İnsan nesli de yok olmaya başlayabilir
Dünyada doğal popülasyonların bilinçsizlik ve kirlilik nedeniyle yok olduğuna vurgu yapan bilim adamları hayvanlar ve doğanın ardından sıranın insanlara geleceği konusunda dikkat çekiyor
OMÜ'de başlayan FABA 2011 Balıkçılık ve Akuatik Bilimler Sempozyumu kapsamında değerlendirmelerde bulunan Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Rektör Danışmanı ve Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Nazmi Polat, doğal popüslasyonun karşılaştığı tehlikeler hakkında bilgi verdi. Dünyada doğal popülasyonların, kirlilik, bilinçsiz avcılık gibi ciddi tehlikeler ile karşı karşıya olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Nazmi Polat, balık konusunda üretim rakamları değerlendirildiğinde avcılık yoluyla elde edilen miktarın tüketime yetmediği söyledi.
Kirliliğe, doğal dengenin bozulmasına zamansız avcılık, üreme dönemindeki avcılık gibi faktörleri de eklendiğini bu nedenle doğal popülasyon oranlarının her geçen gün azaldığını ama buna paralel olarak insan nüfusunun hızla artığını ifade eden Polat, bir şekilde deniz ürünleri ihtiyaçlarının beslenmede karşılanması gerektiğine dikkat çekti.
Bu nedenle kültür balıkçılığının ön plana çıktığını vurgulayan Polat, "Artan nüfusu beslenmesi için doğal kaynakların sınırlandırıldığı yok edildiği ortamda kültür salıkçılığına yönelmezseniz, hayvansal gıda noktasında beslenme noktasında çok ciddi dengesizlikler sonucunda yetişen insan nesline sahip olacağız. Balıkçılardan elde edilen verilen değerlendirildiğinde her geçen gün toplam balıkçılığın azalması noktasında seyir ettiğini görüyoruz. Balıkçı her yıl daha az balık avlamaya başlıyor. Gelişen teknolojiye rağmen balık miktarındaki azalma popülasyondaki azalmanın işaretidir. Kültür balıkçılığın doğal popülasyonların artması açısından belki bir faktörmüş gibi gözükmez ancak doğal sularımızda özellik iç sularımızda nesli tükenmekte olan tabi türlerimizin balık yetiştiriciliği metotlarıyla balık yavrusu almak yoluyla zenginleştirilmesi doğanın eski sayısına ulaşacak potansiyele erişmesi demektir" dedi.
Şunda balık üretimimiz normaldeki sağlıklı ve dengeli tüketilmesi gereken balık miktarının çok altında olduğunu ifade eden Polat açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Tüketimimiz hala bunu gelişmiş ülkelerle mukayese ettiğimizde çok komik bir tablo ortaya çıkmaktadır. Aşırı avcılık, bilinçsiz avlanma, suların kirletilmesi doğa alanlarının daraltılması hepsi bu faktörler balıkçılığı azaltan faktörlerin başında gelmektedir. Ülkemiz son 15 yıldır bu durumda. Bir canlının hayatta kalabilmesi için 1 üreme faaliyeti yapması gerekmektedir. Her nesil her birey bir defa üreme faaliyetini gerçekleştirmesi gerekmektedir. Biz doğadaki birçok türün bir defa bile üremesine müsaade etmiyoruz. Yakalanan balık boylarından bunu anlayabilirsiniz. Böyle olunca hem üreme faaliyeti yok hem de aşırı avcılık, zamansız avcılık, plansız avcılık devam ediyor. Çok ciddi şekilde yaşam için alanlar daraltılıyor. Artı ciddi bir şekilde deterjan kirliği, fabrika atıkları yaşama alanlarını yaşanmaz hale getiriyor. Bunların arasında sıranın insanlara geldiğini görmeliyiz. Yakın bir gelecekte bugün yok olan türlerin arasına insan neslinin eklenmesi söz konusu."
Polat, özellikle ortak hareketle kirliğin ve bilinçsiz avcılığın önüne geçilmesi gerektiğini, bu yönde ciddi çalışmaların yapılmasının şart olduğunu da sözlerine ekledi.