Erol ŞEKER

Erol ŞEKER

YÜREĞİMDE Kİ GÜVENİ ALIP GÖTÜRDÜN YA!..

YÜREĞİMDE Kİ GÜVENİ ALIP GÖTÜRDÜN YA!..

Güven…

Nasıl da sert vurgulu, emredici bir kelime değil mi?

İnsanın ‘hazır ol’a geçişi gelir bir başkasının ağzından duyduğunda,

Anında Evet, Evet dersin hemen.

Güveneyim güveneyim de neye, kime!

Kendime!
Bu zamanda başkasına asla, asla, asla!..

Burada meşhur kısırdöngü başlar işte.
Hasbelkader doğmuşuz, bizimkiler, sizinkiler doğan evlatlarına yaşam hakkında ilk dersi şudur:

“Evladım sen sen ol, Babana bile güvenme!..”Bu biiiir.

Ardından sağanak yağmuru başlar. Bilmem şuna fazla güvenme, anında satar seni.

Sevgiline hiç güvenme; Seni başıboş bıraktığın anda aldatır.

Çocuğuna da güvenme, nankör çıkıyor bu evlatlar, sana bakmaz.

Paranı sıkı tut aman aman eşine güvenme bırakıverir seni kapı önüne…

(Şimdi bu kariyer, çocuk yapan hanımlar içinde geçerli artık sadece beyler koymuyor kapı önüne. Yetmedi mi? Daha neler vaaar neler, neler.
Anlayacağınız doğduğunuz ilk anda ki “ağlama” dan sonra bize tanıtılan ve dayattırılan ‘Güven’ budur.

Bu aşamalardan başarıyla geçen her cins âdemoğlu, hayata adımlarını atarken böyle temkinli ve düşünerek kesin kararları ile atar. Yani güven yönünden artık donanımlıdır.

Bırakın başkasına güvenmeyi, kendine olan güvenini bile kaybetmiştir.

Bu kalıpları yaratan bizleriz. İçinde cendereye girmiş misali sıkılan da bizleriz.

Bireysel haykırışlarımız işe yaramadığı gibi acılarımızı da asla dindirmiyor, dindirmeyecektir de…

O vakit, gömüyoruz içimize “GÜVEN” sorularımızı devam ediyoruz yolumuza…

***  

Çarşamba’ da hasbelkader 2003 diyeceğim ancak kendi gazetemizi 2005 yılında okuyucularımız olan sizlerin huzuruna çıkarttık.

Sizlere GÜVEN verebilmek için gece- gündüz demeden uğraştık ve hala da aynı çizgide yorulmadan yılmadan mücadele ediyoruz.

Ama bu kadar süre içerisinde güven verdiğimize inanıyoruz. Lakin GÜVEN çok zor iş dedik ya!. İşte o nedenle bu güveni birileri inada hala bu güveni yıkabilmek için olmadık karalama, kin ve hatta ihanetini sürekli olarak hayata geçirmek için çırpınıp duruyor.

Bazen ağza alınmayacak, toplum içinde bizleri rencide edecek cümleleri halka yaymak için çırpınan zavallılar var olduğunu biliyoruz.

Her neyse çalışan personellerimize kadar güven vermek ve onlara güvenmemiz gerekiyor.

Ama bazen karşılıklı güven bir türlü yerine gelmiyor. Bazen çok güvendikleriniz sizi sırtınızdan hançerliyor. Hiç ummadığınız bir anda hem de…

 İşte güven konusunu bazen alakası yok ancak, “İNSANIN KADER” inancı gibi görmeye başladım. Kaderimiz nasıl ve neyse, GÜVEN de sanırım aynı…

Güven bazen; İki tel saçını berbere taratan adam misali…

Bırak dağınık kalsın.

Sonuç olarak: Güven demişken, kime nasıl diyerek başlamıştık ya!. İşte onun için size kıssadan bir hisse:

    “…Elif nine  dünyada tek başına kalmıştır. Yalnız kalmışlığına rağmen evinin yani yaşamının geri kalanını bahçesinde yetiştirdiği harika güller yetiştirerek ve o gülleri satarak sağlamaktır. Güllerinin hepsinin paha biçilmez olduğunu düşünür daima.

Artık, O’nu terk etmeyen tek canlıgülleridir.

O Sabah erkenden kalkmış, güllerinden güzel bir demet hazırlayıp, sepetine yerleştirdikten sonra, onları satabilmek için şehrin yolunu tutmuştur. Bir süre sonra acıktığını hisseder. Güzel bir ağaç gölgesinde dinlenmek için hamle yapar.

Tam o sırada genç bir delikanlı yoldan geçmektedir. Selamlaşırlar.

Elif nine;

-Acıktıysa delikanlıya da bir kuru ekmek verebileceğini söyler. Delikanlı bunu memnuniyetle kabul eder.

Nine mutluluk içinde çıkısında ne var ne yoksa delikanlı ile paylaşırken bir yandan da çok hoş sohbet etmektedir. Bir süre sonra Elif Nineciğin uykusu gelir ve farkında olmadan uykuya dalar.

Aradan zaman geçer ve Elif Nine tatlı uykudan uyanır. Sağına soluna bakınır. Ne delikanlı vardır, ne suyu, ne kuru ekmeği, ne zeytini ve nede geçimini sağlamak için satmaya götürdüğü o çok sevdiği gülleri….

Nine etrafına gözleri dolu dolu bakar ve der ki:

-Ne suyumu, ne ekmeğimi zeytinimi senle paylaştığıma üzüldüm ne de güllerimi alıp gitmene içim yandı. Ah evlat ahh sen benim içimdeki,

YAŞLI YÜREĞİMDE Kİ GÜVENİ ALIP GÖTÜRDÜN YA…”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Erol ŞEKER Arşivi