Erol ŞEKER

Erol ŞEKER

Şükür yarabbim şükürrrr.

Şükür yarabbim şükürrrr.

2 konu; 1 - Kumaş işleyenle güzel…

             2 - Hani devlet her şeyi görürdü!...

      3. lige çıktığımız günden bu yana bir türlü işlerimiz rast gitmiyordu. Son iki üç haftadır iyi oynamamıza rağmen bir türlü üç direk arası ile topları buluşturamıyorduk. Dün yine zorlandık ama sonunda talih bizim çocuklara da güldü. İnanıyorum ki bu günden sonra şansta bize yardım eder. Bu şansa bir de artık takım oyuncularımızın kendilerine güvenerek rakip kaleye şut atmaya başlarsalar galibiyete uzanmaları kolaylaşacaktır.

      Ancak dün gelen galibiyeti stadyumda Çarşamba Beylerbeyi oldu ki, heyecan ve sevincini çok uzun yaşayamadan Beylerbeyi takım oyuncusu Ulaş bozdu bu heyecanı yaşamamızı. Ulaş maç boyunca hem sahada futbolcularımızla, hem karşı tribün olarak adlandırılan tribünlerde ki oyuncuları tahrik etti durdu. Maç sonunda da bu güzel galibiyeti kutlamaya hazırlanan Çarşambaspor’lulara saldırınca heyecan kursağımızda kaldı.

     Sanırım maçın gözlemci hakemi bunu çok iyi yakalamıştır da takım para cezası dışında hiçbir ceza almadan bu olayı geçiştirir. Aksi takdirde tam güzel günlere kucak açacağımız bu günlerde yine takımımız uzaklara gönderilirse büyük talihsizlik olacaktır. İnancım bu çocukların ligin başından bu yana yaşadıkları bu maçla son bulur ve 3. ligde ki kötü gidiş son bulur. İlk defa bu takım oyuncularını kutluyorum.

     Dün göze batan isimlerin en başında Murat Bilgin geldi. Kaldı ki bir gece önce Murat Bilgin’in en mutlu günü idi. Kız kardeşinin düğünü vardı ve orada ayaküstü konuştuk haber yaptık. Düğünden çok Beylerbeyi maçını düşündüğünü bizzat kendisi hiçbir soru sormadan dile getiren Bilgin, “abi bu maçı mutlaka almamız lazım. Her şeyimizi bu maça bağladık. Bu maç ya alınmalı yada alınmalı. Düğün bile işin aslına bakarsan çok ta heyecan vermiyor. Yarını düşünüyorum” demişti.

     İşte bu inanç bu takım oyuncularında olduğu sürece dünkü gibi de sahada oyuna hâkimiyetlerini sergilerse kazanamayacakları maç olmaz. Kumaş bu kadar dedik biz evet biliyorum ama…

     Kumaşı güzel ve uygun hale getiren terzidir ve terzinin elinde ki kumaşın kalitesi de iyi ise demek oluyor ki güzel kumaş ve iyi bir terziden iyi elbise ortaya çıkıyor. Bu düşünce ile heyecanlı ve güzel günlere doğru hep birlikte yürümeye devam edeceğiz. Haydi, hayırlısı olsun.

***    

Diğer bir konuya değinecek olursak eğer;

     Çarşamba’da bazı işler öylesine fark ettirilmeden yapılıyor ki. Resmi evrak ve kayıt üzerinde bazı olmayanların olduğu ve varlığı bile ortada yok. Maşallah Halkın hakkını kimseye yedirmem diyenler yanında bulundurduğu olmayanları başarı ile resmen bulundurmuyor. Elbette ki böylesi olmayan çalışan(lar) ama ortada fink atarken, devletin resmi organları da her nasıl ise(!) bu tip olayları bulamıyor muş?. Gelip birileri araştırsa da olmayan olanlar ortadan kaybolsalar da, kaybolmasalar da nasıl olsa hiçbir şey fark etmiyor.

Kaldı ki bu ortada olmayanlar ortada dolanıp milletin gözü önünde her bir haltı karıştırırken resmi olarak araştırma yapılsa da gelen araştırma yapacak isimlerin bu olmayanları bulması ve var demesi de mümkün olmuyor. Bu konuda devlet veya devlette ki yetkililer nasıl bir girişim yaparak bu olmayanları var iken göremediğini sorgulayacak merak ediyorum.     

     Karmakarışık bir yazı olmuş gibi gelebilir. Ama size bir olay anlatayım. Yok vazgeçtim neden anlatayım ki. Zaten biz ne anlatsak, biz ne söylersek söyleyelim, yazarsak yazalım olmayanı var görmesine rağmen herkesin. Yine herkesin gördüğünü devletin araştırmasında görmediğini dile getirmeleri ve olmayanları arayanların da nasıl olsa mevcut resmi kağıtlar üzerinden araştırma yapıp “yok” diyecekleri kesin olduğuna göre olmayanlar ortada fink atıp dursun.

     DEVLETİN BULAMADIĞINIbiz birilerinin gözlerine soksakta kar etmiyor. Ama birisinin yada birilerinin canı yandıktan sonra olmayanları bulacak devlet görevlilerine bir çift sözüm var. Önemli olan yaşayan insanı yaşarken korumalısınız. Hastalandıktan, Öldükten sonra ne yaparsanız yapın sizin olsun. Devlet olacakları önceden önlemekle devlet olur. Devleti ise kurumları ve yöneticileri devlet eder. O zaman, devlet neyi niçin bulamıyor ki?..

Neden? Çünkü resmi olarak olmayanlar zaten yok muş ki?!. Ama olmayan muhterem (ler) cayır cayır para alıyor, devletin malını istediği gibi kullanıyor, devletin protokolünü karşılıyor, devletin resmi dairesinde görev yapıyor, millete caka atıp gövde gösterisi yapıyor.

     Eeee, o zaman bize ne demek kalıyor. “Hani Devlet her şeyi görürdü”. Hepsi yanlış mış meğerse... Devlete bazen bazı şeyler gösterilmiyormuş, ya da devlet bunları göremiyormuş. Devlet görmek isterseeee… Ama tam tersi olsa vallahi biz olsak saniyesinde bulur. Ne iş. Bu nasıl çözülecek merak ediyor musunuz?. Ben çok merak ediyorum da…

     Çok değil az kaldı bekleyin rabbim müsaade ederse hepsi tek tek tespih tanesi gibi ipi dizilir gibi çıkacak. O gün devlet mutlaka görecek ve “O zaman Karamanın koyunu, nasıl çıkacak ve neler çıkacak oyunu bilemiyorum”.

Sonuç; Devletin bulamadığını, göremediğini görmeleri, bulmaları umuduyla…

Mutlu kalın…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Erol ŞEKER Arşivi