Erol ŞEKER

Erol ŞEKER

Ülkü Ocakları Başkanlığı'nı mafya babalığı sanıyor!

Ülkü Ocakları Başkanlığı'nı mafya babalığı sanıyor!

Yaşı itibariyle çocuk denilecek yaştaki çocuk Samsun Ülkü Ocakları Başkanı...
Üniversite bitirmiş ama Ülkücülüğü, büyüğüne saygıyı, küçüğüne sevgiyi öğrenememiş cahil çocuk...
Dün kendisine ait sosyal paylaşım sitesinden benim ve Spor Müdürüm Nevzat Akkaya'nın fotoğrafını yayınlayarak, ŞEHİT CENAZESİ üzerinden bize gider yapmış. Yetmemiş araştırdım ki; beni birilerine hedef göstermiş!?
Güya, elimizde telefonla şehit cenazesinde selfie yapıp ortalarda gezindiğimizi söyleyip o çocuksu aklıyla bizi kınamış...
Bana bak çocuk!
Ben kucağında arkadaşını şehit vermiş, gazi olmuş kucaklamış ve hala da Mehmetçik'le ağlayıp, gülen binlerce asker emeklilerindenim.
Hatta hala dağda operasyonda derdini, sıkıntısını, hain pusuya düşen meslektaşını arayıp konuşan çatışma anını bile zaman zaman canlı canlı yaşayan malulen emekli bir askerim.
Bunları senin beynin almaz be çocuk. Almaz... Alırsa şaşarım! Çünkü sende o ortamı kaldıracak ne mide ne de beyin yok...
İşte bunlardan mütevellit; Senin haddine mi beni kınamak?
Hele hele ŞEHİT üzerinden kınamak!
Beni kınamak cahil ve şuursuz çocuk boyunu da, haddini de, çapını da aşar, hatta o pisliğinde boğulursun.
Seni biraz araştırdım çocuk. Sen oturduğun koltuğun ağırlığını ve hakkını taşıyamayıp, benden önce de salya sümük gazetecilere saldırmışsın. Sen gazetecilere saldırmaktan başka iş bilmez misin?
Samsun'da gazetecilik yapan abin yaşında ki Recep Yazgan'a sonrasında duydum ki kaşıntının nedeni olan Berat Gonca ve Sezer Sezer'e de aynı terbiyesizliği yapmışsın. Onlar susmuş.
Ama sen sanırım onların o suskunluklarını korkudan sanmışsın öyle mi? Öyleyse senin aklından boşuna şüphe etmemişim? Cahil lafım boşa gitmemiş demektir.
İyi de yapmışlar diyecektim ki; Dün de aklınca bana saldırmaya mı kalkıştın?
Gazetecilere sokak serserileri gibi saldırarak, reklam yapma derdinde misin? Magazin meraklısı isen, veya reklam peşindeysen adres yanlış be çocuk.
Vah be çocuk!, sen ülkücü kültürünün ne olduğunu hala anlayamamışsın. Sen kısa donla gezerken, biz ülkücülüğün ne olduğunu, senden yaşça büyüklere anlatıyorduk be çocuk!
Ülkücülüğü önüne gelen gazeteciye saldırmak mı sanıyorsun? 
Sen sanırım beni başkaları ile fena karıştırmışsın be çocuk!
Ülkü Ocakları Başkanlığı koltuğundan utanmadan gazetecilere "Kerhane çocukları" diyerek saldırdığın da o abilerin sessiz kaldıysa senden korktuklarından değil, oturduğun o kutlu dava olan Ülkü Ocağı makamına saygıdan susmuşlar. Ama sen nereden bileceksin ki? 
O gazeteciler ocak adından, şanından, devlet terbiyesinden ve kutlu dava şehitlerinin hatırına saygı ve sevgiden dolayı susmuşlar. Onu da sayende yeni öğrendim?
Ama sen nereden bileceksin Ülkü Ocaklı olmayı!
