Başbakan Yıldırım, “Bu daha çok da Almanya’nın yararına. Çünkü makineler Almanya’dan geliyor. Sadece basit parçalar Türkiye’de üretilecek” dedi.

Bahsini ettiği Likörlü Alman Çikolatası değil tabii ki…

Tamamıyla yerli ve milli denilerek miting alanlarının gözde propaganda ürünü, AKP billboardlarının en baş köşesini alan Altay Tankı’ndan bahsediyor.

Neyse en azından konuşulan yalanı itiraf etmekte bir erdemliliktir.

*

Başbakan Erdoğan bir Amerikan gazetesine yazdığı makalede Irak'a savaşmaya giden ABD'li askerlere dua etti:

"Irak'ta savaşan ABD'li kahraman bay ve bayan askerlere, en az zayiatla ülkelerine mümkün olan en kısa zamanda dönmeleri arzusuyla dua ediyoruz."

Allah kabul etsin.(!)

ABD’li ana kuzuları için uykusuz kalan, hayır dualarını esirgemeyen sayın Erdoğan’a ayrıca teşekkür ederiz.

*

ABD Savunma Bakan yardımcısı Paul Wolfowitz: "Biz Irak'a müdahale konusunda tereddüt ediyorduk, Tayyip Erdoğan bize cesaret vermiştir." (Irak işgalinden üç ay önceki Türkiye ziyareti esnasında yaptığı açıklamadan.)

*

Çok kıymetli Erdoğan, AJC örgütünden bugüne kadar "cesaret ödülü" alan 10 kişi içinde Yahudi olmayan tek kişi. Tayyip Erdoğan'a "cesaret ödülü" veren "American Jewish Congress" (AJC) adlı kuruluş, WJC'ye bağlı. Theodore Herzl tarafından Dünya Musevilerini bir "ulusal yurda" kavuşturma amacıyla 19. yüzyıl sonunda kurulan "World Jewish Congress" (WJC) İsrail devletini kurmakla amacını gerçekleştirmiş bir Yahudi teşkilatıdır. Daha önce AJC tarafından 10 kadar kişi ödüle lâyık görülmüştü; bunlar arasında İsrailli veya Musevi olmayan tek kişi Tayyip Erdoğan. Listede İsrail'in önemli bütün başbakanları var. Türkiye başbakanına bu ödülün verilmesi de, verildiği mekân da anlamlı: HSBC bankasının New York merkezi...

*

Çok değerli Erdoğan genel başkan sıfatıyla gittiği Çin'de de şöyle dedi:

"Tek Çin anlayışını destekliyoruz. Çin'in toprak bütünlüğü konusunda Türkiye'nin herhangi bir tereddüdü yok, saygısı vardır. Terörün dini, milleti, ırkı olamaz." (Çin, işgal ettiği Doğu Türkistan'ı kendi toprağı sayıyor. Özgürlük mücadelesi veren 30 milyon Uygur Türkü kardeşimize terörist mi oluyor. Tayyip Bey'in sözü bu manada nasıl değerlendirilecek?)

Kuzey Irak'ta askerlerimizin başına çuval geçirildi. Karşılığında saz alıp canlı müzik vermeye kalktılar.

*

Değerlimiz Erdoğan'dan enteresan bir açıklama: "Amerika'nın düşündüğü Büyük Ortadoğu Projesi var ya, Genişletilmiş Ortadoğu Projesi; Diyarbakır işte bu proje içinde bir yıldız, bir merkez olabilir. Bunu başarmamız lazım."

(15 Şubat 2004, Kanal D, Teke Tek Programı)

*

1 Mart Tezkeresi reddedilmesine rağmen, bir genelgeyle, ABD'nin savaş araç-gereçleri Türkiye üzerinden nakledildi.

*

İsrail'in talebiyle ve onun güvenliği için, kamuoyuna rağmen Lübnan'a asker gönderildi.

*

Başbakan Erdoğan, İspanya Başbakanıyla beraber Medeniyetlerarası İttifak(!?) eş başkanı oldu. (Medeniyetler arası ittifak, Fetullah Gülen adlı müptezelin gözbebeği Dinlerarası diyalog projesinin diğer bir ismidir. Gösterilen tepkiden dolayı, medeniyetler arası ittifak ifadesi kullanılıyor.)

*

Başbakan Erdoğan, BOP'un da (Büyük Ortadoğu Projesi) eş başkanı oldu. İkinci başkan, Bush.

*

Erdoğan, Gül ve bakanların baskısına rağmen 1 Mart tezkeresine ‘hayır' diyen milletvekilleri, 22 Temmuz seçiminde aday gösterilmediler.

*

AKP önderleri tezkerenin geçmemesi durumunda olacakları da hatırlattılar:

"Tezkereyi reddetmemiz Müslüman ülkelerden destek bulsa da dünyada etkili bir güce sahip olan Yahudi lobisinin desteğini kaybederiz."

*

CIA'nin işkence uçakları hava sahamızı ve hava limanlarımızı kullandı.

Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül açıkladı: "Irak savaşında ABD , İncirlik'i kullandı ve buradan 4 bin 990 sorti gerçekleştirdi." (Vecdi Gönül'ün "Los Angeles World Affairs Council" adlı kuruluşun düzenlediği konferansta yaptığı "Avrasya'da değişen güvenlik ortamı ve Türkiye'nin stratejik önemi" konulu konuşmasından.)

*

Galaksi liderimiz Erdoğan ve Gül, 29 Ekim 2004 tarihinde AB Anayasası'nı imzaladılar. Nerede mi?

