Tekin: Eğitim öğretimde devrim oluşturulmuş durumda

Tekin: Eğitim öğretimde devrim oluşturulmuş durumda
Bakan Tekin "Öğretmen başına düşen öğrenci sayısı yarı yarıya azaldı. Sistemde çalışan öğretmenlerin yüzde 70'i 21 yılda atandı. 100. yıla geldiğimizde sayısal göstergeler itibarıyla eğitim öğretimde ciddi anlamda devrim oluşturulmuş durumda" dedi

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Erzurum'da 15 Temmuz Milli İrade Salonu'nda düzenlenen Atatürk Üniversitesi 2023-2024 Akademik Yılı Açılış Töreni'nde yaptığı konuşmada, dünyada barışı ve insan haklarını korumakla mükellef uluslararası yapıların ve yargı mekanizmalarının olduğuna işaret etti.

Bu yapıların bugüne kadar birçok kez, birçok konuda müdahil olduğunu ifade eden Tekin, şöyle konuştu:

"Ama enteresan bir şekilde bu müdahale şekilleri İslam dünyasını, Doğu toplumlarını, bizleri çok tatmin etmiyor. Genellikle de bizim arzularımızın ve temennilerimizin dışında konulara müdahale ediyorlar. Hafızalarımızda tazeliğini yitirmiş olabilir. 1980'li yılların başında Bulgaristan'da yaşayan Türk soydaşlarımıza yapılan müdahaleler, sonra Bosna'da yaşadıklarımız, belirli aralıklarla Filistin'de yaşadıklarımız, maalesef bunlarla ilgili bu bahsettiğimiz uluslararası yapılar, kılını kıpırdatmıyor. Son ve iki yıl içerisinde yaşadığımız Rusya-Ukrayna Savaşı'nda, hemen aynı yapılar faaliyete geçti ve Rusya'ya spordan sanata, ticarette ekonomiye kadar her alanda yaptırımlar uyguladılar. Azerbaycan-Ermenistan arasındaki, Azerbaycan'ın haklı taleplerine, işgal edilmiş topraklarına yönelik talepleriyle ilgili AİHM, Ermenistan'ın başvurusunu kabul edilebilir buldu. Ama gözümüzün önünde çocuklar, hastalar, hunharca katlediliyor. Uluslararası yargı mekanizmalarında, uluslararası barışı korumakla mükellef kuruluşlarda doğru dürüst ses çıkmıyor."

"Dünya çapında akademik, entelektüel bir girişimde bulunulmasını arzu ediyorum"

Bakan Tekin, şöyle devam etti:

"Sayın Cumhurbaşkanı'mızın 'dünya 5'ten büyüktür' mottosuna ilave olarak, gelin dünyada bize sunulan İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'ni tutun, bütün uluslararası metinleri Müslümanların, dünya mazlumlarının, Doğu toplumlarının haklarını savunabilecek şekilde, bizim toplumsal değerlerimizi savunabilecek şekilde, LGBT'den tutun ailenin korunmasına kadar, bizim toplumsal değerlerimizin de bir insan hakkı olduğunu, o metinlere dercettirmek için hep beraber bambaşka bir mücadelenin başlaması gerekiyor. Bunu yapacak olan kişiler de üniversitelerdeki akademisyenler. Ben dolayısıyla rektörümüzden, üniversitemizden, akademisyenlerimizden, bu metinlerle ilgili dünya çapında bir akademik, entelektüel bir girişimde bulunulmasını arzu ediyorum. Umarım Yükseköğretim Kurulu buna öncülük eder, Türkiye'deki akademisyenler, hukukçularımız, bu metinleri yeniden gözden geçirme sürecimizi başlatırız. Türkiye Yüzyılı'nı inşa edeceksek, Türkiye'de uluslararası anlamda, dünya mazlumlarının hakkını koruyabilecek yepyeni bir dönemin başlangıcını başlatmak, Türkiye Yüzyılı'nın önemli başlangıç noktalarından birisi olacak diye düşünüyorum."

