Zamana Meydan Okuyan Bir Efsane : Zeki Müren
Birçok unutulmaz besteye imza atan sanatçı Zeki Müren, vefatının 29. yılında yad ediliyor.
1976'da Londra'da Royal Albert Hall'de konser
Zeki Müren, uluslararası alanda da dikkati çekerek, 1976'da Londra'daki Royal Albert Hall'da konser verdi ve bu salonda sahne alan ilk Türk sanatçı oldu.
Sanatçı, askerliğini 1957-1958'de yedek subay olarak Ankara Piyade Okulu, İstanbul Harbiye Temsil Bürosu ve Çankırı'da tamamladı.
Kendine ait gösterişli ve ilgi uyandıran kostümleriyle de hayranlarının beğenisini kazanan ve "Sanat Güneşi" olarak Türk toplumunun hafızasında yer edinen Müren, Maksim Gazinosu sahnelerinde, aralıksız 11 yıl Behiye Aksoy ile dönüşümlü sahne aldı.
Ses sanatçılığının yanında, sahne giysilerine yansıttığı kişisel bir imajı bulunan sanatçı, akademide edindiği sanat ve tasarım konusundaki uzman bakış açısıyla oluşturduğu imajını yaşamı boyunca korudu.
Müren, 1965'te İstanbul'da Olgunlaştırma Enstitüsünde, Ankara'da Fransız Kültür Derneğinde, İzmir'de Yumru Galerisi’nde resimleri, serbest çalışmaları ve kumaş desenlerinden oluşan bir sergi açtı. Desenlerinden bazıları halı ve kilim olarak dokundu. 1970'li yıllarda ise bu sergideki çalışmalarının yer aldığı tabloları gazino sahnesinin fonuna astırarak dekor olarak kullandı.
Yaşamı boyunca 600'ü aşkın plak ve kaset dolduran sanatçı, 1991'de devlet sanatçısı unvanını aldı. "Şimdi Uzaklardasın", "Manolyam", "Bir Demet Yasemen", "Gözlerinin İçine Başka Hayal Girmesin" ve "Elbet Bir Gün Buluşacağız" gibi birçok sevilen esere imza atan Müren, aynı zamanda kurallı şekilde Türkçe konuşmaya özen göstermesiyle biliniyordu.