Fendiye Dinç (Nihali): Kalbiyle Yazan Bir Halk Şairi

Efendim bu hafta ozanlar diyarı KIRŞEHİR' deyiz. Aksaray'ın bağrından kopup gelen, şiirle yoğrulmuş bir hayat hikayesi...

 Fendiye Dinç (Nihali), yalın Türkçesi ve içten duygularıyla, kaleme aldığı şiirleriyle gönüllere dokunan bir halk şairi. Kırşehir'de yaşayan Dinç, şiirle tanışmasını ortaokul yıllarına borçlu. Öğretmeninin ilham vermesiyle başlayan edebiyat yolculuğu, hece şiirine olan merakıyla devam etmiş ve kısa sürede önemli başarılara imza atmıştır.

Dinç'in şiirleri, sadece ülkemizde değil, uluslararası arenada da büyük ilgi görüyor. Birçok yarışmada dereceye girerek Türk şiirini dünyaya tanıtan şair, aynı zamanda şiirlerinin bestelenerek şarkı haline getirilmesiyle de müzikseverlerin beğenisini topluyor.

Bu röportajda, Fendiye Dinç (Nihali) ile şiir hayatı, başarıları, gelecek projeleri ve Türk edebiyatındaki yeri hakkında keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

Fendiye Dinç (Nihali): Kalbiyle Yazan Bir Halk Şairi

Remzi ÖZKAN: Röportajımıza hoş geldiniz, safalar getirdiniz değerli hocam. Sizi de aramızda görmek ne güzel. Sorularıma geçmeden önce kendinizi kısaca tanıtmanızı rica ediyorum sizden.

Fendiye DİNÇ (Nihali): Hoşbuldum bu güzel söyleşiyi siz değerli hocamla yapma fırsatını bana verdiğiniz için ayrıca teşekkür ediyor siz ve Haber Expres ekibinize başarılar diliyor, sonsuz saygılar sunuyorum.

Aksaray'ın en ücra köşelerinden biri olan Harmandalı'nda, 1968'de dünyaya gözlerini açtım. Gurbetçi bir ailenin beş evladından biri olarak, zorlu bir çocukluk geçirdim. Babamın yokluğu, hayallerimi küçük yaşta geride bırakmama neden oldu. Köyde okumak, bir kız çocuğu için zaten zordu; ilçedeki liseye gitmek ise hayal bile edilemezdi. Annem, beni korumak için çoğu isteğimi geri çevirmek zorunda kaldı. 1985'te evlendim ve üç çocuğum oldu. Eşimin işi dolayısıyla Kırşehir'e taşındık ve hayatım burada bambaşka bir yöne evrildi.

Remzi ÖZKAN: Şiire olan ilginizin Ortaokul yıllarında serbest şiirle başlaması ve daha sonra hece şiirlerine yönelmenizdeki en büyük etken ne oldu?

Fendiye DİNÇ (Nihali): Kelimelerin büyülü dünyasına ilk adımımı attığım yıllar, ortaokul yıllarımdı. Arkadaşlarım, beni sık sık yazmaya teşvik ederlerdi. Ben de içimdeki seslere kulak vererek, duygularımı kağıda dökerdim. Edebiyatın inceliklerini bilmesem de sözcüklerle kurduğum bağ, beni büyülerdi. Bir gün, tesadüf eseri öğretmenim tarafından keşfedilen bir yazım, hayatımı değiştirdi. O günden sonra edebiyat benim için sadece bir ilgi alanı değil, aynı zamanda bir tutku haline geldi.
Kırşehir'e yerleştikten sonra, şairlerin ve ozanların diyarına adım atmıştım. Neşet Ertaş'ın müziğiyle büyümüş bir şehirde yaşamak, benim için büyük bir ilham kaynağı oldu. Heceli şiirin uyumlu yapısı ve duygusal derinliği beni çok etkiledi. Kırşehir Yazarlar ve Şairler Derneği'ne katılarak bu sanata daha yakından bakma fırsatı buldum. Başlarda heceleri saymak ve kafiyeyi tutturmak zor gelse de, zamanla şiirin büyülü dünyasına kapıldım. Özellikle İhsan Şola hocamın dersleriyle şiirlerimde önemli bir gelişim sağladım. Şiirlerimde duygu vardı ama teknik yoktu. İhsan Şola hocamdan beş yıl ders aldım. Kendisine ne kadar teşekkür etsem azdır.