"Eğitim öğretimde ciddi anlamda bir devrim oluşturulmuş durumda"

Bakan Tekin, üniversitelerle ilgili olarak gerek öğrenci, gerek derslik, gerekse de akademisyen sayısı itibarıyla Türkiye'nin çok önemli bir ivme kazandığını vurgulayarak, derslik ve tesis imkanlarının 2002 yılına göre iki katın üzerinde arttığını dile getirdi.

Derslik başına düşen öğrenci sayılarının da yarı yarıya azaldığını aktaran Tekin, "Öğretmen başına düşen öğrenci sayısı yarı yarıya azalmış durumda. Şu an sistemde çalışmakta olan öğretmen kardeşlerimizin yaklaşık yüzde 70'e yakını son 21 yılda atanmış durumda. 9 gün sonra Cumhuriyet'in 100. yılını tamamlayacağız. Yani 100. yıla geldiğimizde aslında sayısal göstergeler itibarıyla eğitim öğretimde ciddi anlamda bir devrim oluşturulmuş durumda. Yeni dönemde ne olacak. O zaman yeni dönemde yapılması gereken şey, üniversiteler Milli Eğitim Bakanlığı hep birlikte Türkiye Yüzyılı'nı inşa etmek durumundayız." değerlendirmesinde bulundu.

Bir serzenişte bulunacağını söyleyen Tekin, şunları dile getirdi:

"Bu salondaki herkes, dışarıdaki herkes, eğitimle ilgili olarak Türkiye'deki eğitim, öğretim sistemiyle ilgili olarak, kendi açısından tatmin olmadığını, eksiklikler olduğunu dile getiriyor. Hepinizin bildiği gibi eğitimle ilgili sorumlu olan Türkiye'de kurumlarımız şunlar; bir aile kurumumuz, iki toplum tamamen topyekun olarak sorumlu, üç Milli Eğitim Bakanlığı ve bakanlık bünyesindeki öğretmen kardeşlerim ile öğretmen arkadaşlarımız sorumlu. Dördüncüsü de yükseköğretim ve üniversiteler sorumlu. Çok şaşırıyorum, herkes sorumlu, herkes birbirini suçluyor. Milli Eğitim Bakanlığı olarak biz diyoruz ki 'aileler ve toplum üstüne düşeni yerine getirmiyor', toplum diyor ki 'Milli Eğitim Bakanlığı üstüne düşeni yerine getirmiyor', üniversiteler diyor ki 'Milli Eğitim Bakanlığından bize gelen öğrenci yetersiz.' Peki birbirimizi suçlayarak ne elde ediyoruz, nereye varıyoruz? Birbirimizi suçladığımız zaman, eğitimle ilgili eleştirilerimiz ortadan kalkıyor mu? Biraz önce saydığım hepimiz bu sistemde sorumluyuz."

Ailelerin çocukları üzerinde ve eğitim kurumlarının öğrencileri üzerindeki sorumluluklarını örneklerle anlatan Tekin, "Dolayısıyla ben diyorum ki gelin Türkiye Yüzyılı'nın başlangıcını hep beraber toplumsal bir seferberlik yılı ilan edelim, başkalarını suçlamayalım. Hepimiz önce kendi üstümüze düşeni yapmakla başlayalım." diye konuştu.

"Lisans mezunu çocuklarımızın ortalamaları yüzümüzü güldürmüyor"

Öğretmenlere kaynak teşkil eden lisans programlarının çok önemli olduğunu vurgulayan Tekin, şöyle konuştu:

