Akaryakıt Faciasının Davası Başladı
Samsun'da bir akaryakıt istasyonunda meydana gelen ve baba ile iki kızının yaşamını yitirdiği heyelan faciasına ilişkin dava başladı
Canik ilçesinde, Lovelet AVM yanında bulunan akaryakıt istasyonunda 27 Nisan 2025 gecesi oto yıkama bölümünde aracını yıkayan Adem Kaya (35) ile kızları Açelya Mina (7) ve Ayla (5) toprak kayması sonucu göçük altında kalarak hayatını kaybetmiş, anne Çiğdem Kaya (31) ise yaralı olarak kurtulmuştu.
Cumhuriyet Savcılığı tarafından hazırlanan iddianamede olayın “iş güvenliği ihmali” sonucu meydana geldiği vurgulandı. İstasyon sahibi Mehmet Zeki Gedikli ile işletmede fiilen müdür gibi hareket ettiği belirtilen Kemal Yıldırım hakkında TCK 85/2 kapsamında 2 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası istendi.
İlk duruşma görüldü
Samsun 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ilk duruşmaya anne Çiğdem Kaya, aile yakınları, sanıklar ve avukatlar katıldı. Tutuksuz sanık Kemal Yıldırım, olay günü izinli olduğunu belirterek kamera kayıtlarını silmediğini ve olaya ilişkin sorumluluğu bulunmadığını savundu. Tutuklu sanık Mehmet Zeki Gedikli ise olay sırasında şehir dışında olduğunu söyleyerek tahliyesini talep etti. Gedikli’nin mahkemeye sunduğu yazılı savunmada, olaydan duyduğu üzüntüyü dile getirerek sağlık problemleri nedeniyle tutukluluğunun evde devam etmesini istediği görüldü.
“Çocuklarım toprağın altında çürüdü”
Faciada eşi ve iki çocuğunu kaybeden anne Çiğdem Kaya, duruşmada gözyaşları içinde konuştu: “Şikayetçiyim, cezalandırılmalarını istiyorum. Ailemle sadece arabamızı yıkayıp gidecektik. Çocuklarım toprağın altında çürüdü. Psikolojim bozuldu, Samsun’u terk etmek zorunda kaldım. Eğer orada bir istinat duvarı olsaydı bugün eşim ve çocuklarım yanımda olacaktı.” Kaya ailesinin avukatı Kartal Akcan da alınması gereken önlemlerin bilindiğini fakat uygulanmadığını belirterek, olayın “bilinçli taksir” kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Aileden yürek yakan sözler
Baba İrfan Kaya, “Bir oğlumu ve iki torunumu kaybettim. Şikayetçiyim” derken, anne Nurhayat Kaya ise yaşadıkları acıyı “Biz bittik, ben ölüyüm şu an. Evime giderken gözlerimi yumuyorum” sözleriyle dile getirdi. Olay sırasında istasyonda bulunan çalışanlar da tanık olarak dinlendi. Tanık ifadeleri, göçüğün aniden meydana geldiğini ve çalışanların ilk şoku deprem sandıklarını ortaya koydu. Savcılık, tutuklu sanığın tutukluluğunun devamı yönünde görüş bildirdi. Mahkeme, istasyon sahibi Gedikli’nin tutukluluk halinin devamına; tutuksuz sanık Yıldırım hakkında uygulanan adli kontrol şartlarının sürmesine karar vererek duruşmayı 7 Nisan 2026’ya erteledi.
“Yanlarına kalmasını istemiyorum”
Duruşma sonrası açıklama yapan anne Çiğdem Kaya, “Beni evlatsız bıraktılar. Adalet arıyorum. Yanlarına kalmasını istemiyorum. Evlatlarımın, eşimin hayalleri vardı. Beni perişan ettiler. Hakkımı helal etmiyorum” dedi. Avukat Akcan ise “Bir aile yok oldu. Benzer faciaların yaşanmaması için bu davada verilecek karar çok önemlidir” ifadelerini kullandı. Aile büyükleri de mezarlıkta yaşadıklarını söyleyerek sorumluların cezalandırılmasını talep etti.
Bilirkişi raporu: Ruhsatsız ve tedbirsiz
Dosyaya giren bilirkişi raporunda, facianın yaşandığı oto yıkama bölümünün tesisin vaziyet planında yer almadığı, ruhsat ve izin belgesinin bulunmadığı ve gerekli iş güvenliği tedbirlerinin alınmadığı belirtildi. Raporda, işletme yetkililerinin heyelan riskine karşı koruma önlemlerini göz ardı ettiği ifade edildi.