Ahşabın ruhu açık denizlerde
71 yaşındaki Kemal Karabulut 53 yıldır icra ettiği ata yadigarı 'ahşap tekne yapımı' mesleğini gelecek nesillere taşıyor.
Aile üyelerinden ahşap tekne yapımını öğrenip bu mesleği severek sürdürdüğünü dile getiren Kemal Karabulut, ahşabı harmanlayıp denizle buluşturmayı, oğluna da öğreterek nesilden nesile aktarılan nadide bir zanaat olduğunu vurguladı.
71 yaşındaki Kemal Karabulut denizle iç içe büyümenin tekne yapımında etkili olduğunu belirtirken bu mesleğe başlama serüvenini anlattı. Karabulut, "Mahalledeki çocuklarla beraber tenekeden kayıklar yapardık. Biraz daha büyüyünce ahşaptan küçük kayıklar yapmaya başladık. Dayım marangozdu. Onun yanında çıraklık yapıyordum. 1972 - 1973 yıllarında, 16 - 17 yaşlarında yaz aylarında bir sandal yapıp kullanıyorduk. Sonra da satıyorduk. Birileri alıyorsa demek ki kötü olmuyor düşüncesiyle başladım." ifadelerini kullandı.
Ahşap tekne yaparken en çok tercih edilen malzemelere değinen Karabulut, "Karaağaç ve çam gibi ağaçları kullanıyoruz." dedi.
Amatörce başladığı mesleği çok sevdiği için geçimini de bu alanda kazanmayı planladığını söyleyen Kemal Usta, deneme yanılma yöntemiyle işini ileri aşamalara taşıdığını belirtirken " Bir teknenin hidrodinamik yapısını, stabilitesini, suya dayanıklılığını, süratle ilişkilendirmeyi, makinelerin oluşturduğu kinetik enerjiye vereceği cevabı zaman içerisinde tecrübeyle öğrendim." şeklinde konuştu.
"Sandal ve Tekne imalatçısı"
Çocukluk yıllarında dayısının yanında yaptığı marangoz çıraklığının kendisine yetmediğini ifade eden Karabulut, "Ortaokula giderken defterlerime hep tekne resmi çizerdim. Askerden geldikten sonra 1979 yılında profesyonel olarak tekne yapmak için bir atölye açtım. Vergi mükellefi oldum. İlk atölyemin tabelasına 'Sandal ve Tekne imalatçısı' yazdırdım. İlerleyen zamanlarda ustalık belgesi de alıp bir sürü çırak yetiştirdim." diye konuştu.
"Hayalimdi gerçek oldu "
Uzun süredir ahşap tekne yaptığını belirten Karabulut hayalini gerçekleştirdiğini dile getirirken, " Avrupa Birliği (AB) standartlarına uygun 12 metreye kadar tekne yapabiliyoruz." ifadelerine yer verirken daha çok ilginin özel ve balıkçı teknelerinde olduğuna vurgu yaptı.
Dayısının yanında marangoz çıraklığı ile başladığı mesleği tekne yapımına taşıyan Kemal Karabulut şimdilerde ise oğluyla çalıştıklarını mirasını gelecek nesillere aktardığını anlatırken, " Oğlumla birlikte yıllarca çalıştık mesleği benden fazla biliyor." dedi.
Ahşap tekne yapımının Türkiye'deki geleceğini de düşünen Karabulut daha fazla kalifiye eleman yetişmesi gerektiğini belirtti.
Babadan oğula geçen zanaat
Babasından aldığı mesleği devam ettiren Ulaş Karabulut geçimini de bu işten sağladığını ve mesleği sevdiğini dile getirirken müzik tutkusunun da atölyede etkili olduğunu belirtti. Liseden sonra meslek hayatına adım atan Ulaş Karabulut hem gitar hem de tekne yapımında ustalaştı.
Babasından zanaati merak ederek öğrendiğini anlatan Karabulut, "Yaklaşık 22-23 yıldır bu mesleği yapıyorum. Sıfırdan araç yapmak oldukça özel birşey. Üretmek ve oluşturmak duygusunu tatmin ediyor. Aynı zamanda müzik ilgim sayesinde gitar yapmayı da öğrendim." sözleriyle işine olan sevgisini ve baba mirasını sürdürdüğünü ifade etti.
Çanakkale'nin Gelibolu ilçesinde hayatlarını devam ettiren ustalar, bir ailenin alın teriyle ördüğü değerli bir mirası yaşatmanın verdiği mutluluğu ve denize duydukları sonsuz saygıyı temsil ettiklerini dile getirdiler.



