Erol ŞEKER

Erol ŞEKER

Yerel basını yaşat ki; Devlet yaşasın...

Yerel basını yaşat ki; Devlet yaşasın...

Bu coğrafyanın bitmek tükenmek bilmeyen savaşları yüzünden sayısız canlar gitmiş, kanlar akmış ve ardında nice gözyaşlarıyla, anasız, babasız çocuklar, evlatlarsa  anasız babasız kalmışlardır. Vatanın bu tarihi geçmişi ile toprakları alınmış, Ay yıldızlı al bayrağı özgürce dalgalandırılmaktadır.

Kısacası bu vatanın var olma sebebi;  TÜRK MİLLETİ, TÜRK İNSANI, VATAN SEVER HALKI... Bu coğrafyanın mucizesidir Türkiye Cumhuriyeti Devleti.

Ancak şu tezatlığa bakın. "İNSANI YAŞAT Kİ, DEVLET YAŞASIN" sözü unutulmaya başlamış. Bu söz Bilecik'te ki istirahatgahında yatmakta olan Şeyh Edebalı'nın sözü olup yattığı yerde ki camiinin mahyasını  süslemektedir.

İnsanları ölmek ve öldürmek üzere programlandığı bu asırda, cami mahyasını süsleyen o yazıyı pankart yapıp birilerinin gözüne gözüne soksan fayda etmeyecek gibi. İşin en güzel yanı nedir biliyor musunuz? Şeyh Edebalı yüzyıllar öncesinden en güzel tepkiyi, hatta protestosunu gerçekleştirmiş kimse farkında değil.

Bu söze o nedenle bodoslama dalıp ardından o sözü allayıp süslemeye birilerini de eleştirmeye gerek dahi yok aslında. Bu sözü net biçim de unutanların olduğu müşahede edildiği için artık diyoruz ki; Yaşatacak olan Devlet. Yani devletin mekaniğini işletmek üzere eğitim almış insan, bizler, sizler. Yani Türk Bürokrasisi ve siyasetçilerimiz.

Unutulan Türk Milleti hiç bir asırda asla devletini yüz üstü bırakmamıştır. Hele hele yarı yolda hiç bir asırda bırakmamıştır

En son ve kesin örnek; 15 Temmuz Hain kalkışma girişimi...

Bu halk o gece de yine hainlere dersini vermiş hepsini oturtmuştur yerine!  Gel gör ki o hain kalkışmanın üzerinden çok geçmedi ama bu günlerde adeta birileri insanları adeta yok etmeye doğru gidesi varmış gibi görüntüler sergiliyorlar.  

01.01.2018 tarihi ile birlikte Devleti yöneten siyasiler sanki Yerel ve yaygın basını yaşatmamaya göz dikmiş!..

Biz biliriz ki hükümette bizim, devlette.

Ancak bilmezler ki, yerel ve yaygın basın bilinçli yada bilinçsizce yok edilmek üzere hedef tahtasına oturtulmuş. Silah, kılıç adına ne derseniz deyin her şey artık Maliye Bakanlığının hem elinde hem de Bakanın iki dudağı arasında... İster keser, ister öldürür, isterse yaşatır. Ama unutulmaması gereken yerel basın yaşatılmalı!

Her neyse hükümet çok ciddi bir maddi krize girmiş olacak ki; Maliye Bakanlığı eli ile Yerel ve yaygın basının alacaklarını elerinden çekip alıp adeta "KAPIYA KİLİT VURARAK" diyor ki SUSUN.

Ne zaman yapıyor?

01.01.2018 yılı itibari ile. Ve bu gün10 Ocak Dünya Çalışan Gazeteciler günün de.

Bu gün açıklıyorum ki; GAZETECİLER İŞSİZ KALACAK, EVİNE EKMEK GÖTÜREMEYECEK...

Bende ki de şans. Yıllardır ne çekiyorsam 09 ve 10 Ocak günleri yaşıyorum. Gelin şaşırmayın!

Neyse, Türkiye' de yaklaşık 1300 yerel ve yaygın Gazete mevcut. Bu gazetelerde binlerce, yüz binlerce insan evine, ailesine, çevresine ekmek, aş götürüyor. Hepsini bu ay içinde işsiz, evsiz, barksız bırakacak. Bakan farkında mı? Hükümet ve dolayısı ile devlette farkında mı bilmem ama yaptığı kesin olarak bu!?

Mesela yerel günlük bir gazetede en az bu gün 7 ama siz resmi rakamla en az 5 SGK'lı personel çalışıyor. Yaygında ise bu sayıda çok çok daha fazla. 

Bu gazetede dolaylı ve dolaysız en az 10 kişi çalıştığı kabul edilir ve bu aileleri de en az 3 bireyle çarparsanız ayrıca gazetelerin yan kuruluşu gibi çalışan matbaa elemanları, dağıtım şirket ve personellerini ekleyin sayıyı siz düşleyin?

Hepsini geçtik beyleeer.

Unutmayın bu Memleketi yerel gazetelerin Kurtuluş Savaşında verdiği mücadele ile birlikte kurduk.

O kazanımla beraber Ay yıldızlı al bayrağımıza kavuştuk.

Yerel basın vücudun kılcal damarları gibidir. Ondan vazgeçemezsiniz. Hangi konu, hangi dava olursa olsun. sahip çıkmak zorundasınız.

Siz aslında yerel basının önünü kesmeyip, nefesine nefes olup ayakta tutmalısınız yani; insanı yaşatacaksınız ki; Devlet yaşasın...

Lafı uzatmaya gerek yok. 2017 Aralık ayı içinde yayımlanan iki kanun maddesi ile Maliye Bakanlığı yerel gazeteleri öldürüyor. Bu karardan acil dönülmelidir. Vakit geçmeden. Her geçen saat, gün yerel basını yani ülkenin kılcal damarlarını çatlatıp insanın ölümüne, yerel ve yaygın basının kapılarına kilit vurulmasına neden olacaktır.

Bu kararı kimin yüreği kabul eder ki? İnsanını seven, Milletine sahip çıkan sonsuza dek dimdik ayakta kalacak bir ülke olabilmek için  diyoruz ki; Yerel basınını yaşat ki; devlet yaşasın...

Kara "10 OCAK DÜNYA ÇALIŞAN GAZETECİLER GÜNÜMÜZ KUTLU OLSUN..."

Bu günde gazetecileri unutmayan Tekkeköy Belediye Başkanı Hasan Togar ve Canik Belediye Başkanımız Osman Genç Başkanlarıma teşekkür ediyoruz.

Mutlu ve (sağ)-lıcakla kalın...

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Erol ŞEKER Arşivi