Çıplak, 'RTÜK üyeliği rüşvet verildi'
Radyo ve Televizyon Üst Kurul Üyesi (RTÜK) Esat Çıplak, hain terör saldırısında 24 şehit haberleri sonrasına dikkat çekici açıklamada bulundu
Çıplak, Bu acı günümüzde Türk medyası, ifrat ve tefrit noktasına sapmayan dengeli bir yayın yürütmek, aziz milletimizde “korku”ya ve “yılgınlığa” yol açacak, şu anda pkk ile mücadeleyi sürdüren binlerce Mehmetçiğin moralini bozacak yorum ve analizlere yer vermemekle yükümlüdür” dedi
Radyo ve Televizyon Üst Kurul Üyesi (RTÜK) Esat Çıplak, yaptığı açıklamasında medyanın şehit haberlerine dikkat etmesi gerektiğini ve hassasiyet göstererek, acılı vatandaşların duygularının ajitasyon yapılarak yıpratılmamasına dikkat çekerek, “ Bugün, Türkiye’deki vicdan sahiplerinin hepsinin yüreğine bir ateş düşmüştür. PKK’nın kahpe saldırısı sonucu hayıtını kaybeden 24 Mehmetçiğimize Cenab-ı Allah'tan rahmet, ailelerine, silah arkadaşlarına, aziz Türk milletine sabır ve başsağlığı diliyorum. Yaralı kardeşlerimizin de bir an önce eski sağlıklarına kavuşmalarını Yüce Allah'tan niyaz ediyorum” diyerek devam etti.
Türkiye’nin varlığını ve birliğini hedef alan, milletimizin sabrını zorlayan terör eylemleriyle PKK’nın rezil amacına ulaşmasının mümkün olmadığı herkesçe bilinmekte ve paylaşılmaktadır. Lakin milletimizin bu acılı gününde medyaya önemli görevler düşmektedir. Gün, 24 Mehmetçiğimizi şehit eden kanlı terör örgütünü lanetleme günüdür ve medyamız yayınlarında bu hususa azami dikkat göstermek durumundadırlar cümleleri ile açıklamasını sürdüren Çıplak, “Bilindiği üzere terör örgütleri; “dikkat çekmek”, “gücünü göstermek”, “sesinin duyurmak”, toplumda bir korku ve infial duygusu uyandırmak maksadıyla terör eylemlerini bir propaganda vasıtası olarak da görmektedirler”.
“Bu acı günümüzde Türk medyası, ifrat ve tefrit noktasına sapmayan dengeli bir yayın yürütmek, aziz milletimizde “korku”ya ve “yılgınlığa” yol açacak, şu anda PKK ile mücadeleyi sürdüren binlerce Mehmetçiğin moralini bozacak yorum ve analizlere yer vermemekle yükümlüdür. Bilindiği üzere medyanın terör saldırılarını nasıl vermesi gerektiği uzun yıllardır tartışılmaktadır. Medyanın terör saldırılarını küçültmesi veyahut görmezden gelmesi onun habercilik işlevini eksik yerine getirmesi anlamına geleceği için arzu edilen yöntem değildir. Ama saldırı sonrasında terör örgütünü olduğundan güçlü gösteren, toplumda infiale ve korkuya sebebiyet verecek şekilde abartı da aynı şekilde habercilik ilkeleriyle bağdaşmayacaktır”.