Fendiye Dinç (Nihali): Kalbiyle Yazan Bir Halk Şairi

Remzi ÖZKAN: “Gönülden Kaleme Sırlar" adlı şiir kitabınızın Kırşehir Belediyesi tarafından yayınlanması sizin için ne ifade ediyor? Bu süreç nasıl gelişti?

Fendiye DİNÇ (Nihali): Kalemim, ilk kez bir romana hayat vermişti. Ancak asıl tutkum, şiirdi. Şiirlerimi bir kitapta toplamak, uzun süredir hayalini kurduğum bir dileğimdi. Fakat kitap çıkarmak da çok maliyetliydi. Buna imkânlarım elvermiyordu. Kırşehir Belediyesi'nin düzenlediği yarışma, bu hayalimi gerçekleştirme fırsatı sundu. Kısa sürede hazırladığım dosya, bir umudun tohumu oldu. Ancak yine de içimde bir korkum vardı: Sonuçta ben Aksaraylı idim. Böyle bir durumda Kırşehirli olanlar daha avantajlı diye düşündüm. Ancak şansımı denemeliydim. Neticede görüşmeye gittim. Onay aldım ama yine korkum bitmemişti. Çünkü dosyam henüz hazır değildi. Bir editörün kontrolünden geçmesi gerekiyordu. Pes etmedim. Dosyayı 15 gün içinde teslim etmem gerekiyordu. Böylece kitap çıkarma konusunda hiç bilmediğim bir sürece girmiştim. Fakat kısa sürede gece gündüz çalışarak dosyayı hazır hale getirdim.

Fendiye Dinç (Nihali): Kalbiyle Yazan Bir Halk Şairi

Benimle birlikte şiirlerinin basılması uygun görülen altı şair kabul edilmişti. Kitabımın basılmasıyla, şiirlerim özgürlüğe kavuştu. Kültüre kazandırılmak üzere yola çıkan bu proje, benim için bir dönüm noktası oldu. Altı şairin birlikte yarattığı bu sinerji, şiir dünyasına yeni bir soluk getirdi. Şu anda birçok  kütüphanede yer alan kitabım, okuyucularla buluşarak büyüyor. Bir kadın olarak, şiirin evrensel dilini kullanarak kendimi ifade etmek benim için büyük bir onur.
Kırşehir Belediye Başkanı Selahattin Ekicioğlu'na, bana bu imkânı sunduğu için minnettarım."

Remzi ÖZKAN: “NİHALİ" mahlasının size neden verildiğini ve bu mahlası kullanmanın sizin için ne anlam ifade ettiğini öğrenebilir miyiz?

Fendiye DİNÇ (Nihali): Kırşehir Yazarlar ve Şairler Derneği'nin düzenlediği Aşık Sait Anma Programı'nda şiir okumak benim için büyük bir heyecandı. Şiirimi okuduktan sonra, İbrahim Özdemir hocamın beni yanına çağırtmasıyla kalbim hızla çarpmaya başladı. Önce korktum. “sanırım şiiri güzel okuyamadım” diye düşündüm. Ancak yanına gittiğim de durumun farklı olduğunu öğrendim. Araştırmacı yazar İbrahim Özdemir bana dönerek, “şairlerin ve ozanların halk geleneği olan bir mahlası hak ettiğimi söylemiş ve bana 'Nihali' mahlası verdiğini söylemişti.  Şaşkınlık ve mutluluğu bir arada yaşadım. Hocam, bu mahlasın benim için çok anlamlı olduğunu ve şiirde hızla ilerlediğimi belirtti. Nihali’nin anlamını içeren bir de not tutuşturmuştu elime.Nihali’nin; kuruyan ağaçtan yeni yeşeren sürgünler anlamına geldiğini öğrenince, bu güzel ismin bana verilmesinden dolayı çok onur duydum. O günden sonra mahlas olarak “Nihali” adını kullanırım.

