Çanakkale'nin kara günü: Mesudiye Zırhlısı nasıl batırıldı?
Osmanlı Donanması'nın en eski ve en görkemli gemilerinden olan Mesudiye Zırhlısı, Çanakkale Boğazı savunmasında kritik bir rol oynadı. Peki, bu emektar geminin akıbeti ne oldu ve batışı neden tarihi bir dönüm noktası sayılıyor?
1875 yılında İngiltere'de inşa edilen Mesudiye Zırhlısı, Osmanlı İmparatorluğu'nun en uzun süre hizmet veren savaş gemilerinden biriydi. İlk olarak fırkateyn olarak tasarlansa da, ilerleyen yıllarda kapsamlı tadilatlarla zırhlı olarak görev yaptı. Balkan Savaşları ve özellikle Çanakkale Boğazı savunmasında kilit bir konuma sahipti.
Gemi, yaşına rağmen heybetli duruşu ve mürettebatının cesaretiyle boğaz girişini koruyan en önemli müstahkem mevkilerden biri olarak kabul ediliyordu.
Mesudiye'nin batışı
Çanakkale Boğazı'nı deniz yoluyla geçerek İstanbul'u ele geçirmeyi planlayan İtilaf Devletleri için Mesudiye Zırhlısı büyük bir engel teşkil ediyordu. Bu engeli kaldırma görevi, İngiliz denizaltılarına verildi.
13 Aralık 1914 tarihinde, Teğmen Norman Holbrook komutasındaki İngiliz HMS B11 denizaltısı, sığ suları ve yoğun mayın hatlarını ustalıkla geçerek Nara Burnu açıklarına ulaştı. Öğle saatlerinde, Kilitbahir ve Çanakkale'de büyük şok yaratan olay gerçekleşti.
HMS B11'in attığı bir torpido, Mesudiye Zırhlısı'nın su kesimine isabet etti. Geminin su alması hızla arttı ve Mesudiye, kısa süre içinde yan yatarak sulara gömüldü.
Tarihi önemi
Mesudiye Zırhlısı'nın batışı, Çanakkale Savaşı'nın ilk aylarında gerçekleşen önemli bir olaydır. Batık, İtilaf Devletleri için erken bir zafer simgesi olmuş, ancak Osmanlı ve Türk askerlerinin direniş azmini artırmıştır.
Mesudiye'nin batışı, denizaltıların Çanakkale Boğazı'nda ne kadar büyük bir tehdit oluşturabileceğinin acı bir kanıtı oldu. Bu olay, Boğaz savunma taktiklerinin yeniden gözden geçirilmesine neden oldu. Mesudiye'nin enkazı halen Çanakkale sularının derinliklerinde, o günkü destansı direnişin sessiz bir tanığı olarak yatmaktadır.
Bakmadan Geçme
