Esed yalan söyledi
Başbakan Erdoğan 28. İSEDAK toplantısında Bakanlar Zirvesinde konuştu...
İşte Erdoğan'ın konuşması:
Yönetim yapısının geliştirilmesi yoksulluğun azaltılmasına ekonomik kalkanmasına yönelik çalışmalarımıza ivme kazandıracaktır. Dolaşımın arttırılması, dayanışmanın güçlendirilmesi yönetimin güçlendirilmesi stratejimizin hedeflerinden olmalıdır. Sayın Bakanlar 2009 yılında düzenlenen İSEDAK zirvesinde öncelikle sektörler olarak belirlenen tarım ulaştırma ve turizm alanında kaydedilen ilerlemeler memnuniyet verici.
Turizimle ilgili olarak ülkelerimizin birbiri ile kaynaşması nokrtasında dayanışmaya götürecek noktada bilgi alışverişi noktasında önemi olduğunu düşünüyorum.
Biz tercihli ticaret sistemini aramızda tereddütsüz kurmalıyız. Bunu kurduğumuz takdirde sıçrama olacaktır. Sermaye birkimini cezbedecek çalışmaları arttırmalıyız 10 yıl önce iktidara geldiğimizde bizde devlet ağırlıklı ekonomi vardı. Sayın Bakanlar yoksulluğun giderilmesi işbirliğimizi daha ileri noktalara taşıyabilmemiz için bu konuya önem vermemiz gerekir.
Şu anda aramızda olan ülke temsilcilerinin yoksullukla nasıl mücadele içinde olduğunu biliyorum. Arakan'daki Müslümanlara karşı ne yapıyoruz? Fakirlik içinde kıvranan o kadın, çocuklara karşı ne yapıyoruz? Somali'de, Filistin'de aynı şekilde. Hani komşusu açken tok yatan bizden değildi. Biz elimizi uzatmayacakmıyız? Biz köşklerimizde yatarak bunu çözebilirmiyiz? Hiçbirşey bizimle beraber gelmiyor. Bu dünyada ne yapacaksak o bizimle gelecek. Düşünmek bizim için önem arz ediyor. Burada bir noktaya değinmek istiyorum. Suriye'de yaşanan olaylar...Yaşananlar tüm insanlığın yüreğini yaralamaya devam ediyor.
Baba Esed 30000 kişi katletmişti. Oğul Esed babamın rekorunu kıracam diyor o 30000'nin üzerine çıkmak için uğraşıyor. Komşu ülkelere 250000 kişi sığınmış durumda. Türkiye'de 99000 kişi bize sığınmış durumda. Tabi bu rakam süratle artıyor. Milyonlarca kişi yerinden yurdundan oldu. Burada şunu samimiyetimle ifadeetmek istiyorum. Türkiye'nin Suriye hassasiyeti tamamen akrabalıktan, kardeşlikten kaynaklanıyor. Bizim Suriyenin içişlerine müdahele etmek gibi niyetimiz yoktur. Çıkar hesabı gütmiyoruz. Oraya bakışımız jeopolitik değildir.
Suriye'de yaşanan olayında elbette bölgede ve dünyada yansımaları olacaktı. Türkiye Suriye'yi bağrına basan ülkeydi. Olayların bugün geldiği nokta Türkiye'nin eseri değildir. Biz daha önce olaylar olmadan gelişmelerin seyrini görüp Esed'i uyardık. Kendisine her türlü yardımda bulunma sözü verdik. Ama Esed yönetimi bizi dinlemedi ve sözünü tutmadı. Yalan söyledi.
Suriye'nin bizim topraklarımıza saldırma durumu oldu. Bir oldu ikinci oldu ses çıkarmadık. Dördüncüde ses çıkarmadık. Beşincide altıncıda bir halkın hareketli olduğu mahalleye düştü ölüm olmadı ağır nota verdik. Son olarak 2 anne 3 çocuğu şehit oldu artık bu karşılıksız olmazdı bizde buna misli ile cevap verdik.Suriye konusunda uluslararası toplumu haberdar ediyoruz. Etmeye de devam edeceğiz. Onlardan da sağolsunlar olumlu cevap geliyor.