HİÇBİR ZAFERE ÇİÇEKLİ YOLLARDAN GİDİLMEZ.

19 Mayıs sıradan bir tarih midir, değil midir?.

 


Mustafa Kemal Atatürk…

19 Mayıs derken hepimiz kendimize bir soru ile başlayalım, bu önemli günün mana ve ehemmiyetini anlamaya çalışalım.

19 Mayıs sıradan bir tarih midir, değil midir?.

Mana itibariyle Milyonlarca Türk insanının yüreğinde özgürlüğün temsili olmuş, Büyük önder Atatürk’ün ilkelerini hatırlatan mukaddes bir gündür.

19 MAYIS GENÇLİKTİR, BİR ULUSUN YENİDEN DİRİLİŞİDİR...

19 Mayıs Milletine güvenen bir liderin, medeniyet yolunda gösterdiği hedeftir. Büyük önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk bu sebeple şu sözleri buyurmuştur:

"Ey yükselen yeni nesil, istikbal sizindir. Cumhuriyet’i biz kurduk, onu yüceltecek ve devam ettirecek sizlersiniz"

Türkiye cumhuriyetinin temelleri atılırken, 19 Mayıs’ta gençliğe verdiği önem ile Cumhuriyetimizi adeta pekiştirmiş ve yıkılmaz kale kılmıştır.

Yıkılmaz kaleleri sarsma cesaretini gösterenler görmezlikten gelinse de, 19 Mayıs ruhunu iliklerinde yaşayan bilinçli Türk gençliği dimdik ayaktadır.

Cumhuriyet sahipsiz değildir.

Cumhuriyetimize sahip çıkmak geçmişe saygı, geleceğe umutla bakmaktır.

Otuz küsur yıldır ikiyüzlü Batı destekli "terör" ile uğraşan ülkemiz, bilinçli bir cenderenin içine sokulmaya çalışılmıştır. Türk gençliği, geleceğe büyük lider Atatürk’ün gösterdiği ilkelerle ulaşacak ve er geç hak ettiği yeri bulacaktır. Hak ettiği yer; birilerinin dayattığı gibi Batı ya köle olmak değil, öze dönerek büyük Türkiye gerçeğini yakalamaktır.

Düşünce ve özgürlük adına hürriyet isteyenler, içinde yaşadığı toplumun değerlerine hakaret etmekle kalmamış, ülkeyi açıkça bölmek istediklerini mecliste dillendirir hale gelmişlerdir.

O Meclis ki, büyük önder Atatürk’ün yokluklarla kurduğu yüce Türk milletinin Meclisidir.

Bu gün ne acıdır ki; O yüce meclis çatısı altında olmayı dahi içine sindiremeyen Millet düşmanı terörden medetle ırkçılık yapan vekiller barınmaktadır.

İşledikleri suç sayısı binler olmasına rağmen hala ayrıcalık istemekte taviz üstüne taviz istemektedirler.

Bakalım isteklerine:

Eğitimde fırsat eşitliği: Gönderilen her öğretmeni öldürün, sonrada eğitimsiz kaldık deyin...

Dilimizi konuşamıyoruz diyorlar açılan “Kürtçe kurslara” tek öğrenci kaydolmuyor..

Siyasi platformda etnik ve ırkçılığa yönelik bölücülüğü şiar edinmiş temsilciler yolluyorlar.

Kırk bin şehit veren vatan evladımızın toprağa gidişinden sorumlu SAVUNDUKLARI eli kanlı örgüte hala terörist diyemiyor utanmadan kardeşlik barış ve demokrasiden söz ediyorlar?

 

Demokrasiden bahsedip terörden beslenmek, insan öldürüp hak talep etmek!, Bu ne yaman bir çelişki

Hak hukuk isteyen önce bu ülkenin bütünlüğüne ,Ülkenin insanlarına, toplumun kurallarına SAYGI’lı olacak, İNSAN gibi davranacaksın ki İnsan muamelesi görmelisin.. Önce İnsan Olmayı içine sindirmelisin ve ardından isteklerini söyleme hakkın olsun..

19 Mayıs her Türk’ün kalbinde minnet duygularının yoğunlaştığı ve her geçen seneler de cumhuriyete sahip çıkmanın manasını derinden anladığı tarihin adıdır.

Cumhuriyetimizin sahipsiz olmadığını; Bu mana dolu tarih vesilesiyle bir kere daha dosta ve düşmana hatırlatıyoruz.

