Erol ŞEKER

Erol ŞEKER

Siyaseti bel altına indirmeyin…

Siyaseti bel altına indirmeyin…

Biliyorsunuz 2003 yılından bu yana hemen hemen hiç aralıksız köşe yazılarımla sizlerle birlikte oldum. Son dönemlerde köşe yazılarımı azalttım. Bunun nedenlerinden gazetede ki yük çok fazla ve birinden birini tercih etmek zorunda kalmamdan kaynaklanıyor. Bu nedenle bazı dostlarımız neden yazılarını azalttın diyerek sitem ediyorlar. Konu mu kalmadı diyenlerde yok değil hani.

Konu mu dediniz? Güldürmeyin insanı: Konudan çok ne var ki?. Hele hele bizim Siyasetçilerimiz o kadar şen şakrak insanlar ki!.

Bizi hiçbir zaman boş bırakmazlar. Söyledikleri, söylemedikleri, gezdikleri, gezemedikleri, yaptıkları, yapmadıkları her şeyleri yazı komik, komik ötesi acınacak haldeler.

Malum önümüzde ki aylarda Yerel Seçimler start alıyor. Bu nedenle partilerde hummalı bir çalışma başladı ve siyaset, aday adaylıklar kazanı fokurdamaya başladı bile…

Ama siyaset başlamasına başladı ya her geçen gün siyaset biraz daha basitleşiyor…

Basitleşme sözünü hangi anlamda kullandığımı düşünecek olursanız kolay anlamında değil. Basitleşen siyaset, hakarete, küfre, iftira ve dedikodulara doğru giden siyasetçileri basitleştiren muhabbetlere gidiyor.

Eskiden bunlara bel altı siyaseti deniliyordu.

Ben bu tip siyasetlerden nefret ediyorum. Kişilerle her platformda yarışabilirsiniz ama namus, onur, aile, kavramlarını unutup oralara dalarsanız bunun adı bel altı siyaseti olur ki: Bu noktada siyaset değil pislikle gelmek denilir.

Bu tip siyaseti insanlar sevmiyor.

Allah’tan Ramazan ayındayız da bazı sözüm ona siyasetçilerin daha fazla bel altı muhabbetleri ayyuka çıkmadan alaşağı edilmeye uğraşılıyor.

Bildiklerimiz de bilemediklerimiz de var. Bel altı namus kavramını da, yok ediyor göremiyorlar.

Son dönemlerde  siyaset kazanı kaynamaya başladı ya!..

Sözüm ona siyasete hazırlanan ve siyasetin içinde olanlar için inanılmaz dedikodular Çarşamba ilçe sınırlarında dolandırılıyor.

EDEP, HAYA, NAMUS, AR hiçbir şey kalmamış. BİRAZ EDEP YAHU!...

Siyaset için bunlara laf etmek hiçbir literatürde yoktur.

Siyaseti siyaset gibi yapamıyorsanız, rakiplerinizi adam gibi projelerinizle, siyasi gücünüzle, kişiliğinizle, çevrenizle yıkamıyorsanız hiç bu arenaya çıkmayın.

Pisliği olan pislikle uğraşır. Pislik içinde yaşayan temizlikten, ahlaktan, namustan zaten anlamaz. Bunların zaten iç,i dışı, çevresi pislik işte…

Son dönemlerde siyasette bu tip pislikler güç olmuş, güçlükleri yıkmanın yolunun dedikodular üreterek yıpratmak olduğunu gördükleri görülüyor. Onların değil ama konuyu duyan partili partisiz tüm halkın ve biz gazetecilerin içini çok acıtıyor.

Düşman dahi olsa namusa dil uzatılmaz, uzattırılmaz...

Birileri ile düşman olabilirsiniz, küsmüş, konuşmuyor, siyasi büyük bir rakip olabilirsiniz…

Ama asla kimsenin ailesine laf söz etmesi hiç adaba ve insanlığa sığmıyor. Buna da siyaset denilmez. 

Şimdiden belirteyim. Bu siyaseti adam gibi yapacaksanız çıkın er meydanına, adam gibi değil de şerefsizce yapacaksanız adam değilseniz çıkmayın adamız diyerek sokağa. Kim üstüne alınacaksa alınsın umurumda değil.

Çünkü son dönemde ki dedikodular can yakar, Ocak yıkar. Kimsenin ailesinin yıkılmasına kimse razı olmaz.  Uyarması bizden.  İnşallah bu tip dedikodular kısa sürede sona erdirilir. Aksi takdirde bu seçim hiç bitmez.

Demedi demeyin.

Mutlu ve (sağ)-lıcakla kalın…

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Erol ŞEKER Arşivi