Erol ŞEKER

Erol ŞEKER

Veryansın!

Veryansın!

İstanbul Büyükşehir Belediye seçimleri bitti.

Seçim öncesi yaşananlar bitmedi.
En unutulmayanı terörist Osman Öcalan...
Partili partisiz hemen her kesim,

73 Mehmetçiğe haince mermi sıkan,

Sözde MİT ve devletin istihbaratın bulamadığı,

Kırmızı bültenle aranan bebek katilinin kardeşi haini,

TRT muhabiri, yönetim kadrosu buluyor!

Adamın dibine kadar (sözde) gidip röportaj  yapıyor,
Ama devletin kurumu devletten aldığı maaş,
Vatan, bayrak, millet sevdasını unutuyor,

Devletinin bekasını, şehidinin kanını unutup,
Teröristi, vatan hainini devletin tv'sine çıkartıyor.

Bu Türk toplumuna göre en büyük ihanetti.

Bunun bedeli ağır oldu mu? OLDU.

Peki sonrasında yaşananlar?

Sosyal medya ve yaygın medyada
Cumhurbaşkanımızın bilgisi olmadığı dillendirildi.

Şimdi daha da sıkı durun.
AK Partinin içinden (milletvekili veya Genel Merkezde görevli) olduğu iddia edilen sosyal medya fenomeni
ANKARA KUŞU!

Konuyla ilgili ve alakası yakın olan bir açıklama yaptı.
"Aranızda 'Ben vergimi, TRT Osman Öcalan ile röportaj yapsın diye veriyorum' diyeniniz var mı?
Eğer yoksa, TRT Genel Müdürü istifa etmeli!"

Yorumlarda ise gelen tepkiler daha da beter.

Resmen Cumhurbaşkanını suçlayarak hedef haline getirdi.

Peki kime göre kim daha suçlu!??
En güzel iki örnekle yazımı tamamlayalım.

"TRT genel müdürü sanki kendi başına bu yayını yapmış gibi olmuş tweetiniz.. Oysa hepimiz biliyoruz kendi başına bunu asla yapamayacağını ve kimden emir aldığını.. Buyrun emir vereni istifaya davet edin o halde.. Daha samimi ve dürüstçe olmaz mı"

Ve buna karşı hani o Osmanlı ve din esaslı zemine 'Behlül Dana'nın,
 Halife Harun Reşit'ten istediği görevle alakalı hikayesi ile yazıma son vereyim.

"Behlül Dânâ hazretleri bir gün Halife Harun Reşid'den bir vazife istedi.
Harun Reşid de ona çarşı pazar ağalığını (denetimini) verdi.
Behlül hemen işe koyuldu. İlk olarak bir fırına gitti.
Birkaç ekmek tarttı hepsi normal gramajından noksan geldi.
Dönüp fırıncı ya sordu:
"Hayatından memnun musun, geçinebiliyor musun, çoluk-çocuğunla ağzının tadı var mı?"
Adam her soruya olumsuz cevap verdi. Memnun olduğu bir şey yoktu.

Behlül Dânâ bir şey demeden ayrıldı ve bir başka fırına geçti.
Orada da birkaç ekmek tarttı ve gördü ki bütün ekmekler gramajından fazla geliyor, eksik gelmiyor.
Aynı soruları bu fırının sahibine de sordu ve her soruya olumlu cevap aldı.
Bundan sonra başka bir yere uğramadan doğru Harun Reşid'in huzuruna çıktı ve yeni bir vazife istedi.
Harun Reşid, Behlül Dânâ,
"Demin vazife verdik sana ne çabuk bıktın?" dedi.

Behlül Dânâ açıkladı:
- Efendimiz çarşı pazarın ağası varmış.
Benden önce ekmekleri tartmış, vicdanları tartmış, buna göre herkes hesabını ödemiş, bana ihtiyaç kalmamış."
Vicdanlarını Tartanlar, Ekmekleri Eksik Tartmaz...

Ahiret Hesabını Düşünenler, Bu Dünyada Eksik Hesap Yapmaz..

Mutlu ve (sağ)-lıcakla kalın...
 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Erol ŞEKER Arşivi