Ulu önder: Gazi Mustafa Kemal Atatürk Nutuk ta:“Milletimizin, güçlü, mutlu ve istikrarlı yaşayabilmesi için, devletin bütünüyle millî bir siyaset izlemesi, bu siyasetin iç teşkilâtımıza tam olarak uyması ve ona dayanması gerekir. Millî siyaset dediğim zaman kastettiğim anlam ve öz şudur : Millî sınırlarımız içinde, her şeyden önce kendi kuvvetimize dayanmakla varlığımızı koruyarak, millet ve memleketin gerçek saadet ve refahına çalışmak...

Genellikle milleti uzun emeller peşinde de yorarak zarara sokmamak... Medenî dünyadan, medenî, insanî ve karşılıklı dostluk beklemektir.” buyurmaktadır.

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE…

Zafer, barışın en kısa yoludur.

"Türkiye Cumhuriyetinin, özellikle bugünkü gençliğine ve yetişmekte olan çocukları;

Batı senden, Türk'ten çok geriydi. Manada, fikirde, tarihte bu böyleydi. Eğer bugün batı teknikte bir üstünlük gösteriyorsa, Ey Türk Çocuğu, o kabahat da senin değil, senden öncekilerin affedilmez ihmalinin bir sonucudur. Şunu da söyleyeyim ki, çok zekisin! .. Bu belli. Fakat zekânı unutma! .. Daima çalışkan ol... 19 Mayıs yeni Türkiye'nin ve Atatürk'ün doğum günüdür.

"Gençler, Cesaretimizi güçlendiren ve sürdüren sizlersiniz. Siz, almakta olduğunuz terbiye ve kültür ile insanlık değerinin, vatan sevgisinin en değerli örneği olacaksınız.

Ey yükselen yeni nesil, gelecek sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk; onu yükseltecek ve sürdürecek sizsiniz... Benim naciz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır."

"Ben Samsun’u ve Samsun Halkını gördüğüm zaman, memlekete ve millete ait bütün düşünce ve kararlarımın yerine getirilebileceğine dair bir defa daha kuvvetle inanmıştım. Samsun’luların hal ve durumlarında gördüğüm gözlerinden okuduğum vatanseverlik ve fedakarlık; ümit ve tasavvurlarımı olumlu bir inanca götürmeye yetmişti..."

Bütün ümidim gençliktedir. Her kafanın anlamaktan aciz olduğu yüksek bir varlıktır gençlik.

“Efendiler, ben bu kararların hiçbirini yerinde bulmadım. Çünkü bu kararların dayandığı bütün deliller ve mantıklar çürüktü, temelsizdi. Gerçekte içinde bulunduğumuz o günlerde, Osmanlı Devletinin temelleri çökmüş, ömrü tükenmişti. Osmanlı ülkesi tamamen parçalanmıştı. Ortada bir avuç Türk’ün barındığı bir ata yurdu kalmıştı. Son sorun bunun da paylaşılmasını sağlamak için uğraşılmaktan başka bir şey değildi; Osmanlı Devleti, onun bağımsızlığı, padişah, halife, hükümet bunların hepsi anlamını yitirmiş bir takım sözlerdi… Sağlam ve gerçek karar … Millî egemenliğe dayanan tam bağımsız, yeni bir Türk devleti kurmak…Ne denli zengin ve gönenmiş olursa olsun bağımsızlıktan yoksun bir millet, uygar toplumlar karşısında uşak durumunda kalmaktan öteye gidemez…Aşağılık durumuna düşmemiş olanların isteyerek başlarına bir emir veren getirmeleri hiç düşünülemez.... Türk’ün onuru, kendine güveni ve yetenekleri, çok yüksek ve büyüktür. Böyle bir millet tutsak yaşamaktansa yok olsun daha iyidir."

*** “Milletin istiklâlini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır”

Atatürk ile ilgili çok güzel bir anı...

Samsun’da bir lisede geçen olayda, Atatürk Coğrafya dersinde çocuklardan birisine yurt haritası çizdirir. Tahtada bulunan çocuk kendisine güvenen bir rahatlıkla tebeşiri yürüttü, yürüttü ve umulmadık bir çabuklukla yurt haritasını yazı tahtası üzerinde çizgileştirdi.

Atatürk şöyle bir baktı. Sonra tatlı, yumuşak bir sesle “Oğlum, dedi.

Şu senin haritada bir yıllık yurt parçası sınırlarımızın dışında kaldı.”