Fendiye Dinç (Nihali): Kalbiyle Yazan Bir Halk Şairi

Remzi ÖZKAN: Şiirlerinizin birçoğu farklı bestekârlar tarafından bestelenmiş. Bu durum sizin için nasıl bir deneyim oldu? Hangi bestekârlarla çalıştınız ve hangi şarkıları yaptınız bugüne kadar?

Fendiye DİNÇ (Nihali): Profesyonel müzik hayatım, Ceyhan Porsuk'un bestelediği ve ses sanatçımız Berfin Mirmend'in yorumladığı 'Gülüm' türküsüyle başladı. Daha sonraki yıllarda, Sevgi Sonsualp'in bestelediği “Derin Yaralar Silinmez Oldu” adlı eseri Murat Demirhan seslendirdi. Yine Ceyhan Porsuk'un bestelediği “Sözlerine Şarkı Yazmaya Geldim” adlı eseri Musa Aslanyürek, Sevgi Sonsualp’in bestelediği “Dedim, Dedi” adlı eseri Murat Demirhan ve Battal Macar'ın besteleyip yorumladığı “Çile Otağına Oturdum Şimdi”, TRT sanatçımız İmran Koç'un bestelediği ve yorumladığı ”'Kimsesiz Biçare kulmuşum” şiirim de müzik hayatımın önemli bir parçası oldu. Yirmiye yakın şiirini hem besteleyip hem de yorumlayan değerli bestekâr hocam AlperAydost Gündüz, halen şiirlerimi bestelemeye ve yorumlamaya devam ediyor. Tüm bestekâr ve yorumcu hocalarıma buradan tekrar teşekkürlerimi sunuyorum. Aynı zamanda MSG üyesim.

Remzi ÖZKAN: Kırşehir Ahi Üniversitesi'nde şiirlerinizin tez olarak işlenmesi nasıl bir duygu? Bu durumun size ve şiirlerinize olan ilgiye etkisi hakkında ne düşünüyorsunuz?

Fendiye DİNÇ (Nihali): Geçmişten bu güne baktığımda, hayal dahi edemeyeceğim bir projeye imza attığımı anlıyorum. Tıpkı bir çocuk gibi, yeni bir oyuncağa kavuşmuşçasına sevindim. Bu proje, karanlık bir tünelin sonunda beliren bir ışık gibiydi. İçimde coşkun bir deniz dalgalanır durmadan. Fikirlerim gökyüzünde parlayan yıldızlar gibiydi ve ben onları bir araya getirerek bir galaksi oluşturuyordum. Bu proje, hayatımın en güzel anısı oldu. Bu mutluluk tarif edilemez.

Fendiye Dinç (Nihali): Kalbiyle Yazan Bir Halk Şairi

Hece şiiri, benim için aşılması gereken yüksek bir dağdı. Her mısra, yeni bir zirveyi fethetmek gibiydi. Şiirlerim, toprak kokan, samimi bir dilde yazılmıştı. Mahlasım, edebiyat dünyasında benim kimliğimi temsil eden bir taç gibiydi. Hiçbir zaman aklımda olmayan, tez konusu olmam hususu bana büyük bir gurur verdi. Bu başarıda en büyük pay, şüphesiz ki kıymetli hocam Ahi Üniversitesi Fen Edebiyatı Öğretim Üyesi Koray Öcal'a aittir. Kendisine buradan çok teşekkür ediyorum.

Remzi ÖZKAN: Türk edebiyatındaki yerinizi nasıl görüyorsunuz? Edebiyat dünyasında kadın şairlerin yeri hakkında ne düşünüyorsunuz?