Ama farkım Ülkü Ocağı terbiyesini bilmemdir. O vesile ile de yaptığın terbiyesizliğe rağmen arayıp makamına, davaya hürmeten "Başkanım" hitabı ile konuşmama rağmen, şahsıma mafya ağzıyla gider yapmayı ısrarla bırakmadın. Oysa bir özür yeterliydi!  Ama yok, sende terbiye yok. Sana birileri iyi terbiye vermeli. Ama bana bulaşma be çocuk. Adres yanlış çocuk...
Sahi ya çocuk, sen kimsin?
Sen kimsin Yalçın Altıntaş?
Samsun Ülkü Ocakları İl Başkanı mı?
Yoksa sokak kabadayısı, Mafya özentisi bir çocuk mu?
Yoksa gazetecilere sataşarak ünlü olmaya çalışan özentili bir tip mi? Karar ver kimsin?
Bir karar ver ki biz gazetecilerde senin kim olduğunu anlayıp ona göre yaklaşım sergileyelim.
Kararsız bırakıyorsun bizleri!  Bir öyle bir böyle davranma! Kıvırtma be çocuk. 
Ben kim miyim çocuk.
Şimdi aç kulaklarını, beyinciğin algılayabilirse iyi dinle beni:
Ben öncelikle Asker emeklisi hem de malulen emekliyim bilir misin? Sonrasında ise 15 yıldan fazladır şerefle, adam gibi görevini yapan kalemini satmayan, yalakalık etmeyen senin gibi sokak çocuklarına, mafya özentilerine pabuç bırakmayan Gazeteciyim çocuk gazeteci!..
Eğer ben ve benim gibi gazeteciler olmasa sen o şehit cenazesinden haberin olmayacaktı...
Öğrendiğim kadarı ile alakası olmayan bir kişinin adı arkasına sığınarak şahsımı hedef alıp aylardır fırsat kolladığın ve Şehit cenazesi üzerinden saldırdığındır.
O fotoyu değerlendireceksem; Gazeteciyi tabi ki elinde görüntü almaya çalıştığı makineleri ile göreceksin.  İşimiz kamuoyunu olup bitenler hakkında bilgilendirmek...
Şehit konusuna gelince;
Merak etme benim canım senden çok çok daha fazla yanıyor...
Benim yarım kadar Ülkücü olabileceksen, benim yarım kadar vatana hizmet edebileceksen, yarım kadar kutlu davayı öğrenebileceksen, her şehit haberi geldiğinde eğer dürüst ve Ülkücü, Milliyetçi ruhun acır, canın yanarsa koş gel yanıma.
Gel sana Ülkücülük, Milliyetçilik, Bayrak, Toprak, Vatan sevgisini bir daha, bir daha usanmadan, bıkmadan sana anlatayım be çocuk.
Anlatayım ki çocuk; Ülkü Ocaklı olmayı çok iyi öğrenebilesin. O kutlu dava ve makama yakışasın...
Sana tavsiyem çocuk;
İki günde bir şov yapmak için gazetecilere saldırıp durma da başında bulunduğun kutlu davanın makamına  şanına layık sana mucizevi biçimde tevdi edilen o kutlu peygamber ocağı makamında ki başkanlık görevini hakkıyla yapmaya, hakkını vermeye çalış...
Veremiyorsan bırak o kutlu makamı da çek git doğduğun memleketine, bizim Ülkümüzü, Milliyetçiliğimizi anlayamıyor, sevemiyorsan, sana Ülkü ocaklılığı bir daha git memleketine de anlatsın öğretsinler.
Eğer ki; Sen hala Ülkü Ocakları Başkanlığı'nı mafya babalığı sanıyorsan?
Eğer ki; Ülkü Ocaklı olmayı millete racon kesebilecek makam sanıyorsan?
Samsun'da kimse sana mafyacılık oynattırmaz.
Hatta Ülkü Ocağı makamında sana kabadayılık asla yaptırmazlar çocuk.
Bunu çok iyi bilesin...
Mutlu ve (sağ)-lıcakla kalın...
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Erol ŞEKER Arşivi