Bu tomurcuk yavrunun körpe zekası bir çift mavi gözle kamaşmıştı. Bilerek ya da bilmeyerek tebeşiri uzattı. Atatürk’de çocuğun titreyen parmaklarından aldı. Ve güney sınırlarımızı düzeltti. Herkes göz kulak kesilmişti, çizdiği sınır Hatay topraklarından geçiyordu.

Çocuğa döndü : “Böyle olmayacak mı? dedi. Bu küçük çocuk büyük bir cevap verdi. “SINIRLARIMIZ ÇİZDİĞİNİZ YERDEN GEÇER”

İşte bu sorgu, bu cevap yalnız o sınıfın değil bütün milletin yüreğini tutuşturan yeni bir ülkü meşalesi oldu.

Şimdi bu sınırlar elbette ki TÜRKÜM diyen her vatandaşımızın gönlünde yatan Osmanlı döneminde ki topraklar olsa da, Kurtuluş Savaşında çizilen Milli Sınırlarımızı koruyalım, dışında kalanlara sahip çıkalım, destek olalım.

Ama önce Ülkemin toprakları önemliyse, bu topraklar üzerinde emelleri olanlara Sakarya, Çanakkale Savaşlarında ki gibi tırnaklarımızla kanımızla, canlarımızla aldığımız gibi o ruh ve heyecanla sahip çıkalım yeter.

Ancak bu gün görülüyor ki; Atatürk’ün Başkomutan olarak verdiği mücadelede elbette ki o tek başına bu memleket topraklarını kurtarmamış aksine bu Milletle bir olup, tek yürek olup mücadele vermiş o ise bu millete komuta ederek bu vatan kazanılmıştır.

Birileri yıllar sonra bundan rahatsız olmuş ve onu unutturmaya çalıştığı hisleri ve çabaları gün geçtikçe artmaktadır.

Mustafa Kemal Atatürk, bu vatan ve Millet için hayatını ortaya koymuşken birileri yıllar sonra çıkarak;

Bu vatanı o tek kurtarmadı, sadece cephede o savaşmadı diyebilecek cesareti göstermektedir.

Hatta bazıları Çanakkale savaşına Atatürk’ün kaç gün cephede kaldığını sorgulayarak olmadığı savaşlar dahi kendisine atfedildi diyebilecek kadar aptal cesaretine bürünmüş beyinleri yıkanmış Atatürk düşmanları ile karşı karşıyayız.

Bu Millet Kurtuluş Savaşı dönemini bu günlerde bilmediği için sadece tezlerle ve sözlerle bunları ispatlama telaşındadır.

Bu Ülkede o vakit; Hükümet, Başbakan ve Cumhurbaşkanı en kısa sürede TARİHİ ARŞİVLERİ herkese açarak gerçekleri tüm çıplaklığı ile halka, millete anlatmalı ve belgeleri ile göstermelidir.

Her insan hata yapmış olabilir, eksikleri olabilir kusursuz insan yoktur. Ancak bir Milletin Özgürlüğü için mücadele veren ve o Milleti uyandıran büyük devlet adamlarının yaptıklarını, emeklerini birileri için yıkmak, karalamak ve yıpratmaya yeltenmekte akıl işi değildir.

Bu vesile ile Türkiye Cumhuriyeti bir asra sayılı günler kalarak bu kadar yıpratılmaya, sarsılmaya çalışılıyorsa;

EY TÜRK MİLLETİ. ÖZGÜRLÜĞÜNÜ, HÜRRİYETİNİ, İNANCINI, DİLİNİ VE NAMUSUNU DÜŞÜNÜYORSAN!..

Günü birlik vaatlere değil,

Gelecekte çok büyük olma hevesi ile elinde ki Ülkeni görmezden gelme Ülkene sahip çık!:

Çünkü geçmişini unutan her Millet tarihte ki tozlu sayfalarda yerlerini almıştır.

Kaldı ki TÜRK MİLLETİ öyle bir millettir ki;

Ülküsü ve Vatanı için hiçbir zaman kimseye bu kadar oyun oynatmaz. Kimsenin esareti, güdümü altına girmez, sokulamaz. Sokmaya çalışanları ise bir çırpıda heves ettikleri suda boğar.

Unutma ki sen TÜRK OĞLU TÜRKSÜN…

Bu senin kanında var…

TÜRK HÜR DOĞMUŞTUR, BAĞIMSIZLIĞI SEVER VE ASLA KİMSEYE BOYUN EĞMEZ…

Bunu hiç unutma…

WhatsApp İhbar Hattı
05459031060
ÇEKİN, GÖNDERİN, YAYINLAYALIM!

Bakmadan Geçme