"Öğretmenlik alan derslerindeki ortalamalara baktığımızda, lisans programlarından mezun olan çocuklarımızın ortalamalarının çok da yüzümüzü güldürmediğini görüyoruz. Dolayısıyla benim üniversitelerden istirhamım budur. Daha önemli istirhamım ise öğretmenliğe kaynak teşkil eden lisans programlarından beklentilerimizin birincisi, alan uzmanı arkadaşlar yetiştirilsin, ikincisi ve benim önemsediğim kısmı, madem bu arkadaşlarımızın Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde istihdam edilmesini istiyoruz; bu arada bu salondaki öğretmenlik hayali kuran, öğretmen olmak isteyen arkadaşlara da öğüdüm olsun; Milli Eğitim Bakanlığının kendince bir eğitim-öğretim politikası var ve bunun somut belgeleri Talim ve Terbiye Kurulu tarafından alınmış, kamuoyunda müfredat diye bilinen bizim programlarımızda ve internet sitesinde mevcuttur. Yani biz 9. sınıf matematik öğrenen bir çocuktan beklediğimiz kazanımlar neler? Ya da Türk dili edebiyatı dersi alan bir çocuktan beklentimiz, ondan beklediğimiz kazanımlar neler? Bunları eğitim fakültelerinden, öğretmenliğe kaynak teşkil eden fakültelerden ve bize öğretmenlik başvurusu yapan arkadaşlardan bunları incelemesini istiyorum."

Tekin, mülakatla ilgili söylediklerinin çok tartışıldığına işaret ederek, "Aslında söylediğim şey buydu, biz, istihdam ettiğimiz çocuklarımızın, gençlerimizin bizim müfredatımızı bilmesini ve onu nasıl çocuklara vereceğini bilmesini istiyoruz. Bundan daha doğal hakkımız yok, alanı zaten siz öğretiyorsunuz ama biz de öğretmenden ne öğretmesi gerektiğini ve nasıl öğretmesi gerektiğini istemek durumundayız." ifadelerini kullandı.

Yıllarını akademiye vermiş kişi olarak kamu kurumları ve üniversiteler arasında kopukluk olduğunu, bilimsel makalelerin okunma oranlarının düştüğünü aktaran Tekin, bu konuda herkesin kendisini sorgulamasını istedi.

"Bilimsel bakış açısı için bütün kurumlar ilişki içerisinde çalışmalı"

Kamu kurumları ve bakanlıklarda ciddi bir AR-GE desteği verebilecek birimlerin eksikliğini hissettiklerini dile getiren Tekin, şunları kaydetti:

"Bütün kamu kurumları, bakanlıklar, üniversitelerle bu anlamda birebir ilişki içerisinde çalışırsa, hem bu kamu kurumlarının çalışmalarında bir bilimsel temel veya bilimsel bakış açısı ortaya çıkmış olur hem akademideki yazı, literatür, akademik çalışmalar veriyle beslenmiş olur hem de icracılar tarafından kullanılacak hale gelir. Benim istirhamım bütün üniversitelerimiz, valilik başta olmak üzere büyükşehir, ilçe belediyelerimiz, milli eğitim müdürlüğümüz, ilgili fakülteler, ilgili bölümler, buralarda bu anlamda destekler versin."

Yeni akademik yılın hayırlı olmasını dileyen Tekin, "Hepinize bu anlamda başarılar temenni ediyorum çünkü sizlerin başarılı olması benim Milli Eğitim Bakanı olarak başarılı olmama vesile. Benim başarılı olmam bütün toplumun başarılı olmasına ve hepsinden önemlisi Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bilimsel anlamda da önümüzdeki yüzyılı, Türkiye Yüzyılı olarak inşa etmesine katkıda bulunacak." diye konuştu.

Konuşmalar sonrası Rektör Prof. Dr. Ömer Çomaklı'nın hediye takdim ettiği Bakan Tekin, başarılı akademisyenlere ödül verdi.

Törene, Erzurum Valisi Mustafa Çiftçi, Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, AK Parti Erzurum Milletvekilleri Selami Altınok, Mehmet Emin Öz, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Metin Düz, İl Emniyet Müdürü Kadir Yırtar, ilçe belediye başkanları, AK Parti Erzurum İl Başkanı İbrahim Küçükoğlu, kurum müdürleri, siyasi parti temsilcileri, akademisyen ve öğrenciler katıldı.

AA

Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler
Bunlar da İlginizi Çekebilir
Eğitim