RTÜK Üyesi Esat Çıplak, “Gerek 11 Eylül saldırıları sonrasında ABD’deki yayın kuruluşlarında gerekse de Londra’daki metro saldırısı sonrasında İngiltere’de medya’nın bu toplumu aydınlatma vazifesini nasıl yaptığı incelendiğinde, söz konusu yayın kuruluşlarının kanlı görüntülere yer vermediği görülmüştür. Yine toplumun yaşadığı şoku atlatması için birlik ve beraberliğe vurgu yapan yayınlara ağırlık verilmiştir. Son yıllarda her nedense terör örgütünün gerçek yüzünü gösteren filmler ve belgeseller yerine, terör örgütü elemanlarının film “kahramanı” gibi gösterildiği dizi-filmlere merak sarıldı. Kitle iletişim araçları ile terör örgütünün elemanları bazen gerilla, militan, savaşçı gibi sıfatlarla verildi. Birbirleriyle rekabet içerisindeki bu basın organlarının anlı şanlı köşe yazarları örgütün elebaşıları ile görüşmeler yaptılar. Hatta onların ifadelerini “Barış mesajları” gibi bile yayınladılar. İşte mesele burada başlıyor. Bizler teröre çanak tutacak, terörü destekleyecek her türlü yayından mümkün olduğunca uzak durmalıyız”.
“Televizyon kanallarına çıkardığımız uzman (!) niteliğindeki insanların söylemlerinin burada çok büyük bir önemi var. Terörü ve teröristi meşrulaştıran söylemler hem halkta derin travmalara yol açmakta hem de terörün işini kolaylaştırmakta bir işlev üstlenmiştir. Türkiye’de maalesef medyamızda böyle bir refleks gelişmemiş, yıllardır süren terör olayları karşısında terör örgütünün ve yandaşlarının propaganda yapmasına mani olacak bir yayıncılık anlayışı medyamıza egemen olamamıştır. Daha önceki saldırılarda da görüldüğü gibi PKK’nın terör saldırıları karşısında Mehmetçiğimizi ve Türk Silahlı Kuvvetlerini zor durumda bırakacak yayınlar yapılmış, dahası terör örgütü ile düşünsel ve illiyet bağı olan kişilerin bu olaylar üstünden propaganda yaparak; PKK ile devletin baş edemeyeceği, Terör örgütüyle mücadelede başarısız olunduğu, Terör örgütünün bölgeye hakim olduğu, Terör örgütü ile müzakere masasına oturulması gerektiği, şeklinde ifade edilebilecek düşüncelerini kanal kanal gezerek ifade etmelerine imkan tanınmıştır”.
Çıplak açıklamasını şu cümlelerle sona erdirdi. Est Çıplak, “Sürekli olarak “barış”tan dem vuran ama bir kez bile olsa terör örgütünün insanlık dışı cani eylemlerini kınamaya yanaşmayan bu kişilerin, terör eylemleri sonrasında Türk milletinde bir yılgınlık oluşturmak ve moralini bozmak için yaptıkları açıklamalara, bu acılı günümüzde yer verilmemesi en büyük temennimizdir. Türk medyası toplumu bilgilendirmek için tabii ki yayınlar yapmalı, tabii ki olayı anlatmalıdır ama terör örgütünün yandaşlarının ve sözcülerinin propagandasına alet olmamalıdır. Gün birlik ve beraberliğimize yönelik bu hain saldırıların hem toplumda bir infial hem de bir yılgınlık oluşturmasına mani olmak günüdür”.
“Terör örgütleri için terör bir propaganda yöntemidir. Terörizmin amacı, toplumun, devletin, terörle mücadele eden unsurların moralini bozmak, zayıflatmak ve mücadeleden vazgeçmeye zorlamaktır. Buna karşı da kendisine inananların moralini yükseltmek, amaca yaklaştıkları intibaını vermek, toplumdaki desteğini artırmak için terör eylemlerini kullanır. Türkiye’de terör örgütü bu eylemlerini yaparken, onun yandaşlarının artık televizyon televizyon gezerek propaganda yapmalarına imkan tanınmamalıdır. Türk medyasının vazifesi terör örgütünün “mesajını” kamuoyuna duyurmak değil, Türk milletinin ve terörle şu anda bile mücadele eden Mehmetçiklerimizin maneviyatını kuvvetlendirmektir. Dileriz medyamız bu acılı günümüzde üstüne düşen sorumluluğu hakkıyla yerine getirir. Kamuoyuna saygılarımda duyurulur” şeklinde ki cümleleri ile açıklamasını tamamladı
HABER MERKEZİ