Eskişehir’deyiz ve yine kalemi çok güçlü bir şairimizi konuk ediyoruz röportajımızda. Herkes şiir yazar ama bazıları bu işin ilmi kısmına münhasır şiirler yazar. Bu hafta yine tatlı bir sürprizle karşılaştık sevgili dostlar. Sürpriz diyorum ama sıradan bir sürpriz değil elbette. Sebebini röportajımızın içeriğinde bulacaksınız ve çoğunuz belki de bu durumu yadırgayacak belki de çoğunuz tatlı bir tebessüm göstereceksiniz. Buyurun o halde röportajımıza. Bu hafta röportaj konuğum Sayın Aydın ÇETİNKAYA.
Remzi ÖZKAN: Değerli hocam öncelikle röportajımıza hoş geldiniz. Kısaca kendinizi tanıtır mısınız bizlere?
Aydın ÇETİNKAYA: Remzi Özkan Bey; ülkemizin yetiştirdiği değerli şair, yazar ve kültür insanı olan sizin gibi bir şahsiyetin dikkatini çekmek benim için övünç vesilesi olmuştur. Sunduğunuz hizmet bizleri memnun etmektedir. Öncelikle şahsıma yönelik ilginiz için teşekkür ederim.
Ben, Tokat/Erbaa- Kozlu köyünde 1954 Yılında dünyaya geldim. İlk öğrenimimi köyümde, orta okulu Erbaa’da, liseyi Tokat Ziraat Meslek Lisesi'nde tamamladım. İki yıl ziraat teknisyeni olarak görev yaptım.1975 yılında Eskişehir Eğitim Enstitüsü Tarım Bölümü'ne girdim, 1978 yılında mezun oldum.23 yıl fen Bilgisi, fizik öğretmeni ve idareci olarak çalıştım.2002 yılında emekli oldum.1993 yılından beri şiir yazıyorum. ESAS DER üyesiyim. Evliyim ve iki oğlum var.
Şiirlerim 2010 yılında Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nde Sayın Prof. Halil Buttanrı rehberliğinde Ozan Demirci tarafından mezuniyet tezi olarak değerlendirildi.
Emeklilik hayatımı Eskişehir’de sürdürüyorum.
Remzi ÖZKAN: Bugüne dek birçok ilde birbirinden değerli sanatçılarımızla, yazar ve şairlerimizle röportajlarımız oldu. Sanırım kan çekiyor diyebiliriz. Bu kadarına da pes. Bu kadar tesadüf bir araya gelebilir mi diyen takipçilerimiz olacaktır. Eskişehir’e kadar uzanıp burada yine bir hemşerime denk gelmek, bir hemşerimle söyleşiyor olmak gurur verici. Bu söyleşi sanırım uzar gider. Peki değerli hocam, şiir dünyasına nasıl girdiniz? Nasıl bir kültür ortamından geliyorsunuz?
Aydın ÇETİNKAYA: Babama; yaşadığımız çevrede köy halkı, öğretmenler ve ilçenin ileri gelenleri tarafından ön görüleri, söylemlerinden dolayı filozof yakıştırması yapılırdı. Öncelikle babamın etken olduğunu sanıyorum. Ayrıca imam olan dayımla annemin, hafız olmam yönündeki isteklerine karşı gelerek, babamın beni ortaokula yönlendirmesi benim için şanslı bir ortamın oluşmasına sebep oldu yıllarda fakir olan çocuklar, özellikle ısınmak için kütüphaneye giderdik. Her gidişimde ister istemez bol miktarda kitap okurdum. Böylece kütüphanede büyük bir merakla okuduğum fezayla ilgili dergilerin ve kurgulanmış eserlerin etken olduğunu düşünüyorum.
Yoksulluğun getirdiği çabalarımında gözlem alanımı arttırdığına inanıyorum.
Şiir yazmaya başladığım zaman yeni kurulmuş olan (1992) Eskişehir Şairler Derneği'yle tanışmam, üye olmam şiirlerimin şekillenmesinde etkili olmuştur.
Remzi ÖZKAN: Dört dizelik nazım şekilleri olan kıt’a, rubai ve tuyuğ şiir sanatında söylenmesi ve yazılması kolay olmayan ifadelerden kabul edilmektedir. Üstelik şair, dört dizede anlatmak gibi bir zorlukla da karşı karşıyadır. Sizin şiirlerinizde bu yolu tercih ettiğinizi gözlemlemekteyiz. Bunun sebebi nedir?
Aydın ÇETİNKAYA: Her insan duygularını dışa vurma ihtiyacı duyar. Şairler şiirlerini yazarken en güzel hitabın nasıl olacağına kafa yorarlar. Bende naçizane bir şair olarak, duygularımı dörtlüklerle ifade etme yolunu benimsedim. Bu tarz benim zevk aldığım şiirsel bir hitabet. Merak ettiğim uzay ve sonsuzluk kavramı ile insanın iç dünyası üzerine edindiğim birikimlerin bazı şiirlerime yansıtma ihtiyacını gördüm.
Kısa ve etkileyici bir dilin kullanılması durumunda isteklerimi daha verimli anlatabileceğim, aktarabileceğim kanısına vardım. Bu arzum belki de fen bilgisi ve fizik öğretmeni olmamdan dolayı formüller kavramından geliyordur sanıyorum. Sonuç olarak kendiliğinden hislerime yansıyan bir hitap şeklidir diyebilirim.
Şiirlerim genellikle didaktik türünden olup ders verme amacını taşıyan geniş anlamlı kısa ifadelerdir.
İnsana bahşedilen aklın sonsuzlukla özdeşleştiğini şiirlerimde dile getirmek bana zevk veren felsefi bir yaklaşım olmuştur.
Duyguların beden üzerine etkilerini işleyen şiirlere de yer verdiğim olmaktadır.
Basit şiirlerle bazı konuları vurgulayarak didaktik etki yaratmak zevk aldığım ayrı sunumdur. Tek beyitle de bazı konuları vurgulamanın etkili olacağını sanıyorum.