Bina yapımında 'Jeofiziğin önemi'
Deprem ve diğer doğal afetlerde an fazla insan hayatına zarar veren bina yıkıntıları sonrasında Ülkemizde ki Jeofizik etüdü önem kazanırken son dönemlerde Çarşamba' da bina yaptıran vatandaşlar da zemin etüdü yaptırarak binalarını yaptırmaya başladılar
Bayındırlık ve İskân Bakanlığı Teknik Araştırma ve Uygulama Genel Müdürlüğü’nün 09.06.2009 tarih ve 4433 sayılı görüşü doğrultusunda kat adedi sınırlamasına bakılmaksızın Zemin ve Temel Etüdü Raporu Genel Formatında yer alan Kategori 1, Kategori 2 ve Kategori 3’de tanımlanan etüt kategorilerinin tamamında Jeofizik mühendisi imzası ve Oda Onayı gerekmektedir. Bayındırlık ve İskân Bakanlığı Yapı İşleri Genel Müdürlüğü'nün 07 Eylül 2010 tarih ve 621 sayılı Başbakanlığa göndermiş olduğu yazıda 19.08.2008 tarih ve 26972 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğine göre zemin etütlerinin yapılması gerektiği belirtilmiştir.
Buna paralel olarak; “3030 Sayılı Kanun Kapsamı Dışında Kalan Belediyeler Tip İmar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” Bayındırlık ve İskân Bakanlığı tarafından 19 Ağustos 2008 tarih ve 26972 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanmış ve “Planlı Alanlar Tip imar Yönetmeliği” adıyla yürürlüğe girmiştir. Ülkemizde son yıllarda yaşanan ve ülkemizi derinden yaralayan bu büyük depremlerden sonrada birçok deprem ülkemizde olmakta ve olmaya devam edecektir. Ülkemiz topraklarının yaklaşık %96' sı deprem tehlikesi ile karşı karşıyadır. Ülkemizde Depreme Dayanıklı Yapı Tasarımı gerçekleştirmek ve sismik riskin azaltılması konusunda 1999 yılından sonra birçok önlem alınmaya başlanmıştır. Bunlardan bir tanesi de parsel bazında yapılacak olan binalar için statik projeye esas zemin etüt (Jeoteknik Etüt) raporlarıdır.
Çarşamba’ da yapılan bazı inşaatlar öncesinde bazı Müteahhitlerin bina yapımı öncesinde zemin etüdü yaptırdığı Zemin Jeoteknik Mühendislik Müşavirlik- İnşaat- Taahhüt firması, ilçede ki binalarda zemin etüdü yapmaya balaması ise bu konuya Çarşambalı müteahhit ve İnşaat projesi hazırlayan Mühendislerin konuya olan duyarlılığını da göstermeye başladı. Bu konuda İlçemizde İnşaat Projesi çizen Şen İmar ve İnşaat Proje Mühendislerinden Salih Şen, “Çarşamba zemini aslına bakarsanız deprem riski olarak çok yüksek riski bulunmayan bir bölge olmasına rağmen tam tersine sulak bir alan olması nedeni ile zemin konusunda yer yer sıkıntıların yaşandığı bir ilçe konumunda. Bu nedenledir ki inşaatlarımızın projelerinin çizimine ve hazırlanmasına başlamadan önce Bakanlık kararınca da bina inşaat alanlarında ilk olarak zemin etüdü yaptırıyoruz. Bu güne kadar çok büyük bir sıkıntı çıkan inşaat olmadı bildiğimiz kadarı ile. İlçede çoğu yerde su seviyesinin çok yüksek olduğunu herkes biliyor. Bu nedenle bu alanların tespiti ve hangi zemine nasıl bir proje ve kaç katlı bina yapılacağına daha iyi karar veriyoruz. Böylelikle de ev sahibi olmak isteyen vatandaşlarımıza da rahat bir gelecek sağlıyoruz” dedi
Şen’ in açıklamaları sonrasında Çarşamba, Ayvacık ve Salıpazarı ilçelerinde bazı inşaat alanlarında zemin etüdü yapan ve raporunu hazırlamaya hazırlanan Zemin Jeoteknik Mühendislik Müşavirlik- İnşaat- Taahhüt firması Jeofizik Mühendisi Sinan Demir yaptığı açıklamasında, “ Önemli derecede deprem tehlikesi altında bulunan ülkemizde zemin etütlerinden beklenilen birincil faydası, deprem hasarlarına karşı alınacak önlemlerin yerine getirilmesini sağlamaktır” diyerek şunları dile getirdi. Demir, “Hasarın azaltılması ise deprem yüklerini karşılayabilen yapıların tasarım ve imali ile mümkündür. Bir yapının tasarımında, yerçekimi nedeni ile yapının zemin üzerinde oluşturacağı yükler göz önüne alınır. Bunun amacı, zemine uygulanan 'sürekli' yük nedeni ile zeminin davranışının ve zeminde oluşacak 'oturma' miktarlarının önceden bilinmek istenmesidir. “Yapı tasarımı” ve “depreme dayanıklı yapı tasarımı” farklı kavramlar olduğu gibi, deprem riskini göz önüne alan ve almayan zemin etütleri de farklılık oluşturur. Depreme dayanıklı yapı tasarımı, depremin zemin ve dolayısı ile yapı üzerine uyguladığı 'yanal kuvvetlerin' hesaba katılmasını zorunlu kılar. Zemin-yapı etkileşimini ifade etmek için kullanılan parametreler, 'dinamik mühendislik parametreleri' olarak adlandırılır” dedi.
Zemin Jeoteknik Mühendislik Müşavirlik- İnşaat- Taahhüt firma Jeofizik Mühendisi Özcan Özen’ de, “Yapının deprem tepkisinin saptanması için zemin katmanlarının hâkim titreşim periyodu, zemin büyültme hesabı için yerel ivme değeri, deprem sırasında zeminin yapıyı taşıyıp taşımayacağının bilinmesi için sıvılaşma riskinin ölçümlere dayanarak hesaplanması gerekmektedir. Zemin tabakalarının yüzeye yakın 30 metrelik bölümünde, deprem sırasında esas tahribata yol açan “kesme veya S dalgası” olarak adlandırılan dalganın hızının bilinmesi büyük önem arz etmektedir” şeklinde açıklamalarda bulundu.
HABER MERKEZİ