkemiz şartlarında hiç olmadıöyle köylerimizdeki,kazalarımızdaki,şehirlerimizdeki TAMİR BEKEYEN kerpiçten evlerimizi aklımıza getirelim;MEVZU BAHİS YAPILMAK İSTENMİŞSE;BU EV ÜLKEMİZ ORTALAMASINDA MÜTEVAZİMİDİR O BAŞKA BİR DEĞERLENDİRMEDİR..[[mütevaziliği ;ayrıca meddede değil;MANADA ARAMAK GEREKTİĞİ AYRI HAKİKATTİR]] suUYURdüşmanUYUMAZ - İKİdüşünBİRkonuş demişERENLERİMİZ En büyük DÜŞMAN nefsinizdir buyuran ; NEFSİNİZİN ÜZERİNİZE HAKKI VARDIR KADAR;enbüyükdüşman NEFİSTİR buyuran [[[[isavi musavi herkesin el emini ]]]peygamber efendimiz ayrıca KORKAKLIK VE CİMRİLİK MÜMİNE YAKIŞMAZ BUYURMUŞLARDIR..haci bektaşiveli hazretlerimiz en büyük düşmanın YANİNEFSİN YA ELİNDEN(FİİLİYATINDAN,TAVRI EDANDAN VESAİRE)ya belinden (yani şehvi arzundan),ya dilinden (konuştuklarından )yol bulacağını anlatmışlarıdır.. suUYURdüşmanUYUMAZ - herbirimize kıssadır...!!!!ki; Kİ DEFALARCA okunur görülebilir ki internetten ayrıca;BAKILIR GÖRÜLEBİLİR Kİ RAHATLIKLA;nizamettin evliya hazretlerimiz HERBİRİMİZE KISSALIĞA NELER ANLATMIŞLARDIR bilhassa yöneticilere,ayrıca İŞVERENLERE,ceolara,fabrika sahiplerine,müteahhidlere,banka sahiplerine,alışveriş merkezi sahiplerine,(büyük arazi sahibi çok para kazanabilen?!çiftçilere,hayvancılara vesaiere!)vesaire ne anlatmaktadır.[[BAKINIZ İNTERNET;NİZAMETTİN EVLİYA HAZRETLERİ]] Mahmut Keleş - Avam tabakası Biz avam tabakası sadece bildiklerimizle yargılıyoruz. 28 şubatta hocamızı sadece cemaat değil en koyu partililerde terk etti. Sloganda dedikleri ürkeğe değil erkeğe idi. Yani herkes yarı yolda bıraktı hocayı. Birde eğer hoca seçilseydi neler olurdu bunları düşünmek lazım. Konumuza gelelim. Fethullah gülen in söylemleri veya anlattıkları iman itikat ve amel bakımından bize faydası varmıdır. Bunlara bakın. Yoksa içi boş laflarmı. Bilmesekte olurmu. Önemli olan imanımıza katkısımı var zararımı?