Fendiye DİNÇ (Nihali):Türk edebiyatının köklü ağacına bir dal olmak, benim için büyük bir mutluluk. Öz Türkçemizin yapısını koruyarak, ustalarımızın mirasını gelecek nesillere aktarmaya çalışıyorum. Okuyucunun kalbine dokunan, iç dünyasını yansıtan şiirler yazmak önceliğim oldu. Hece ölçüsünün büyülü dünyasında, edebiyatın bayrağını gururla taşımak istiyorum.
Bu soruyu sorduğunuz için tüm kadın şairlerimiz adına teşekkür ediyorum. Toplumumuzda şöyle bir algı var:  Kadın neden şiir yazar, kime yazar, bu yaştan sonra şiir yazmakta neymiş vb.  

Böylesine birçok boş eleştiri her daim yormuştur bir şairi. Halbuki kadın daha duygusal ve edebiyata daha yatkın bir varlıktır. Beylerden özür diliyorum, bu cümleyi kurduğum için ama bu da bir gerçek. Böylesine birçok boş eleştiri sonucunda kalemimi defalarca kırmak istesem de, şiire olan tutkum beni ayakta tuttu. 'Kadın işi değil şiir yazmak,' 'Evde otur yerine yemek yap' gibi cümleler, yürek yakan oklar gibi batıyordu içime. Kalemim, zindandaki bir kuş gibi çırpınıyordu. Küçük bir kasabalı kız olmak zordu, daracık sokaklarda özgürlüğümü ararken kendimi kaybolmuş gibi hissediyordum. Ancak, edebiyatın büyülü dünyası beni hep kendine çekti. Tıpkı benim gibi sessiz çığlıklarını kağıda döken birçok kadın şair vardı. Onlar, karanlık gecelerimde parlayan yıldızlar gibiydi. Onların cesareti sayesinde ben de kendimi ifade edebildim

Fendiye Dinç (Nihali): Kalbiyle Yazan Bir Halk Şairi

Adını bilmediğimiz belki binlerce şiir yazan kadınımız var ama hepsi de beyaz kağıdın karanlık yerlerine prangalanmış bir şekilde sessiz çığlıklarını yazıyor. Gün yüzüne çıkmış ve edebiyatın hakkını veren kadınımız da çok. O kadınlar ki bizim öncülerimiz, cesaretimizin temel taşlarıdır.

Remzi ÖZKAN: Uluslararası birçok yarışmada başarılar kazandınız. Öncelikle bu konuda da sizi tebrik ediyorum.  Peki hocam, bu yarışmalara nasıl katıldınız, nasıl bir hazırlık aşamasından geçtiniz? Katıldığınız bu yarışmalardan ve başarılarınızdan da söz edelim biraz. 

Fendiye DİNÇ (Nihali):Uluslararası Yazar ve Şairler Birliği üyesi olduktan sonra  katıldığım ilk yarışma olan 2023 yılında 2 nci Uluslararası Asya Edebiyat Yarışması’ydı. Mısır ve Suriye Hükümdarı büyük Field’din büyük oğlu Sultan Baybars’ın tahta çıkışının 800. yılı ve Kazakistan ile Mısır'ın diplomatik ilişkilerinin kurulmasının 30. yılı anısına düzenlenen Uluslararası Asya Edebiyat yarışması, benim için unutulmaz bir deneyim oldu. Dünyanın dört bir yanından 60 ülkenin katıldığı, 400'e yakın edebiyatseverin yarıştığı bu prestijli organizasyonda Türkiye'yi temsil etmek ve ikincilik elde etmek, benim için büyük bir onur oldu. Sultan Baybars gibi önemli bir tarihi figürün anısına düzenlenen bu yarışmada dereceye girmek, benim için ayrı bir anlam taşıyor. Bu başarı, edebiyat yolculuğumda bir dönüm noktası oldu. Tıpkı bir kelebeğin kozasından çıkması gibi, ben de kendimi bambaşka bir dünyada buldum. Bu başarımın bana kattığı coşku ve gurur kelimelerle ifade edilemez. Buradan diplomayla döndüm.