"Bütün Türkler yok edilmeden Hristiyan dünyası rahat etmeyecek." diyen Papa Cixtus'un (1585-1590) heykeli altında, manevi huzurunda…

*

Saygıdeğer Erdoğan "Küresel sorunlarla mücadelede dünyanın ABD'ye ihtiyacı olduğunu; Türkiye ile ABD'nin temel hedeflerinin örtüştüğünü" söyledi. 22.10.2013

*

Erdoğan, Hakkari'den Van'a gelirken beklenmedik bir şekilde Van Gölü üzerindeki Akdamar Adası'na indi. Görevli bekçinin dışında hiçbir yetkilinin bulunmadığı adaya konan helikopterden inen Erdoğan ve beraberindeki bakanlar, Ermeni Kilisesindeki restorasyon çalışmalarını inceledi. Hakkari'den havalanan diğer 2 helikopter, Van Ferit Melen Havaalanı'na inerken protokol üyeleri bir süre Erdoğan'ın içinde bulunduğu diğer helikopteri bekledi. Bu denetlemeden 16 ay sonra (Kur'an Kursu yıkımından 5 gün önce), onarılan kilisenin açılışı gerçekleştirildi.

3 yıl süren bu kilise tamiratının yaklaşık 3 milyon TL'ye (3 trilyon lira) mal olduğu belirtildi.

*

İçişleri Bakanlığı'nın emri ile, Papa Jean Paul'ün ölümü dolayısıyla tüm yurtta bayraklar yarıya indirildi. İçişleri Bakanlığı, 08.04.2005 Cuma günü tüm resmi dairelerde gün doğumundan-gün batımına bayrakların yarıya indirilmesini istedi.

'Papa için Rusya'da bile bayraklar yarıya inmedi (!?) (Ortodokslar ya, o yüzden indirmemişlerdir…)

'Diyanet İşleri Başkanımız vefat etse hangi ülke bayrağını yarıya indirir?

'Laik bir ülkede müslümanlar aleyhine Papa için bu ayırım niçin yapılır?

'Milli sembolümüz olan bayrağımızın yalnızca bir dinin ruhani lideri için yarıya indirilmesi, o dini kayırma anlamı taşımıyor mu?

*

Erdoğan, Rotaryen toplantısına katılan ilk başbakan oldu.

Ali Babacan da masonik bir kuruluş olan Bilderberg toplantısına katıldı.

*

AB mevzuatına uygun Türk Gıda Kodeksi yayınlandı. "Çiğ Kırmızı Et ve Hazırlanmış Kırmızı Et Karışımları Tebliği" Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girdi.

Domuz ve yaban domuzu kasaplık hayvanlar arasına alındı.

*

 Başbakan "Çocuğum işsiz" diyen vatandaşı "Senin çocuğun da işsiz kalsın! Otur, otur! Bana kişisel sorunlarını getirme…" diye azarladı.(AKP Keçiören İlçe Kongresi)

27 Mart 2006

*

Yabancılara toprak satışına izin veren yasa çıkarıldı. (Dikkat: Ev, daire, bina değil; arazi satılıyor.)

Erdoğan, çocuk katiline "Sayın" dedi.

Dışişleri Bakanlığı, Ebu Garip cezaevinde işkence gören Türkler ve diğerleri için harekete geçmedi.

273 üyeli İsrail Dostluk Grubunun 173'ü AKP milletvekiliydi.

Misyonerliğe yasal izin verildi.

Bazı müftülüklerde ilk defa orkestra eşliğinde "Kutlu Doğum" Konserleri(!) düzenlendi.

Ülkemizdeki yabancı şirket sayısı katlandı.

Köylüler, çiftçiler, fındık üreticileri protesto mitingi yapacak derecede mağdur edildi.

Bankacılık sektörünün % 51'inden fazlası yabancıların eline geçti.

Kandil’e öpücükler, Habur’a lahmacunlar gönderildi. Katil APO fikir adamı, Siyonist uşağı Fetullah Gülen kanaat önderi oldu. 11 şehidin olduğu gün 59 yıl sonra bir ilk gerçekleştirilerek Papa’nın huzuruna gidildi.(!)

Türkçülük bölücülük, Türk milliyetçiliği ayakaltı oldu.

Türkiye Cumhuriyeti ibaresine tabelalarda bile tahammül edilemedi, Türk’üm diye başlayan “andımız” hazmedilemedi.

Türk milletinin geleceği ve bekası PKK terör örgütüyle masaya yatırıldı, Dolmabahçe’den adeta hendeklerin fermanı okundu.

Dahası fazlasına gerek var mı?

-Bence vicdanını hala bünyesinde barındıran bir kişi için bu kadarı bile fazladır.

*

16 yıllık verilerin sadece bir tutamını sizinle paylaştım. Türk milleti için gereken tüm “milli?” ve “yerli?” adımlar atılmış değil mi?

Her şeyi geçiyorum! Yediği mercimeği Kanada’dan ihraç eden bir zihniyet, bir düzen neyin milli ve yerli oluşundan bahsediyor?

*

Başlığımı “YERLİ VE MİLLİ HÜKÜMET” şeklinde atmıştım. Şimdi yukarıdaki yazdıklarımın hepsini silerek başlığı tekrar okuyun ve anlamlandırın. Zira yerli ve milli bir iktidar olabilmek için yapılmaması gereken bazı gayrı milli icraatları maddeler halinde kamuoyuna sundum…

NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE!

Esen kalın…