Erol ŞEKER

Erol ŞEKER

Yolun açık olsun sevilen adam…

Yolun açık olsun sevilen adam…

Hani gelen de giden de ağam demiştik ya!.

İşin aslı giden üzüntü verince başka oluyor.

Bu sıralar üzüntüm çok fazla ve o nedenle de fazla düşünüp yazı bile yazamaz hale geldim desem ne dersiniz. Kısacası bu aralar duygusala bağlandım sanırım…

Neyse; Çarşamba’ da çok güzel işler de sıkıntılı işler de olmuyor değil.

Ama insanların sevdikleri kendinden uzaklaşınca kendisini çaresiz gibi hisseder.

Gözleri sevdikleri yanlarından gittikten sonra hep onu arar. Bazen bir köşeden fırlayıp geleceğini ya da bir akşam ansızın kapınızı çalacak sanırsınız.

Bu gidişlerin çok farklı şekilleri vardır.

Bazen sevdiklerinizi ebediyen kaybedersiniz ve üzüntünüz çok olur. Ama bir şekilde onların yokluğuna alışmak zorunda kaldığınızı, hatta ayrılığın kaçınılmaz olduğunu bir gün hepimizin geldiğimiz yere döneceğimizi bilmemiz gerekir.

Bu mukadderattır, kaderdir.

Sonunda bize acı bile verse…

Bir ayrılık ise yaşadığınız il, ilçe, belde, mahalle, köy neresi olursa olsun çevrede çok sevdiğiniz ve hep yanınızda kalmasını istediğiniz insanlar da olur.

Bunlar bazen devlet görevlileri olur, bazen komşularınız.

Ama devlet içinde sizinle bir yerde yaşayıp, sizin hep iyiliğiniz için çalışan, hem sizin sıkıntı ve sorunlarınızı çözen insanların günü geldiğinde gideceğini bilmenize rağmen yüreğinizden sanki bir şeyler kayıp gider.

Çok uzak olmasa bile yine de üzülürsünüz.

İşte önce ki akşam İlçe Kaymakamı Nusret Şahin için verilen yemekte de tıpkı bu hisleri yaşadık.

Şahin her ne kadar üzülmemiş görünmeye çalışsa bile 4 yıldan bu yana tanıdığım kişi bir türlü konuşmasını toparlayamadı. Sanki sürekli konuşmak, bu güne kadar sevdiklerini, sevmediklerini, yaptığı yada yapamadıklarını anlatmak istedi istedi olmadı.

Ama en çok da bu ilçeden ayrılmak istemediğini ama mecburda olduğunu söyleyip durdu. Kah bu ilçede ki ileri gelenleri güldürdü, kah duygulandırdı. Ama dikkatimi çeken en belirgin özelliği ise gözlerinin ve dinleyenlerin yüreklerinde ki bazı insanların onun ayrılacağı için yüreklerinin burkulduğunu hissettiği anlarda anlattığı güzel hikâye ve anıları ile herkesi güldürdü.

Bende diyorum ki:

Sevgili Kaymakam Nusret Şahin, gittiğin yerde ve bundan sonra ki hayatında hep yüzün de bahtın da, yüreğinde daima gülsün. Allah hiç sıkıntı ve keder vermesin. Sen harika bir insansın.

Şahin gibi tüm devlet adamları çalışan ve hizmet edenlere takoz olmaktansa itekleyici güç olması, kırgınları bile dengede ve terazi gibi dengeli davranarak birbirinden daha çok uzaklaştırmadan çalışması ile mükemmel bir insandı.

Köylere gitmese de köylüler onu hiç yalnız bırakmadı, köyleri hizmetsiz bırakmadı. Köylere gidip görünmektense, hizmet ederek, gelenin çaresi olarak yüreklerini kazanmak çok güzel.

Hele onun Kaymakam olarak Adapark sahilinde ki bir başka harika anısı vardı onu anlatmadı. Anlatsa idi onun ne kadar Çarşamba ve insan sevgisi ile dolu olduğunu yemekte ki insanlar daha güzel anlayacaktı.

Neyse lafı bizde uzatmadan toparlayalım.

 Kaymakam Şahin gidiyor. Belki de bu gün gidecek.

Ona son bir veda, el sallamaya davet ediyorum Çarşambalıları.

Allah yolunu açık eylesin Kaymakamımız Nusret Şahin.

Yolun açık olsun sevilen adam…

**** 

Yarından itibaren Allah nasip ederse Çarşambanın gerçeklerini yazmaya, sıkıntı ve dertleri paylaşmaya devam edeceğiz. Bakalım Çarşamba’ da neler oluyor. Bu aralar çok uzak kaldığımız Çarşambamızda güzellikleri de, sıkıntıları da, geleni, gideni, yapılan, yapılmayan ve Çarşamba sporumuzun geleceğini yazacağız.

Saygılarımla…

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Erol ŞEKER Arşivi