Fendiye Dinç (Nihali): Kalbiyle Yazan Bir Halk Şairi

Yine 2023 yılında, Türk dünyasının büyük ustası Cengiz Aytmatov'u konu alan Uluslararası birliğin ve Kırgız Cumhuriyeti Halklar Birliği’nin ortaklaşa düzenlediği yarışmada dereceye girmek, benim için unutulmaz bir deneyim oldu. Aytmatov'un 'Manas' destanı ve 'Gülcemal' gibi eserleri, çocukluğumdan beri beni derinden etkilemiş ve yazma tutkumun yeşermesinde büyük rol oynamıştır. Bu yarışmaya katılarak, hem büyük bir ustanın mirasına saygı duruşunda bulundum hem de kendimi uluslararası bir platformda sınama fırsatı buldum. Aytmatov'un eserleri, benim için birer deniz feneri oldu. Karanlıkta yolumu aydınlattılar. Bu başarı, edebiyat yolculuğumda bir dönüm noktası oldu. Kendimi, Türk dünyasının ortak değerlerine hizmet eden bir nefer gibi hissediyorum. Bu yarışma sonunda tarafıma diploma verilmiştir.

Fendiye Dinç (Nihali): Kalbiyle Yazan Bir Halk Şairi

2024 yılında, El-Farabi'nin 1155. doğum yıldönümü kutlamaları kapsamında düzenlenen Edebi Asya - 2024 yarışmasında yazdığım şiirle Grand Prix ödülüne layık görülerek uluslararası arenada önemli bir başarıya imza attım. Daha önce Türkiye'de düzenlenen Bursa Altın Kalemler ve Global Medya gibi prestijli yarışmalarda elde ettiğim birincilikler, beni bu büyük başarıya hazırlamıştı.

Fendiye Dinç (Nihali): Kalbiyle Yazan Bir Halk Şairi

Remzi ÖZKAN: Şiir yazmaya devam edecek misiniz? Gelecekteki projeleriniz hakkında bilgi verebilir misiniz?
Fendiye DİNÇ (Nihali): Şiir, hayatımın önemli bir parçası oldu. 'Şair şiirsiz, şiir şairsiz olmaz' sözü benim için bir yaşam gerçeği. Ömrüm el verdiği sürece yazmaya devam edeceğim. Şu anda üçüncü kitabımın hazırlıklarını yapıyorum. İnşallah, şiirlerimi sevenlerimle buluşturmak nasip olur. Amacım, Türk kadın şairlerinin sesini ülkemizin sınırlarını aşarak dünyaya duyurmak. Her şairin kendine özgü bir yolu vardır. Ben de bu yoldan ayrılmadan, edebiyatın yolunda ilerlemeye devam edeceğim."

Remzi ÖZKAN: İçten ve samimi cevaplarınız için tüm ekip arkadaşlarım adına ve kendi adıma çok teşekkür ediyorum. Sizi yürekten alkışlıyorum. Son olarak, okurlarınıza ve şiirlerinize ilgi duyanlara neler söylemek istersiniz?

Fendiye DİNÇ (Nihali): Bu güzel sorularınız için ekibinize ve size çok teşekkür ederim. Yazdığım her şiir, yaşadığım ve gördüğüm olaylardan yola çıkarak, içimdeki en samimi duygularla kaleme aldığım bir yürek sesi gibidir. Bu duygu ve düşüncelerimi okuyucularımla paylaşmak benim için büyük bir mutluluk. Tüm okuyucularıma saygılarımı sunarım.
 Fendiye Dinç (Nihali): Kalbiyle Yazan Bir Halk ŞairiFendiye Dinç (Nihali): Kalbiyle Yazan Bir Halk Şairi

WhatsApp İhbar Hattı
05459031060
ÇEKİN, GÖNDERİN, YAYINLAYALIM!

Bakmadan Geçme